Haydar Altıntaş iktidarın ekonomi politikalarına tepki gösterdi
Demokrat Parti İzmir Milletvekili Haydar Altıntaş, TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Altıntaş, toplantıda iktidarın ekonomi politikalarını eleştirdi.
Demokrat Parti İzmir Milletvekili Haydar Altıntaş, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında iktidarın ekonomi politikalarını eleştirerek, "İktidar, ekmeği büyütmeyi, büyüyen ekmeği adaletle dağıtmayı becerememiştir" dedi.
“İNSANLARA UMUTLU BİR GELECEK VAAT EDEMİYORSUNUZ”
Memur ve emekli maaşlarına yapılacak zamlarla vergi artışlarını da içeren torba yasa hakkında açıklamalarda bulunan Altıntaş, memur ve emeklilere yapılan zamların yetersizliğini eleştirerek “Maaşlara her ay zam yapsanız bile, insanlara umutlu bir gelecek vaat edemiyorsunuz!” diye konuştu.
Türkiye'de çözüm bekleyen pek çok sorun bulunduğunu ancak bu sorunları çözmesi gereken siyaset alanının, sorunun odak noktası haline geldiğini ileri süren Altıntaş, yüksek enflasyon ve işe alımlardaki mülakat anlayışının, devlet idaresinde yanlış yönetimin ortaya çıkarttığı 2 temel sorun olduğunu ve bu sorunların her ikisinin de felaket olduğunu vurguladı.
“HİYERARŞİYİ VE KADEMEYİ BOZDU”
“20 milyon kişi torbadan ne çıkacak diye bekledi, sonuç hüsran. Adaletsizlik çıktı, az çalışanla çok çalışan eşitlendi.” şeklinde konuşan Altıntaş, iktidarın maaş zammı politikasının, kamu görevlileri arasındaki maaş skalasını, hiyerarşiyi ve kademeyi bozduğunu belirtti.
Altıntaş, “Lise mezunu bir teknisyenle, üniversite mezunu bir mühendisin maaşları arasındaki farkla, ortalama bir arabanın deposunu en fazla iki defa doldurabilecek kadar azalmıştır” şeklinde konuştu.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in “Devletin bekasının arkasına koyabileceğiniz yegane teminat, karnı tok, sırtı pek vatandaştır.” sözlerini hatırlatan Altıntaş, iktidarın ekmeği sürekli büyütmek, büyüyen ekmeği adaletle taksim etmek zorunda olduğunu, ancak hürriyeti ve ekmeği vermekte adaleti çoktan kaybettiğini vurguladı.
“CEREMESİNİ HALK ÖDÜYOR”
AK Parti iktidarının düzgün bir mali ve ekonomik sistem kuramayıp, devletin kurumları, kuralları ve kurucuları ile kavga ettiğini söyleyen Altıntaş, “Kendi düşüncelerinizi kural yerine koyarak, ülkeyi idare etmeye kalkıyorsunuz. Hayatın ve ekonominin doğal akışına aykırı hareket etmenin ceremesini halk ödüyor” ifadelerini kullandı.
“DÜŞÜNMEK SUÇ, DOĞRULAR AÇ”
Altıntaş, sözlerine şöyle devam etti:
“Bugün ekonomimizin durumu harabeye döndü. Sebebi dış güçler değil, keyfi ve kötü yönetimdir. Kanunların tartışılmasını önlemek için, torba kanun olarak önümüze getiriyorsunuz. Bu kanun Meclis’in yasama hakkını kısıtlıyor. İktidar, kendi kafasına göre çıkarmak istediği yasaları önce heybeye koyuyor, sonra bazılarını torbaya koyup yasalaştırıyor. Parlamento konuşamıyor. Milletvekilleri konuşamıyor. Halk konuşamıyor. Ozan Reyhani’nin dediği gibi, “Düşünmek suç, doğrular aç” oluyor. İnsanlar konuşabilmeli, konuşmaktan korkmamalı. Hak aramaktan korkmamalı. Böyle bir siyaset anlayışı, toplumun değerlerini çürütüyor. İktidarın siyaset anlayışı, toplumun değerlerini çürütürken, kurumların da içini boşaltıyor. Hayatın kalitesini, hesap vermenin ve şeffaflığın önemini yok ediyor. Devletin kalitesi düşüyor.”
“PARLAMENTER GELENEĞİMİZE EN BÜYÜK ZARARI VERİRSİNİZ”
Parlamento hakkında da konuşan Altıntaş, “Parlamento, 600 kişinin seçimle Ankara’da toplanması ve bir kişinin istediği yasaların çıkması için ellerin indirilip kaldırıldığı bir yer olmamalıdır. Parlamentonun işlevini buna indirgerseniz, parlamenter geleneğimize en büyük zararı verirsiniz. Parlamentoya böyle bakarsanız, demokrasinin özünü ve parlamentonun fonksiyonunu anlamamışsınız demektir. Parlamentonun denetim hakkı, parlamentarizmin ve demokrasinin kırmızı çizgileridir. Nasıl ki ülkenin bekası için sınırlarımıza sahip çıkmak önemliyse, demokrasimize sahip çıkmak için de onun kırmızı çizgilerine sahip çıkmak son derece önemlidir. Bunlara sahip çıkmak üzere hepinizi göreve çağırıyorum” diye konuştu.
“BU MİLLETİ, HAK ETTİĞİ ONURLU YAŞAMA KAVUŞTURMAK ZORUNDAYIZ”
Altıntaş, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Vatandaşın düşünce ve tercihlerinde özgür olması, bu tercihlere devlet eli ile karışılmaması anayasa teminatı altına alınmış olmalıdır. Oysa iktidarınız dönemindeki uygulamalarınız, Türk Milletini asgari demokrasi ve hukuk devleti koşullarında yaşamaya layık görmediğiniz sonucunu ortaya koymaktadır. Millet iradesi söylemleriyle iktidara gelen bir partinin bu duruma düşmüş olması, Ülkemizi hürriyetçi demokrasi anlayışından bu denli uzaklaştırmış olması, tarihe geçecek bir ayıp ve büyük bir acıdır. Biz, hak ve özgürlükleri kısıtlanmış, geçim derdine düşmüş, yoksul bir millet olarak yaşamayı istemiyoruz. Oysa Akif’in dediği gibi, “Gökten inmez bir de hiçbir şey... Bütün yerden taşar; Kendi ahlakiyle bir millet ölür yahut yaşar.” Bu milleti, hak ettiği onurlu yaşama kavuşturmak zorundayız.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.