Dr. Mevlüt Şahin

Dr. Mevlüt Şahin

Üzümsü meyveler

Üzümsü meyveler

Üzümsü meyveler terimi günlük hayatta pek kullanılmasa da birçoğu yabani olarak yetişmekte olup, botanikte yumuşak etli, sulu, çoğu kez küçük ve yenebilen, yarı çalımsı veya çalımsı bitkiler olarak tanımlanan meyveler gurubuna verilen isimdir. Bu guruba çilek, böğürtlen, ahududu, frenk üzümü, çay üzümü, mersin (mor), mersin (siyah), altın çilek, goji berry, aronia, güzyemişi, çoban üzümü, bektaşi üzümü, yaban mersini, dut, gileboru, hambeles, murt, turna yemişi, çarkı felek, kivi, hint inciri ve nar gibi meyve türleri girmektedir. 
Önceleri refah seviyesi yüksek ülkelerde üzümsü meyveler daha fazla tüketilirken bunların sağlık üzerine olumlu etkilerinin ortaya konmasıyla tüm dünyada üretim ve tüketim miktarları giderek artmaktadır. Üzümsü meyveler daha çok ev bahçelerinin tanınmış bitkileridirler. Ayrıca, diğer meyve ağaçlarının alt bitkileri veya ara bitkileri olarak da yetiştirilmektedirler. Bunların yanında, geniş çapta, endüstriye yönelik yetiştiricilik çalışmaları da, özellikle A.B.D. ile Kanada ve bazı Avrupa ülkelerinde yapılmaktadır.
Ülkemizde de üzümsü meyveler pasta, marmelat, reçel, dondurma, meyve suyu, süt ve yoğurt sanayinde kullanılmaktadır. Bünyelerinde yüksek miktarda C vitamini içermeleri, mineraller, vitaminler, fenolik bileşikler ve organik asitlerce zengin olmaları ayrıca içeriğindeki antioksidanların ve antosiyaninlerin kansere karşı koruma sağlaması üzümsü meyvelere olan talebi artırmış, talebe paralel olarak üretim miktarları da artmıştır.
Üzümsü meyvelerin bünyelerinde bulunan şeker içeriğinden dolayı, kalori değeri yüksek besin maddeleridir. Ayrıca mineral maddelerden kalsiyum, potasyum, sodyum ve demir yönünden zengin olduğu gibi bazı vitaminler (A, B1, B2, niasin ve C vitaminleri) yönünden de önemli bir kaynak olarak kabul edilmektedirler. Bazı kanser tipleri, damar ve kalp rahatsızlıkları gibi erken ölümlere neden olan bazı hastalıkların ortaya çıkışını engellemede yüksek antosiyanin özelliğinden dolayı ahududu, çilek, vişne, bögütlen ve yaban mersini gibi üzümsü meyvelerin çok etkili olduğu yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur. 
Türkiye’de üniversitelerde üzümsü meyveler konularına çalışmalara çok geç başlanmıştır. Üzümsü Meyveler Yetiştiriciliği ile ilgili ilk dersler 1980 yılında, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü’nde verilmiştir. Türkçe ilk bilimsel Üzümsü Meyveler kitabı 1986 yılında yayımlanmıştır. Üzümsü Meyvelerle ilgili ilk sempozyum, "Ulusal Kivi ve Üzümsü Meyveler Sempozyumu" adı altında 2003 Yılında Ordu Ziraat Fakültesinde yapılmıştır. Ondokuzmayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesinde 6. Ulusal Üzümsü Meyveler Sempozyumu 5-7 Eylül 2019 tarihleri arasında yapılacaktır. 
Üzümsü meyvelerin gıda sanayinde taze veya dondurularak kullanımının çeşitlenmesi ve özellikle süt ürünleri endüstrisi, dondurma üreticileri, şekerleme ve pasta üreticileri açısından öneminin artması nedeniyle; bu sektörde taze, püre edilmiş, reçel, pekmez, şurup veya meyve suyu olarak düzenli bir şekilde tüketilmektedir. 
Üzümsü meyvelerin hasat sonrasında muhafazaları daha zor, yola dayanımları daha azdır. Üretiminde sözleşmeli tarım modelinin yaygınlaştırılması, organik tarımının teşvik edilmesi, muhafaza ve işlemeye yönelik tesislerin kazandırılması ülkemizde var olan potansiyelin geliştirilmesini sağlayacaktır. Ayrıca ülkemizdeki arazi yapısının küçük ve parçalı oluşu üzümsü meyvelerin yetiştiriciliğine imkân sağlamaktadır. Bu yönüyle aile çiftçiliğinin gelişmesine destek olan bir meyve grubu olarak da değerlendirilebilmektedir. Bu guruba giren meyvelerin yetiştiriciliğini yapan üreticilere daha fazla destek verilmelidir.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Dr. Mevlüt Şahin Arşivi