CHP'li milletvekillerinden bütçe eleştirisi

Milli Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçelerinin TBMM Genel Kurulunda AKP ve MHP oylarıyla kabul edilmesinden sonra CHP'li milletvekillerinden bütçeye ilişkin değerlendirmeler yapıldı.

CHP'li milletvekillerinden bütçe eleştirisi
Yayınlanma:
Güncelleme:

Milli Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçelerinin TBMM Genel Kurulunda AKP ve MHP oylarıyla kabul edilmesinden sonra; TBMM CHP Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu sözcüsü Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya ve komisyon üyeleri Yozgat Milletvekili Ali Keven, Muğla Milletvekili Suat Özcan ve Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel TBMM’de düzenledikleri basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu.

Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, “2021 Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi ile öğretmen açığı kapatılamaz, inşaatı yarım kalan okullar bitirilemez, derslik açığı giderilemez, uzaktan eğitim için bilgisayar, tablet, televizyon ve internet bağlantısı sağlanamaz, ders kitaplarının içeriği değiştirilemez, 2019 KPSS mağdurlarının hakları iade edilemez, okulların hizmetli ve güvenlikçi sorunu çözülemez, KHK ile ihraç edilip mahkeme kararına rağmen göreve başlatılmayan öğretmenlerin mağduriyeti giderilemez, okul kantincileri ve servisçilerinin sorunları çözülemez, rehabilitasyon merkezlerinde çalışan öğretmenlerin sorunları çözülemez ve anaokulu, kreşler, rehabilitasyon merkezi işleten işletmecilerin ve çalışanlarının sorunları çözülemez.” dedi.

 Kültür ve Turizm Bakanlığı Bütçesinin de yetersiz olduğunu söyleyen kaya, “ bu bütçeyle sanatçılarımızın, yazarlarımızın telif hakları ödenemez, tiyatrolarımızın ekonomik sorunları çözülemez, mevsimlik turizm işçilerine destek verilemez, turizmcilerin ve çalışanlarının derdine derman olunamaz.” dedi.

Kaya, Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesine ilişkin olarak da “Üniversite öğrencilerinin barınma sorunu çözülemez, üniversite öğrencilerinin KYK borçları silinemez, işsiz gençlerimize başlatılan icra takibi durdurulamaz, amatör spor kulüpleri ve sporcularına destek verilemez, uluslararası müsabakalarda ülkemizi başarıyla temsil edecek sporcular yetiştirilemez.” değerlendirmesinde bulundu.

Yozgat Milletvekili Ali Keven, “Üniversitelerimiz maalesef en karanlık dönemini yaşamaktadır. AKP eski milletvekillerinin rektör olarak atandığı üniversiteler dönemini yaşıyoruz. Güç sarhoşluğuyla yapılmış liyakatsiz atamalarla sık sık gündem olan, kadro çiftliğine dönüştürülmüş yükseköğretim kurumları dönemini yaşıyoruz.” dedi.

Keven “Demokratik bir üniversite yönetimine sahip olmayan ülkemizde, tek adamın atadığı rektörler istibdat rejimiyle üniversiteleri yönetiyor. Sayısının çokluğuyla övünülen üniversitelerin birçoğu akademik başarı sıralamalarında sonlarında yer alıyor. 68 rektörün tek bir uluslararası yayını olmadığı ve sıfır çektiği bilinen bir gerçek. Üniversiteleri bilimin kalesi olmaktan çıkardınız.” ifadelerini kullandı.

Muğla Milletvekili Suat Özcan, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın rektörleri doğrudan atayarak yükseköğretim kurumlarının bilimsel ve akademik özgünlüğünü sarstığını; üniversite kadrolarına ‘sadakat’, ‘siyaset’ ve ‘bizim adamımız’ anlayışını yerleştirdiğini söyledi.

 

 Özcan, “En köklü üniversiteler nefret söylemlerinin hedefi olmuş, binaları ve yerleşkeleri işgal edilmiş; üniversite yönetimleri üzerinde baskı kurulmuştur.” dedi. 

Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel ise, “Devletin birçok kurumunda çürümüşlük var; sporda adam kayırma, akçeli işler, mevzuata aykırı pratikler o kadar çok ki. Tam burada soruyorum: Bugün itibarıyla adli ve idari ceza alan federasyon yöneticileri var mı, görevlerine nasıl devam ediyorlar? Ulusal ve uluslararası müsabakalarda başarı elde eden sporculardan, sonradan dopingli oldukları anlaşılan sporculardan verilen ödüller geri alındı mı? İlgili federasyon başkanı hakkında da soruşturma yapıldı mı? Çünkü elimde bunlar var, bunları istiyorum sizden.” dedi.

