Fenerbahçe, İsmail Kartal'a bir şampiyonluk verebilecek mi?

İsmail Kartal yönetiminde başa baş geçen şampiyonluk yarışında beraberlikler, mağlubiyetlerden ziyade zorlu geçen maçlar bile taraftara “yine mi olmayacak?” sorularını sorduruyor. Kamuoyunu ikiye bölen bu soru ve cevap sürecinde “bir beraberlikle bir şey olmaz” diyenleri bile İsmail Kartal tedirgin etmeyi başarmış görünüyor.

İsmail Kartal, her gün yeniden kendisini Fenerbahçe camiasına kanıtlamak zorunda hissediyor. Çünkü elde başka bir veri yok. Her hafta 3-0 kazanmalı, 4’ü bulamadığı için eleştirilse de gelen üç puan bir süre sessizliği sağlar ama İsmail Kartal her hafta 3-0 kazanamıyor. Hatta dün 3-0 kaybederek kupadan elendi.

Fenerbahçe tarihinin belki de son dönemlerdeki en alternatifli kadrosu ile karşı karşıyayız. Frey-Slimani-Ayew izlenilen mevkide şu an Dzeko-Batshuayi-Serdar Dursun var. İsmail Kartal belki kadronun gücüyle belki şu ana kadar yönetimiyle bu takımı Mart ayına kadar tüm kulvarlarda yarışın içinde getirdi. Dün ise ilk darbe geldi.

Fenerbahçe koşu bandında hız arttığı için bir şekilde ilerleyen ama artık ayaklarının değil altında kayan bandın onu yönettiği bir insan gibi ilerliyor. Burada kontrolü kaybeden tüm camia gibi dursa da İsmail Kartal hedef tahtasında.

Devre arası Bonucci, Çağlar gibi yıldızlar alınıyor, kalecinin gönlü olsun diye ona dünya standartında bir kaleci antrennörü getiriliyor. Yani şampiyon olmak için her şart zorlanıyor. İşin daha ilginci ise Fenerbahçe daha önce defalarca şampiyon oldu, bu yolu biliyor ama İsmail Kartal’ın henüz bir kayda değer başarısı yok. Tüm camia adeta İsmail Kartal’ı şampiyon yapmak için seferber olmuş durumda.

YARDIMCI ROLLERDE GEÇEN KARİYER

Okan Buruk’un Akhisar ile başardıkları ve Başakşehir ile taçlandırdığı kupa geçmişinden bahsetmiştik. İsmail Kartal’da böyle bir durum söz konusu değil. O daha çok yardımcı rollerde bu kupanın sadece bir ucundan hatıra fotoğrafı çekerken tutabildi. O yüzden bu şampiyonluk onun kariyeri açısından son derece önemli ama başarabilecek mi sorusuna güçlü cevapları yok. Totemli kazağı var.

Eskişehirspor, Gaziantep, Rizespor, Ankaragücü ve Konyaspor onun Fenerbahçe’ye giden yoldaki eğitim duraklarıydı. Zaman zaman da yardımcı antrenör olarak Fenerbahçe’de bulundu ya da Vitor Perreira gibi isimlerin ardından bir nefes durağı olabildi. Ama bu dönemler İsmail Kartal’a ikna olmak için yeterli gelmedi.

İsmail Kartal tekniği ve taktiği haricinde iyi bir yardımcı antrenör olarak birinci adamdan yük alan isim olarak hep ön plana çıktı. Bugünlerde ise konuşulan şey teknik taktik değil totemler.

Kızının aldığı kazakla her maça çıkması artık basın toplantısında soru haline geldi. “Kızımın hediyesi ne var?” deyip geçti hoca ama totemlere olan inancına devam etti. Hatta Ankaragücü mağlubiyetinin ardından sosyal medyada bir yayıncı Serdar Dursun değişikliğinin bir totem olduğunu iddia etti. İşin kötüsü böyle ciddi bir iddia karşısında kesin bir dille “olmaz öyle şey” diyemiyoruz. İsmail Kartal belki sırf bu yüzden bile hep tartışılacak. Fenerbahçe’nin teknik direktörünün kararlarını totemlerin belirliyor oluşu şüphesi bile bazı şeyler için yeterli olabilir.

ÜÇ AYLIK BİR KORKU TÜNELİ

Fenerbahçe ligde, Konferans Ligi’nde ve Süper Kupa’da hala söz sahibi. İsmail Kartal mayıs ayını görebilecek mi, bunca soru işaretini kaldırabilecek mi bir şey söylemek bugünden hiç kolay değil. Ancak onun başarmaktan başka şansı yok, Fenerbahçe yıllar kaybetti belki bir yıl daha kaybedecek ama İsmail Kartal bir daha bu seviyenin yakınlarında dolanmak istiyorsa Fenerbahçe’ye mutlu son hediye etmeli.

Her şey halen yüzde elli durumda ancak Sparta Prag’tan dört yiyerek gelen Galatasaray’ın hisettirdiği ile bir Anadolu takımıyla berabere kalarak sonraki iç saha maçına çıkan Fenerbahçe’nin hissettirdikleri aynı değil. Fenerbahçe önce buna çözüm bulmalı. Önce antidepresan çözümlere yönelmeden içeride sakinliğe kavuşmalı. Twitter’da da sahada da tribünde de çok heyecanlı bir camiadan istenebilecek belki de son şey. Ama özlenen şampiyonluk için bu şart.

Üç ay ya başarılarla dolu bir bahar olacak ya da korku tüneline dönüşecek bir sonbahar. Burada soruların cevapları biraz da İsmail Kartal’ın cebinde olacak.