Kılıçdaroğlu'ndan Kızılay açıklaması
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında açıklamalar yaptı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında açıklamalar yaptı. Ensar Vakfı'na yapılan bağışa aracı yapılması nedeniyle tartışmaların odağı haline gelen Kızılay ile ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, Kızılay yönetimini istifaya çağırdı.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:
Gerçekten üzüntülüyüm. Gönül ister ki bu tür toplantılarda neler yapacağımızı anlatsak, gönül ister ki fakirin fukaranın derdini çözsek, kul hakkı yiyenleri eleştirsek keşke. Bir amacımız olmalı bir ilkemiz olmalı. Yaşadığımız sürece acıyorum. Elazığ ve Malatya'da yaşananlar... Hayatını kaybedenler. Düşünün Kızılay Kızılay olmaktan çıktı. Filistin üzerinde oynanan oyunlar, kadim bir coğrafya.Üzülüyorum... Nasıl üzülmezsiniz. Suriye, şehitlerimiz geldi. Nasıl üzülmezsiniz? Yıllardır söylediklerinizi bir tarafa atar ve sonra şehitler ortaya çıkınca ne diyeceksiniz arkadaşlar.
"NASIL ÜZÜLMEZSİNİZ?"
Elazığ'da deprem olduğunda o akşam valiyi aradım. Henüz ölüm haberleri gelmemişti, Sayın Vali de aynı dileklerde bulundu. Hemen iki genel başkan yardımcısı ve milletvekili arkadaşlarımızı görevlendirdim. Hemen gittiler... Kayıp varsa yaraları nasıl sararız çabası içine girdik. Arkadaşlara sordum hemen gelmem gerekiyor mu diye? Hayır dediler, yol cenazeler falan dediler. Arkadaşlar daha sonra buyrun gelin dediler kalktık gittik. Genel Başkan Yardımcılarımız görevliydi ama belediyelerimizi de görevlendirdik. İnsani yardım götürmemiz gerekiyordu. Bunları da yaptık. Sivrice Belediyesine gittim, Yazıkonak Belediye Başkanına gittim. Yaralılara gittik. Dert dinliyoruz ama ölümden çıkmış enkazdan çıkmış kişi bana ne anlattı biliyor musunuz? Çocuğum işsiz dediler. Üniversiteyi bitirmiş kendini unutmuş. Çocuğunu düşünüyor.
Siz bir siyasi parti lideri olarak nasıl üzülmezsiniz? 2 aylık çocuğunu 7 yaşında çocuğunu kayınvalide ve kayınpederini ve eşini kaybetmiş bir gençle görüştük. Ben evdeydim dedi çocuklarım ordaydı dedi. Siz niye buradaydınız, çocuklar oradaydı dedik. Bizim ev soğuktu çocukları oraya gönderdik dedi. Şimdi bu ikinci deprem. Bu sıradan bir olay değil.
"DEPREMLE MÜCADELENİN İKİ BOYUTU VARDIR"
Beni sevindiren tek gelişme 82 milyonun kenetlenmesi oldu. 82 milyon dedi ki yaraları nasıl sararız.. O gece Elazığ'da yattım. 2 deprem daha oldu o gece... Sonra Malatya'ya gittim Kale ve Doğanyol Belediyesi'ne gittik orada da dertleri dinledik.
Bölgedeyken ciddi eleştireler de aldım. Eleştirilerin kaynağı ne biliyor musunuz? Ben bu kürsüde vatandaşların bir sorununun siyasi iktidarın cevap vermesi gerektiğini söyledim. Deprem vergileri toplandı bu vergiler nerede dedim. Vatandaş bunu soruyor dedim. En ağır eleştirileri aldım. Efendim diyorlar ki biz süratle ulaştık. Kimse buna bir şey demiyor ki. AFAD'a teşekkür ederim. Her yerde AFAD vardı Kızılay yoktu. Canla başla çalışan bir kurum AFAD.
