Fatih Erbakan: İktidar epistemolojik değil gerçeklerden kopuş yaşıyor
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, partisinin Nevşehir İl Başkanlığının 2. Olağan Genel Kongresi’nde gündeme ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu
Fatih Erbakan: İktidar epistemolojik değil gerçeklerden kopuş yaşıyor
Yeniden Refah Partisi lideri Erbakan, iktidarın epistemolojik değil gerçeklerden bir kopuş yaşadığını belirterek, “Türkiye Ekonomi Modeli’ dediler, ‘Tarih yazıyoruz, Avrupa bizi kıskanıyor, ABD’de, Fransa’da, İngiltere’de raflar boş, biz de dolu’ dediler, vatandaşın feryatlarına kulak vermediler. Herkesi etraflarındaki ‘mutlu azınlık mensupları’ gibi zannettiler. Herkesin devletten beşer yedişer maaş aldığını, ballı ihaleler aldığını zannettiler. ‘Çay simit hesabıyla’ iktidara geldiklerini unutarak, vatandaştan iyice koptular.” İfadelerini kullandı.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, partisinin Nevşehir İl Başkanlığının 2. Olağan Genel Kongresi’nde gündeme ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu
Milli Görüş ikinci 40 yılında iktidara emin adımlarla ilerliyor
Erbakan, 4 yıl önce kurulduklarından bu yana 300 bini aşan üye sayısı, 100 bin sandık müşahidi, 81 il ve 900’de fazla ilçede teşkilatlanmasıyla Yeniden Refah Partisi’nin ikinci 40 yılda iktidar yürüyüşünü emin adımlarla devam ettirdiğini söyledi.
‘İktidar Epistemolojik değil gerçeklerden kopuş yaşıyor’
İktidara ekonomi üzerinden sert eleştirilerde bulunan Erbakan, şöyle konuştu:
“20 yıl boyunca vatandaşımızdan tam yetki alan, milletimizden hiçbir yönetimin alamadığı yetkileri alan İktidar Partisi, gerçekten bir kopuş yaşıyor. Sayın Bakan, ‘Epistemolojik kopuş’tan bahsediyor ama, bu öyle bir kopuş değil, bu vatandaştan kopuş, ülkenin gerçeklerinden kopuş… ‘Türkiye Ekonomi Modeli’ dediler, ‘Tarih yazıyoruz, Avrupa bizi kıskanıyor, ABD’de, Fransa’da, İngiltere’de raflar boş, biz de dolu’ dediler… Vatandaşın feryatlarına kulak vermediler. Herkesi, etraflarındaki ‘mutlu azınlık mensupları’ gibi zannettiler. Herkesin devletten beşer yedişer maaş aldığını, ballı ihaleler aldığını zannettiler. ‘Çay simit hesabıyla” iktidara geldiklerini unutarak, vatandaştan iyice koptular… ‘Ne işsizliği yahu bu ülkede işsizlik falan yok, iş isteyene iş çok’ dediler ama; kamuda 455 kadro için 113 bin 812 başvuru başvurdu.‘Ne kapanması kapanma falan yok’ dediler ama; 2022 ilk 8 ayında 60 bin esnaf kepenk indirdi. ‘Ne aç kalması, evine ekmek götürememesi, biraz abartıyorsunuz’ dediler ama; ülke olarak geldiğimiz durum ortada. Milyonlarca vatandaş en temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta büyük güçlükler yaşıyor.”
Enflasyonda dünya lideriyiz!
Bugün enflasyonun tıraşlanmış TÜİK rakamlarına göre bile yüzde 83’e yükseldiğini, bağımsız araştırmacılara ise göre enflasyonun yüzde 186 olarak hesaplandığını hatırlatan Erbakan, “Bugün maalesef Avrupa’da ve G20’de enflasyon lideriyiz. Dünyada ise 5. Sıradayız… Bu arada savaşta olan Rusya’da enflasyon yüzde 14.3, Ukrayna’da ise yüzde 24 olduğunu hatırlatırım. Açlık sınırı 7.300 liraya dayandı ve asgari ücret açlık sınırının altında… Sayın Cumhurbaşkanı, ‘Aman ha evlenin ve evlendiğiniz zaman 3 tane çocuk yapmayı ihmal etmeyin” diyordu. Ne 3 çocuğu! Bırakın 3 çocuk yapmayı insanlar artık evlenmeyi bile göze alamıyor. Dört kişilik ailenin yapması gereken toplam harcama yani yoksulluk sınırı 23.600 lira olmuş. Bırak çocuklu aileyi, bekâr bir çalışanın aylık yaşama maliyeti 9.470 liraya ulaştı! ‘Ne yoksulluğu ne açlığı abartıyorsunuz’ diyorlar, 2021’de 5.7 milyon haneye sosyal yardım, 11 milyon 362 bin vatandaşa gıda yardımı yapıldı bugün Türkiye’de… Kaynak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı… Geçtiğimiz kış 4 milyon haneye doğalgaz veya kömür desteği yapıldı. Bu sene 4 milyon aboneye elektrik desteği yapılacak. İcra iflas dosyaları 26 milyona dayanmış. İşte Türkiye’nin gerçekleri bunlar.”