Kulüp başkanlarının keyfi uygulamalarının ve sporda yaşanan problemlerin giderilmesi için Spor Kulüpleri Yasası’nın çıkarılması gerektiğini söyleyen Adıgüzel, “Yasa dışı bahis bu ülkenin en büyük sorunlarından birisi. Devlet ve kulüpler muazzam gelir kaybediyor. Ayrıca bu kayıt dışı paranın uyuşturucu ve teröre kaynak olduğuna dair bilgiler var.  Altın İşletmeleri FETÖ terör örgütünün kaynaklarından biriydi. Bu kayıt dışı bahisten de FETÖ'nün beslendiğine dair iddialar var. Her kurumdan FETÖ'cü çıktı. Mesela, merak ediyorum, Spor Toto Teşkilat Başkanlığından hiç FETÖ'den dolayı ihraç edilen oldu mu acaba?” diye sordu.

TBMM CHP Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu sözcüsü Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya ve komisyon üyeleri Yozgat Milletvekili Ali Keven, Muğla Milletvekili Suat Özcan ve Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel’in açıklaması:

Sarayın hazırladığı 2021 Milli Eğitim Bütçesi yine hayal kırıklığı yarattı. 2002’de AKP iktidara geldiğinde bütçeden eğitim yatırımlarına yüzde 17,18 pay ayrılmışken, 18 yılın sonunda bu pay yüzde 7,36’ya düştü.

Nüfusumuz arttı, öğrenci sayısı arttı, teknolojik imkanlar ışık hızıyla gelişti ama eğitim yatırımlarına ayrılan payımız azaldı.

Milli Eğitim Bakanının Bütçe konuşmalarından öğrendik ki AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın  aylar önce öğrencilere “500 bin tablet dağıtacağız.” sözü hala gerçekleştirilememiş. Uzaktan eğitim için ücretsiz internet bağlantısı sağlanamamış. EBA altyapı sorunu çözülememiş.

18 yıllık AKP iktidarında eğitimde fırsat eşitliği de tamamen ortadan kalkmıştır.

 

  • 2019 yılında hanehalkının eğitim harcamalarının yüzde 3,2’sini en yoksul yüzde 20’lik kesim yapmıştır. En zengin yüzde 20’lik kesimin eğitim harcamaları içerisindeki payı ise yüzde 64,5 olarak gerçekleşmiştir. En zengin ailelerle en yoksul ailelerin eğitim harcamaları arasında 20,5 kat fark oluşmuştur.
  • Öğrenciler, iyi eğitim almış bir azınlık ve iyi eğitim imkanından yararlanamamış çoğunluk olarak ikiye ayrılmıştır.
  • Özellikle 4+4+4 sonrası özel öğretim kurumlarındaki artış,  bu kurumlara verilen devlet desteği, veli ve öğrencilerin özel okullara yönlenmesine neden olmuştur.
  • Okulöncesi düzeyide öğrenci başına 2019’da 1740 dolar harcama yapılmıştır. Önceki yıla göre %4,7 oranında azalma meydana gelmiştir.
  • Ortaöğretim düzeyinde öğrenci başına 2019’da 2258 dolar harcama yapılmıştır. Önceki yıla göre %2,71 oranında azalma meydana gelmiştir.
  • Yükseköğretim düzeyinde öğrenci başına 2019’da 3314 dolar harcama yapılmıştır. Önceki yıla göre %5,12 oranında azalma meydana gelmiştir. Ayrıca 2011’den bu yana yükseköğretim düzeyinde öğrenci başına yapılan harcama %48,01 oranında azalmıştır.
  • Üniversite ve öğrenci sayımız sürekli artarken, öğrenci başına yapılan harcamanın ciddi olarak azalması AKP’nin yükseköğretime bakışını ortaya koymuştur.

DERSLİK SORUNU ÇÖZÜLEMEMİŞTİR

Milli Eğitim Bakanlığının 2019-2020 verilerine göre devlet okullarında okuyan öğrenci sayısı 15 milyon 189 bin 878, devlet okullarındaki derslik sayısı ise 588 bindir. Bu verilere göre devlet okullarındaki dersliklerdeki ortalama öğrenci sayısı 26’dır.