Depremle mücadelenin iki ayağı vardır .Birincisi tedbir almaktır. Buna önlem almak denir. Ne yapacaksın binayı depreme dayanıklı yapacaksın. Deprem olur binalar yıkılabilir. Onun adı kriz yönetimidir. Önlem almadığınız için insanlar ölüyor. Örnek verdim Japonya orada kimsenin burnu kanamıyor. Binaları çöken ve hayatını kaybedenlerin yüzde 99'u garibanlar. Bu da işin başka bir boyutu.
ORTAK TALEP: AFET BÖLGESİ
Biz diyoruz ki vergileri topladın neden dayanıklı binalar yapmadın? Cevap veriyor beyefendi "açıklamaya gerek yok, bay Kemal'e mi anlatacağız" bunu hayır efendim vatandaşa cevap vereceksin 82 milyona anlatacaksın.
Van'da şunu yaptık... Van'da ne yaptığını ben de biliyorum 604 ölü var Van'da.. Orada da yardımlara baktık.. Önlemi ne zaman aldın 604 kişi öldükten sonra ne zaman alacaktın bu önlemi 604 kişi ölmeden önce..
Evler yaptın doğru 100 metrekare evi depremzedeye 75 bin liraya sattın ya.
Ortak bir talep vardı gezdiğimiz bölgede. Muhtarı esnafı herkes ortak talep ediyor, afet bölgesi ilan edilsin.
Olur dedik afet bölgesi ilan edilsin.Vay efendim Kılıçdaroğlu siyaset yapıyor. Eee vatandaşın talebi bu. Biz iktidardan cevap beklerken MHP'den cevap geldi. "Biz CHP'den gelen hiçbir şeye olumlu el kaldırmayız" ee olur kaldırma. Bizim derdimiz değil. Bizim derdimiz vatandaşın sorununu çözmek.
"BİR TEK KIZILAY ÇADIRINI GÖRMEDİM"
AFAD kadar önemli bir kurum daha var Kızılay. Öğrenciliğimde Kızılay için bağış toplardık. Öğretmenimiz bunu Kızılay'a verirdi. 152 yıllık bir kurumdan bahsediyorum. 152 yıllık bir kurum bugün hangi durumda. Deprem bölgesinde bir tek Kızılay çadırı daha görmedim.
Kızılay dediğimiz kurum tarihi bir kurum, insani bir kurumdur. Fakirin fukaranın derdini çözen bir kurumdur. Zor günümüzde yanımızda olur.
Sosyal devleti vatandaşa hissettirecek bir kurum Kızılay. Kızılay mümkün oldukça siyasetten uzak kaldı bugün siyasetin tam göbeğinde.
Türkiye genelinde 750 olan şube indi 153'e. Yüzlerce binlerce taşınmazı var. Kızılay tarihi bir yer buluyor orayı kiralıyor. Güzel yerde yaşamak istiyor beyefendiler. Sadece sorun çözülsün diye verdikleri para 100 bin doların üstünde. Mal sahibi diyor ki burası tarihi bir yer burayı mahvettiniz. Benim hakkım var diyor. Kızılay al 100 bin doları sesini kes diyor.
"SEN BIRAKMIŞSIN TÜRKİYE'Yİ..."
Ensar Vakfı'na yapılan bağış. 8 milyon dolar vereceğim diyor BaşkentGaz bunun 7 küsür milyon dolarını falan vakfa vereceksin. Amerika'ya vereceksin diyor. Şartlı bağış yapıyor. Kızılay bağış alan bir kurum neden başka bir yere bağış yapsın? Mannattan'da yurt yapıyorlar. Amerika'nın en pahalı yeri. Orada öğrenciler kalacakmış. Yoksa saray yandaşları kendi geleceklerini orada garanti altına mı alacaklar.
Kredi Yurtlar Kurumu'na başvuran 60 bin kişi yer bulamadı. Sen bırakmışsın Türkiye'yi ABD'de yurt yapacağım diyor.
Ben daha önce Man Adasından söz etmiştim. Devlete vergi ödememek için dolarları buadan gönderdiler. 5 kuruş vergi ödemediler. 15 milyon dolar gelir elde ettiler. Mahkemeden yasaklama kararı çıkarttılar. O hakime de seslenmek isterim sende vicdan ahlak hukukun kırıntısı var mı ya sende?