‘İnanç özgürlüklerinin Anayasal güvenceye alınması çağrısında bulunuyoruz’
Başörtüsü tartışmalarına da değinen Erbakan, inanç özgürlükleri konusunun anayasal güvenceye alınması çağrısında bulanarak şöyle devam etti:
"Malumunuz geçtiğimiz hafta iktidar ve CHP arasında başörtüsü tartışması yaşandı. Sayın Kılıçdaroğlu ‘Başörtüsü hakkını yasal güvenceye alalım’ diyerek, Meclis'e kanun teklifi sundu. Biz bunu pek de samimi bulmadığımızı belirterek dedik ki: Başörtüsüne özgürlüğün yasal, hatta anayasal teminat altına alınması elbette çok önemlidir. Ancak uzun yıllar boyunca başörtüsü karşıtlığı yapan, yasağın devam etmesi için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmaktan bile çekinmeyen CHP’nin, tam da 2023 seçimleri öncesinde böyle bir adım atması son derece manidardır. Kamuoyu haklı olarak CHP’nin samimiyetini sorgulamaktadır. Samimiyet sınavındaki CHP, LGBT ve ‘İstanbul Sözleşmesi’ yandaşlığına da son verecek midir? Küçük çocuklara Kur’an eğitimi verilmesine karşı çıkmaktan da vazgeçecek midir? Din dersi zorunlu ders olmaktan çıksın ısrarından da vazgeçecek midir? Ancak tabii ki bu sorularımız cevapsız kaldı. Çünkü verebilecek cevapları yoktu. Sonrasında Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan grup toplantısında tam 20 senenin sonunda, giderayak başörtüsüne anayasal teminat için talimat verdiğini açıkladı. Biz de çok geç kalınmış olsa da bu düşünceyi olumlu karşıladığımızı ve konunun yakından takipçisi olacağımızı söyledik. Buradan bir kez daha, din ve vicdan hürriyeti alanında kapsamlı ve somut anayasal düzenlemelerin yapılması, inanç özgürlüğü alanının genişletilmesi ve Başörtüsü özgürlüğünün Anayasa ile güvenceye alınması çağrısında bulunuyoruz. Bu noktada iktidarın atacağı adımları destekleyeceğimizi ifade ediyoruz."
‘Masa altından birbirini tekmelemekle meşguller’
Açıklamalarında hem iktidara hem de muhalefete seslendiğini belirten Erbakan, altılı masayı eleştirdi:
“Sadece eleştirmek değil, çözüm önerilerini de ortaya koyuyoruz. Proje kitaplarımız, kaynak kitaplarımız, ilk yüz gün icraatlarımıza ilişkin kitapları, bütün bunları yeter ki bu sorunlar çözülsün de kim çözerse çözsün diye kamuoyuna, yetkililere ve iktidara sunuyoruz. Bir yandan da aynı şekilde muhalefetteki sıkıntılara dikkat çekiyoruz. Altılı masa denilen, birbirine benzemez altı partinin bir araya gelmesiyle oluşan bu tuhaf yapıdaki sıkıntılara da dikkat çekiyoruz. Onlara da uyarılarımızı yapıyoruz. Maalesef masadaki genel başkanların birinin ifadesiyle ‘masa altından birbirini tekmelemeye' devam ediyorlar. Bakın geçtiğimiz Pazar günü bu altı benzemez yedinci kez bir araya geldi. Toplu olarak yedinci toplantı, ayrı ayrı özel görüşmeleri katarsanız 37. kez bir araya gelmişler. Bu 37. toplantının sonunda ortaya ne çıktı. Bol bol resim bol bol edebiyat, bol bol çay kahve… Ortada bir çözüm önerisi var mı? Bir kaynak paketi var mı? Bir Cumhurbaşkanı adayı var mı? Yok. 37 buluşmada bir arpa boyu yol alamadılar. Muhalefetteyken anlaşamayıp, masa altından birbirini tekmeleyenler iktidarda anlaşacaklar da, birbirlerine diyet borçlarını ödeyecekler de, Türkiye'yi geçmişten ne farkı olduğunu anlatamadıkları çift başlı parlamenter sisteme geri döndürecekler de, milletin derdine derman olacaklar da, Anadolu’da güzel bir laf var: Ölme eşeğim ölme. Okula giden çocuğuna süt alamayan, elektrik faturasını, doğalgaz faturasını ödeyemeyen ailelerin ve bizzat bize gelerek 'Kayseri'nin ortasında çocuğuma 200 gram kuru yemiş alamadan dönüyorum' diyen annelerin, babaların sesini iktidar maalesef kendi içinde hissetmiyor. Kim Cumhurbaşkanı olur, kim başbakan olur, kim Cumhurbaşkanı yardımcısı olur, kim Bakan olur. 6 aydır konuştukları bu. Milletin derdine derman olacak bir tane kitap, bir tane proje ortaya koydukları yok”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.