 

Bu sayı genel ortalamadır… Çok sayıda okulda 40-50 kişilik sınıflarda eğitim görüldüğünü, ikili eğitime devam edildiğini, birleştirilmiş sınıflar olduğunu, taşımalı eğitim gibi can yakan sorunlarımızın olduğunu hepimiz biliyoruz.

 

Pandemi koşullarında bir derslikte 20 öğrenci olması için 171 bin 493 dersliğe ihtiyaç vardır.

Bilim Kurunun açıkladığı koşullara göre dersliklerde 15 öğrenci olursa, 424 bin 659 dersliğe daha ihtiyaç duyulmaktadır.

Pandemi koşulları dışında, 4+4+4 eğitim sistemi nedeniyle 2020 LGS sınavına giren fazladan 600 bin öğrenci de ortaöğretime başladı. Bu öğrenciler için de 30 bin ek dersliğe ihtiyaç vardır.

2021 bütçesiyle derslik ihtiyacının karşılanması mümkün değildir.

Bütçe yetersizliğinden inşaatları durdurulan okulların tamamlanmasına, yeni okulların yapılmasına imkan yoktur.   

ÖĞRETMEN AÇIĞI BU BÜTÇEYLE KAPATILAMAZ

Sayıştay’ın raporunda 138 bin 393 öğretmene ihtiyaç olduğunu söylüyor. Bizim tespitlerimize göre acil olarak 250 bin öğretmen ataması yapılması gerek. Ancak AKP 2020 yılında 60 bin öğretmen ataması talep ediliyor, bu talep bile karşılanmıyor.

Bu bütçeyle Sayıştay’ın tespit ettiği öğretmen açığının kapatılmasına dahi imkan yoktur.

Bu bütçeyle mesleki teknik öğretmenleri, edebiyat öğretmenleri, felsefe grubu öğretmenleri, beden eğitimi, müzik, resim öğretmenleri gibi branş öğretmenleri açığının da kapatılması mümkün değildir.

EĞİTİMDE MAĞDURİYETLER DEVAM EDİYOR

  • Rehabilitasyon öğretmenleri pandemi sürecinde açlığa, normal süreçte de özel sektörde asgari ücret seviyesinde ücrete mahkum edilmiştir.
  • Eşlerin İllerarası tayin sorunu hala çözülememiş. Aileler parçalanmıştır.
  • Engelli öğretmenlerin ataması yapılmamıştır.
  • Verilen sözler tutulmamış ne öğretmen Meslek Kanunu çıkartılmış ne de 3600 ek gösterge verilmiştir.
  • 2019 KPSS sistem değişikliği mağduru 5 binin üzerinde öğretmenin kazanılmış hakları iade edilmemiştir.
  • Pandemi sürecinde hiçbir geliri olmayan okul kantincileri ve servisçilere destek verilmemiştir.
  • 20 bin köy okulu kapatılarak çocuklarımız taşımalı eğitimle mağdur edilmektedir.
  • Devletin güvencesi altında olması gereken yurtlar cemaat ve tarikatların insilatifine bırakılmıştır.
  • Üniversite öğrencilerinin KYK borçları silinmemiş, işsiz gençlerimize icra takibi başlatılmıştır.
  • YÖK kaldırılmamış, üniversitelerimiz bilim yuvası olmanın çok uzağında kalmıştır.

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINDA EMEK SÖMÜRÜSÜ

Milli Eğitim Bakanlığında çalışan 32 bin geçici işçiler 10 ay çalıştırılıp 2 ay ücretsiz iş sözleşmeleri askıya alınıyor. Bu işçiler aynı işyerinde, aynı sürede, aynı iş yapmalarına rağmen en düşük ücreti almaktadır. Kadrolu işçiler 12 ay çalışıp 4000-4500 ücret alırken, taşerona bağlı çalışan işçiler asgari ücret seviyesinde ücret almakta ve yıllık izin hakkı da kullanamamaktadırlar. Milli Eğitim Bakanlığının bu işçilerimizi kadroya alarak emek sömürüsüne son vermesi gerekmektedir.

TIMSS SONUÇLARI YANILTICI

Eğitimin içeriği boşaltılmış, bilimsellikten uzaklaşılmıştır. Uluslararası sınavlarda alınan başarısızlıklar da bunun göstergesidir.