"KIZILAY GİBİ BİR KURUM ÇÜRÜYORSA, DEVLET ÇÜRÜYOR DEMEKTİR"
Bağışın yapıldığı yerde çocuk tacizinden sabıkalı olan bir yer. Kızılay başkanı buna gerekçe buluyor. Bu vergi kaçakçılığı değil vergiden kaçınmadır diyor. Beyefendi vergi uzmanı da olmuş. Öğretmişler buna böyle böyle diyeceksin diye.
Biz bunlara üzülüyoruz. Kızılay gibi bir kurum içten içe çürüyorsa devlet çürüyor demektir. Neden liyakat liyakat diyorum.. Neden? Neden işi ehline verin diyorum. Devlet çürümesin diye.Devleti çürüttünüz siz. Eğer ahlaklı bir Kızılay yönetimi varsa istifa etmesi lazım.
Cumhuriyeti sadece kendimiz için kurmadık. Bütün mazlum coğrafyaya örnek olsun diye yaptık. Bütün İslam coğrafyasına örnek olsun diye kurduk. Trump çıktı 100 yılın Anlaşması diye bir şey çıkardı. Barış anlaşması değil bu bir savaş anlaşması. Kudüs'ün tamamını İsrail'e verme anlaşması.
Dün tabii acı olaylarla karşılaştık. (Şehitlerin adını sayarak) Şehit oldular. Allah'tan rahmet diliyoruz. Kahraman ordumuzun başı sağ olsun. Suriye konusunu yıllardır dile getiriyorum. Bir sürü şey söyledim. Orta Doğu bataklığı lafı kaldı akıllarda. Neden sürekli kavga ediyoruz? Dış politikada iktidar muhalefet olmaz milli çıkarlar olur. Dışişleri Bakanlığı neden kuruldu? Herkes Dışişlerinde görev yapamaz. Belli bir tecrübe liyakat gerektirir. Gittiğiniz bölgeyi bilmeniz lazım. Siyasetçiler dış politika için konuşurken boğazınızda 9 boğum olması lazım. Öyle asarım keserim demekle olmaz. Dışişleri Bakanlığını siz yok edersiniz ben yöneteceğim dersen olmaz.
Egemen güçler ateşi kendi elleriyle tutmazlar. Egemen güçlerin taşeronu olmamak çok önemli ve değerlidir. Pinpon topu gibi Amerika ve Rusya arasında gidip gelirsen seni kullanırlar. Bu çok tehlikeli ve biz bunu yaşıyoruz iki egemen güç Suriye'yi istediği gibi kullanıyor. Oraya silah veriyor. uçak mı istiyorsun mermi mi hepsini veriyor. Alın öldürün. Taşeronlaşma tehlikelidir dış politikada. İdlib'de terör örgütlerinin 20 bin ile 50 bin arasında sayıları değişiyor. Bu terör örgütlerine silahları kim veriyor. Çin rahatsız, Amerika, Rusya rahatsız... Bizim de rahatsız olmamız lazım. Bu teröristler Türkiye'ye girerse ne olacak? İdlib'de terör unsurları var. Bakın Soçi'de bir anlaşma yapıldı. Anlaşmada Erdoğan "bütün muhalif grupların 10 Ekim 2018'e kadar ağır silahlarıyla geri çekilmesi taahhüt ediliyor" Erdoğan'ın önerisi üzerine... Biz bu kürsüden bu görevi imkansız görev olarak tanımladık. Terör örgütleri sana niye versin bu silahları.. Geldiğimiz nokta acı verici. Kabak bizim askerin başına patlıyor. Bakın sığınmacılar gelecek.. Suriyeliler milletin başına bela olacak dedim 50 sefer söyledim. Suriyelileri alın ateşe atın demiyorum. AB ile BM ile konuşun ev yapın. 750 bin 1 milyon diyorlar. Önlem alınması lazım. Dışişleri Bakanı da söyledim. Faturasını bu millet ödeyecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.