Zümrüd-ü Anka

Mehtap Mert

İran sanatında Zümrüd-ü Anka kuşu, kuşa benzeyen, fil ve balina taşıyabilecek kadar büyük, kanatlı bir canlıdır. Tavus kuşunu andırır. Zümrüd-ü Anka kuşu iyiliği temsil eder ve dişidir.

Zümrüd-ü Anka kuşunun bir diğer adı olan Simurg’un -Si hecesi, Modern Farsça’da 30 anlamına gelmektedir. 30 rakamının Zümrüd-ü Anka kuşunu simgeleyen bazı özelliklere vurgu yaptığı öngörülmüştür; 30 kuş büyüklüğünde, 30 renge sahip gibi.

Fars efsanelerine göre Zümrüd-ü Anka kuşu Dünya üzerinde yaşanan 3 tufana tanıklık etmiştir. Yaşamı boyunca çok şey öğrenmiş ve bu bilgileri tüm çağlara aktaran bir sembol olmuştur. Zümrüd-ü Anka kuşu Simurg, Batı Mitolojisindeki Feniks’e benzer şekilde 1700 yılda bir kendisini yakar ve küllerinden yeniden doğar.

Kendini yakmak ve küllerinden yeniden doğmak…..

Ne kadar cesur ve asilce geliyor kulağa. Bütün geçmişini, hatıralarını, yanlışlarını, doğrularını, olumlu yada olumsuz tüm davranışlarını, umutlarını, umutsuzluklarını, acılarını, tatlılarını, yaşanmışlıklarını ve yaşanamamışlıklarını yok etmek.. Küllerinden yeni bir benlik oluşturup, hayata devam etmek.

Dişidir Zümrüd-ü Anka. Anaçtır. Emzirmesindendir anaçlığı. Her anaç canlı gibi doğurmaya ve doyurmaya programlanmıştır. Toprak ana gibi anaçlığından alır gücünü, güzelliğini, iyiliğini, bilgeliğini, öğreticiliğini.

Ne çok yakışır dişiye güç, güzellik, iyilik, bilgelik, öğreticilik, annelik. Zorluklara göğüs germek, etrafına zarar vermeden benliğinden arınmak. Her seferinde yeniden doğmak…

Bizler ki Zümrüd-ü Anka’yız…

Yanarız, küllerimizden yeniden doğarız…

Sağlıcakla kalın.