Gültekin Uysal: “100 yıl önceki ruhun yeniden cereyan etmesi gerekiyor”
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, TBMM’nin açılışının 100. Yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayınladı.
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, TBMM’nin açılışının 100. Yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayınladı.
Uysal, yeniden milletin yegane güç olduğu sistemi inşa etmek gerektiğini söylediği açıklamasında şu görüşleri dile getirdi:
“Bu meclisin mahiyetini ve maneviyatını kavrayacağımızı umut ediyorum”
“Bugün müstesna bir gün. Milletin kurtuluşuna, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşuna öncülük etmiş, tanıklık etmiş bu Yüce Meclisin açılışının 100. yılı.
Böyle bir günde, bu yüce meclisin üyesi olarak bulunmak ve bu güne tanık olmak hiç kuşkusuz büyük bir onur ve kıvanç vesilesi.
İstikbali için sahada canını vermiş bir millete masada var olma, kendi kaderini tayin etme ve istikbalini tahkim etme hakkı ve imkanı veren bu Yüce teşekkül, her kuruluş yıl dönümünü muhakkak ama 100. Yılını daha layıkıyla kutlamalıydı. Salgın nedeniyle hakkı ile ifa edemediğimiz bu kutlu günü, millet olarak bu illetten kurtulduktan sonra daha layıkıyla anacağımızı, bu meclisin mahiyetini ve maneviyatını kavrayacağımızı umut ediyor, vesilesiyle bir kez daha salgın nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlarımıza, sağlık çalışanlarımıza rahmet, illete karşı mücadele eden herkese sağlık diliyorum.
“Büyük Millet Meclisi hürriyet şiirinin şahbeytidir”
Bugün aslen bir maddi varlığın, yalnız bir fiziki teşekkülün, yalnız bir teşebbüsün değil, bir fikrin, bir tefekkürün, ulvi bir tahayyülün doğuşunun 100. Yılı.
İstinat noktası yalnız millet olmuş, milletin istiklali, istikbali olmuş, milletin iradesi olmuş bir fikrin…
Harcında milletin iradesini gördüğümüz, duvarlarında bir milletin kanı, canı, alın teri ve hürriyet aşkını gördüğümüz…
Büyük bir Milletin, Cumhuriyetle birlikte en büyük eserinin 100. yılı.
Milli egemenlik için, istiklal için verilmiş bir mücadele destanının dibacesi, hürriyet şiirinin şahbeyti Büyük Millet Meclisi.
Anadolu’dan, Trakya’dan, ülkenin doğusundan batısından, her inanç, her fikir, her yaştan ve her itikattan bir olmuş ruhun, ay yıldızı otağ yaparak var oluşunun 100. Yılı.
“Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir”
100 yıl evvel, Mustafa Kemal Atatürk ve sahada silah, masada dava arkadaşları, milletin tevdi ettiği bir vazife ile bu mümtaz teşekkülü meydana getirdiler.
Bu aziz millet, iradesine kah düveli muazzamanın tazyiki ile muharebe meydanlarında, kah sinesinde şahsi hırsları olanların manda ve himaye talepleri ile kongre ve toplantılarda gem vurulmak istenirken büyük bir mesaj verdi dünyaya.
Bu mesaj egemenliğin kayıtsız ve şartsız kendisinde olduğu, hiçbir koşulda egemenliğini kimse ile paylaşmayacağı idi.
Binlerce yıllık tarihinde esarete hep “hayır” demiş bir millet, Büyük Millet Meclisi’ni kurarak bu iradesini de tescil etti.
Bakınız; kadim milletimizin ve kaim olacağı şüphesiz olan devletimizin kaderini tayin eden belgelerden bahsederiz.
Örneğin Lozan için “devletimizin tapusu” yakıştırmasını yaparız. İşte bu tasvire benzer bir tasvir yapacak olursak 23 Nisan 1920 tarihi de bu Aziz Milletin “egemenlik” belgesinin imza altına alındığı tarihtir.
“Türkiye Büyük Millet Meclisi hürriyetçi demokratik sistemin kalbidir”
Varlıkların ruhu olduğuna inanırız Kıymetli Milletvekilleri. Bu mümtaz varlığın ruhu da milli egemenliktir.
Bu ruhu da bizzat bu millet üflemiştir.
Aziz Atatürk’ün 100 sene evvel açılış nutkunda bulunun bir beyanı bu açıdan önemlidir.
Diyor ki; “Meclisimizin varlığı, meşruiyet ve sorumluluk esaslarının itibar ve saygı görmesiyle kaimdir.”
Bu meclisin meşruiyeti o kurucu ruh, sorumluluğu ise egemenliğin millete ait olmasını sağlamaktır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi hürriyetçi Demokratik sistemin kalbidir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi her şeyin açıkta, aleni, herkesin gözü önünde cereyan etmesinin teminatıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Türkiye’de hakların, hürriyetlerin bekçisidir.
Bu meclisin meşruiyeti o kurucu ruh, sorumluluğu ise egemenliğin millete ait olmasını sağlamaktır.
Bu meclis bugün bu sorumluluğu yerine getirebilmekte midir?
Aziz Atatürk’ün açılış nutkundan bir sözü bir kez daha da ben hatırlatmak istiyorum;
“TBMM üzerinde hiçbir güç yoktur”
Meclisin manevi mevcudiyetini, ruhunu ne güzel özetlemiş Cumhuriyetimizin Kurucusu.
“100 yıl önceki ruhun yeniden cereyan etmesi gerekiyor”
“Vücut ruhun bineğidir” derler. Bu ruh ölürse binek savrulur. Bugün de savrulmaktadır.
İşte 100. Yılında bugün, Türkiye büyük Millet Meclisi’ne iktidarından muhalefetine burada bulunan Büyük Meclisin üyelerine, meclisin varlığının kaim olması için en üst hak arama kurumu olarak bütçe hakkından, varlığına mündemiç tüm haklarına öncelikle sahip çıkma yükümlülüğü düşmüştür.
Bunun için ise 100 yıl önceki ruhun yeniden cereyan etmesi gerekmektedir.
Temsilde adaletin sağlandığı, bir tek siyasi görüşün değil top yekün milletin sözünün yükseldiği, bu vekalet heyetinin, yani doğrudan milletin sistem içinde yeniden “tek” ve yegane güç olduğu bir sistemi inşa ederek işe başlayabiliriz.
Meclisimizin yıl dönümlerini asli vasfını nazara alarak coşkuyla kutlayacağımız günlerin yakın olduğu inancı ile, Meclisimizin açılışının, millet iradesinin en yüce şekilde temsilinin 100. Yılını kutluyor, böyle büyük bir günü devletimizin ve milletimizin teminatı olan çocuklarımıza armağan eden Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk ve mücadele arkadaşlarını rahmetle anıyor, ”dünyanın saadeti” cumhuriyetimizin ve milli egemenliğimizin teminatı çocuklarımızı bu güzel günlerinde sevgi ve umut ile alınlarından öpüyoruz.
Ayrıca, bu gece başlayacak olan Ramazan ayı vesilesiyle, bu mukaddes ayın hepimize hayırlar getirmesini, salgın nedeniyle sofralarda bir araya gelemesek de gönüllerde, dualarda birleştirmesini Yüce Allah’tan diliyorum.
Hayırlı Ramazanlar.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.