Destici gündemi değerlendirdi
BBP Genel Başkanı Destici, parti genel merkezinde gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, "Milletimizi yaşatmak, vatandaşlarımızın, evlatlarımızın, bakarken gözyaşlarımıza hakim olamadığımız bebeklerimizin artık enkaz altında kalmaması gibi bir derdimiz var" dedi.
BBP Genel Başkanı Destici, parti genel merkezinde gündeme dair açıklamalarda bulundu. İzmir'de meydana gelen deprem felaketinden dolayı depremzedelere geçmiş olsun dileklerini ileten Destici, "Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. Yaralılarımıza şifa, İzmir halkına, ülkemize ve milletimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Tüm kayıplar ülkemizin kaybıdır. Milletimizin kaybıdır. Yaralılarımız ve tüm mağdurlarla ilgili yalnız olmadıkları, devletimizin ve milletimizin mağduriyetlerin giderilmesi için gereken her şeyi yapması gerektiğine, yapacağına olan inancımı dile getirmek istiyorum" dedi.
Depreme karşı alınan önlemlere değinen Destici, "Her depremden sonra aynı şeyleri konuşuyoruz. Ancak yapılması gerekenlerin layıkıyla yerine getirildiğini söylemek, gerçeklere ve milletimize karşı haksızlık olur. Tekrar etmek mecburiyetindeyim; yapı güvenliği ve sağlıklı şehirleşme konuları gündemimizden asla düşmemelidir. Belediyelerin yapılaşmayı uydudan takip ettiği, malzeme muayenesinin ultrasonla yapılabildiği bir çağda, kaçak yapılaşmanın mümkün olması, riskli binaların tespit edilememesi veya riskli olduğu tespit edilen binalarda insanlarımızın yaşamaya devam etmesi kabul edilemez. Yaşanan felaketlerde zorlama bir suçlu arama gayretinde değiliz. Milletimizi yaşatmak, vatandaşlarımızın, evlatlarımızın, bakarken gözyaşlarımıza hakim olamadığımız bebeklerimizin artık enkaz altında kalmaması gibi bir derdimiz var. Bunun için de 30 yıldan fazla süredir İzmir’i aralıksız yönetenlerin hesap vermekten kaçsalar bile özeleştiri yapmaları gerekmez mi? Biz, mağdur olanlara millet olarak da devlet olarak da gerekli yardımı yaparız. Geçmişte de yaptık, yarın da yapacağız. Önemli olan bu değil. Önemli olan gerekli tedbirleri almak, bu acıların hiç yaşanmamasıdır" diye konuştu.
Sağlıklı şehirleşmenin gerekliliğinini vurgulayan Destici, "Şehirleşmeyi, sadece deprem ve diğer doğal felaketler üzerinden değerlendirmemeliyiz. Sağlıklı şehirleşme, eğitimden sağlığa, kültürden güvenliğe, hayata dair her alana, olumlu ya da olumsuz tesir eder. Elbette hiçbir devlet, hiçbir zenginlik, şehirleri tümüyle yıkıp yeniden inşa edemez. Ancak planlamanın, bilimsel kurallara göre yapılması ve titizlikle uygulanması, zaman içinde, binalar yenilendikçe, bizi adım adım sağlıklı şehirlere, sağlıklı bir çevreye, dolayısıyla sağlıklı bir toplum olmaya taşıyacaktır. Bu anlamda, dünyanın gelişmiş ülkelerinde tartışılması bile mümkün olmayan “imar afları” ve “planlama ilkelerine aykırı imar revizyonlarının, ülkemize, yaşadığımız topluma ve milletimize yapılmış kötülükler olduğunu düşünüyorum" açıklamalarında bulundu.
"Hangi gerekçelere dayanırsa dayansın terör insanlık suçudur"
Avusturya'da yaşanan terör saldırısını kınadıklarını belirten Destici, "Avusturya’da hepimizi üzen bir terör eylemi meydana geldi. Terörü kınıyoruz. Kimi hedef alırsa alsın, kim tarafından yapılırsa yapılsın, maksadı ne olursa olsun, hangi gerekçelere dayanırsa dayansın terör insanlık suçudur. Herkesin hiçbir mazeret, tevil, hoşgörü veya ayrıcalık gözetmeden terörle ilgili tavrı da bu olmalıdır. Dünyanın neresinde olursa olsun, size ne kadar uzak görünürse görünsün, masumların hayatlarına kast eden terör eylemleri sadece insanları değil insanlığı da yok etmektedir. Terör eylemleri esnasında Avusturya polisi ve mağdur vatandaşlara hayatlarını tehlikeye atarak yardımcı olanların Türk ve Müslüman olmaları, 'İslam' ve 'terör' kelimelerini yan yana getirenlerin çıkarması gereken diğer ders olmalıdır" ifadelerini kullandı.
Terör örgütlerinin taşeronluk yapmasının insanlığın en büyük suçlarından birisi olduğunu belirten Destici, şunları söyledi:
"Diğer ders, emperyalist devletlerin terör örgütlerini taşeron olarak kullanmalarının, onları silahlandırmalarının, sayısız masum insanın katledilmesine neden olmasının sorumluluğunun yanı sıra, akan kanın bir şekilde terörü besleyenlerin üzerlerine sıçrayacağı sonucunun kaçınılmaz olduğudur. Terör örgütlerinin taşeron olarak kullanılması, bu yüzyılın en büyük insanlık suçlarından biridir. Bu ayıbın sorumluları, tarihin diğer zalimleri gibi insanlığın vicdanında sonsuza dek mahkum olacak ve lanetleneceklerdir."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.