Çocuklarda cinsel travma ve istismar ayrımı nasıl yapılır? Psikolog Büşra Kiriş anlattı
Psikolog Büşra Kiriş, çocuklarda cinsel travma ve istismar kavramlarının ayrımını yapmanın büyük önem taşıdığını belirterek, cinsel gelişimin çocuklar üzerindeki uzun vadeli etkileri hakkında hayati uyarılarda bulundu. anadolugazete.com.tr’ye konuşan Kiriş, çocukların cinsellikle ilgili davranışlarının yaşlarına göre farklılaştığını, bu tür davranışların hangi koşullar altında istismar olarak değerlendirilebileceğine dikkat edilmesi gerektiğini anlattı.
ÖZEL HABER: GÜNSU ÖZMEN
Psikolog Büşra Kiriş, çocuklar arasındaki yaşıt ilişkilerinin belirli sınırlarda "cinsel oyun" olarak değerlendirilebileceğini; ancak yaş farkı olduğunda ya da gelişim seviyeleri uyumlu olmadığında bu tür deneyimlerin istismar kapsamına girebileceğini belirtti. Kiriş, "İki yaşıt çocuğun birbirini keşfetme sürecini cinsel oyun olarak nitelendirebiliriz; ancak taraflardan biri diğerine göre daha olgun yaştaysa ya da bu davranışlarda bir baskı unsuru varsa, bu durum istismar anlamına gelir." dedi. Kiriş, ailelerin ve eğitimcilerin bu tür durumlarda dikkatli olmaları gerektiğinin altını çizdi.
Büşra Kiriş, çocukların cinsellikle ilgili davranışlarını ve bu davranışların aile tarafından nasıl karşılanması gerektiğini vurguladı. Kiriş, çocukların kendi yaşıtlarıyla yaşadıkları cinsel davranışların, belirli sınırlar içinde, "cinsel oyun" olarak değerlendirilebileceğini söyledi; fakat yaş farkı olduğunda ve çocukların gelişim seviyeleri uyumlu olmadığında bu durumun istismar kategorisine gireceğinin altını çizdi.
Kiriş, “İki yaşıt çocuğun birbirlerini keşfetme sürecini cinsel oyun olarak nitelendirebiliriz. Ancak bu keşif sürecinde taraflardan biri diğerine göre daha olgun yaştaysa ya da bu davranışlarda bir baskı unsuru varsa, o zaman istismardan söz edebiliriz. Burada, küçük yaş grubundaki çocuk, daha büyük olanın cinsel dürtülerini keşfetmesine araç olmuş olabilir ve bu durumda kullanılan, yönlendirilen taraf olur.”
Psikolog Kiriş, cinsel travmanın sadece fiziksel temasla oluşmadığını, çocuğun pornografik görüntülere maruz kalmasının veya uygunsuz bir şekilde cinsel içeriklere tanık olmasının da cinsel travma yaratabileceğini ifade etti. Cinsel travmanın etkilerinin bireylerin yetişkinlik dönemlerine kadar taşınabileceğini belirten Kiriş, bu durumun çocuklarda özgüven problemlerine, suçluluk duygusuna ve sınır koyma becerilerinde eksikliklere yol açabileceğini belirtti.
CİNSEL TRAVMANIN UZUN VADELİ ETKİLERİ
Psikolog Kiriş, cinsel travmanın, çocuklarda ilerleyen yaşlarda cinsel işlev bozuklukları, özgüven eksikliği ve kendini suçlama eğilimleri gibi kalıcı psikolojik sorunlara yol açabileceğini ifade etti. Özellikle, kadınlarda vajinismus gibi cinsel işlev bozuklukları, erkeklerde ise erken boşalma veya performans kaygısı gibi sorunların sıklıkla gözlemlendiğini belirtti. Bu tür travmaların bireyin kendi sınırlarını belirlemesi konusunda ciddi sorunlara yol açabileceğini ve bu durumun özgüven kaybına sebep olabileceğini vurguladı.
Kiriş, “İstismar yaşayan çocuklar ileride, beden bütünlüklerini koruma konusunda zorluk yaşar ve sınırlarının kolayca ihlal edilebileceğine inanabilir. Bu da kişinin kendisine olan saygısını zedeler ve suçluluk duygusunun oluşmasına neden olur.” ifadelerini kullandı.
Son olarak, Kiriş, çocukların cinsel gelişimleri sırasında ailelerin tepkilerinin önemli olduğunu belirterek, aşırı cezalandırıcı veya suçlayıcı tepkilerin çocuklarda cinsel travmaya yol açabileceğini, bu tür konuların sakin ve net bir dille anlatılması gerektiğini söyledi. Bu süreçte çocuklara doğru cinsel eğitimin verilmesinin önemini vurgulayan Kiriş, aileleri bu konuda dikkatli olmaya çağırdı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.