En son açıklanan “Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması” (TIMSS) 2019 raporuna göre, Türkiye ilk kez 4. ve 8. sınıflarda matematik ve fen testinde 500 puanın üzerine çıktı. Ancak bu sonucun araştırmaya 4. sınıf öğrencilerin yerine 5. sınıf öğrencilerinin dahil edilmesiyle alındığı ortaya çıktı. Gerekçe olarak da önceki yıllarda sınava giren dördüncü sınıf öğrencilerine ait yaş ortalamasının düşük olması gösterildi. (Türkiye’de yaş ortalaması 9,7 iken uluslararası ortalama 10,2)

Milli Eğitim Bakanlığı yaş ortalamasının düşüklüğünü başarısızlığın gerekçesi olarak sunarken, bunun sebebinin 4+4+4 sistemi olduğunu neden açıklamıyor? Neden AKP’nin okula başlama yaşını 72 aydan 66 ay düşürdüğünü bunun da eğitimde başarısızlıkları beraberinde getirdiğini söylemiyor. Neden okula başlama yaşın 7 yıl sonra 69 aya çıkardıklarını söylemiyor. Neden CHP’nin ve eğitim uzmanlarının “Okula başlama yaşı yeniden 72 ay olmalıdır.” çağrısının görmezden geldiği açıklamıyor?

Sahte başarı öyküleriyle çocuklarımızı dünya çocuklarının eğitim seviyesine ulaştırmazsınız! Bilimsel gerçekleri göz ardı ederek çocuklarımızın geleceğini karartmaktan başka bir iş yapmıyorsunuz…

PANDEMİDE KAÇAK EĞİTİM

Pandemiden dolayı yüz yüze eğitime ara verilmesine rağmen, Siirt’te bazı okul müdürlerinin bilgisi dahilinde hatta milli eğitimdeki yöneticilerin bilgisi dahilinde velilerden yüksek ücretler toplanarak özel sınıflara mülakatla öğrenci seçilmiştir.

Bu özel sınıflardaki maddi durumu iyi olan öğrenciler kısıtlamaların başladığı günden bu yana özel dershanelerde, kiralanmış sınıflarda, bodrum katlarında, çalışma salonlarında ve özel dairelerde yüz yüze eğitime devam etmektedirler.

Bu çalışmaların cemaat ve tarikatlar tarafından yürütüldüğü de gelen bilgiler arasındadır. Milli Eğitim Bakanlığının bundan haberdar olmaması mümkün müdür?

Çocuklarımız cemaat ve tarikatlara mı teslim edilmiştir?

EĞİTİM SENDİKALARI DA BÜTÇE YETERSİZ DİYOR

Eğitim-İş’in araştırmasına göre ne eğitimde ne de istihdamda olan 5,7 milyon gencimiz bulunmaktadır.

Eğitim Sen ise eğitim kurumlarının ihtiyaçlarının salgın koşullarına göre yeniden güncellenmesi, yeni ihtiyaçlar için ek bütçe oluşturulması ve bütün okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılması gerektiğini söylüyor.

 

TİYATROLAR KAPANIYOR SANATA VE SANATÇIYA DESTEK YOK

Sanata ve sanatçıya hak ettiği destek verilmiyor. Pandemi sürecinde de sanatçılarımız, tiyatro çalışanlarımız açlığa mahkum edilmiştir. En son Ankara Sanat Tiyatrosu’nun (AST) birikmiş kiralarını ödeyemediği için 1963 yılından beri perdelerini açtığı sahnesini boşaltmak zorunda kalmıştır.

TURİZM ÇALIŞANLARI ÇARESİZ

Pandemi nedeniyle turizmde çalışan milyonlar işsiz kaldı. Mevsimlik turizm işçileri ise tamamen yok sayılarak, açlığa mahkum edildi. Turizmciler de iflasın eşiğine geldi.  

SPOR SİYASETİN ARKA BAHÇESİ

Spor siyasetin arka bahçesi haline getirilmiş. Amatör spor dalları pandemi sürecinde yok olma riskiyle karşı karşıya kalmıştır. Ne amatör spor kulüplerine, ne de sporcularına destek verilmiştir.

 

Üniversite öğrencilerinin KYK borçları silinmezken, borçlarını ödeyemeyen işsiz gençlerimiz icraya verilirken, şans oyunları özelleştirilip, yandaşlara yeni rantlar sağlamak için KDV sıfırlanıyor. 

 

Türkiye artık yönetilemiyor.  Eğitim sorununun çözüm anahtarı da alınacak bir seçim kararında gizlidir.

 

Yıldırım Kaya

Ankara Milletvekili

TBMM CHP Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Sözcüsü

 

Ali Keven

Yozgat Milletvekili

 

Suat Özcan

Muğla Milletvekili

 

Mustafa Adıgüzel

Ordu Milletvekili

 

 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.