Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülay Kılıç'tan grip aşısının önemi ve etkisi hakkında önemli açıklama
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülay Kılıç, grip aşısının özellikle risk gruplarındaki bireyler için hayati önem taşıdığını vurgularken, aşının toplum sağlığını korumadaki rolüne dikkati çekti.
ÖZEL HABER: GAMZE ERDOĞAN
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülay Kılıç, grip aşısının özellikle risk gruplarındaki bireyler için hayati önem taşıdığını vurgulayarak, “Grip, yani influenza A virüsü, özellikle risk gruplarında ağır ve uzun süren enfeksiyonlara yol açabileceğinden, grip aşısı önerilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), her yıl hangi grip aşılarının uygulanacağına karar verir ve bu aşılar, bir önceki yıl salgın yapan virüslerin benzerlerinden üretilir." dedi.
Aşının koruyuculuk oranının ortalama yüzde 80 olduğunu belirten Kılıç, "Grip virüsü salgın yapabilme kapasitesine ulaşabilmesi için mutasyon geçirerek yeni bir form kazanır, böylece salgın, virüsün kişiden kişiye bulaşarak yayılmasıyla meydana gelir. Grip aşıları her yılın sonbahar aylarında, bir önceki yılın virüsüne dayalı olarak üretilir ve piyasaya sunulur. Aşının koruyucu etkisi yaklaşık 6-8 ay sürer. Aşılama, genellikle ekim ayında başlar ihtiyaca göre mart ayına kadar yapılabilir. Aşının etkisi uygulamadan iki hafta sonra başladığından riskli temaslardan kaçınılmalı daha sıkı korunmalı." diye konuştu.
"ÖZELLİKLE RİSK GRUPLARI İÇİN AŞI GEREKLİ"
Dr. Kılıç, grip aşısının hemen hemen herkes için uygun olduğunu ancak bazı istisnalar bulunduğunu belirterek, “Altı ayın altındaki bebekler, ilk üç aylık hamileler ve daha önce aşıya karşı alerjik reaksiyon göstermiş kişiler hariç, herkes grip aşısı olabilir. Risk grubundaki bireyler arasında; sağlık çalışanları, kalabalık ortamlarda çalışanlar, bakımevi ve yurtlarda görev yapanlar bulunmaktadır. Kişisel sağlık açısından risk grubu ise; 65 yaş üstü bireyler, kronik hastalıkları olanlar, özellikle diyabet, kronik akciğer hastalığı, kanser tedavisi gören hastalar ve bağışıklık sistemi zayıf olanlar yer alır." dedi.
"HASTALIKLARIN YARATACAĞI RİSKLER ÇOK DAHA BÜYÜK"
Dr. Kılıç, COVID-19 pandemisi sırasında aşının insan yaşamındaki yerinin daha net anlaşıldığını ifade ederek “COVID-19 pandemisi sırasında birçok sağlık çalışanını kaybettik ve aşının yoğun bakım ve ölüm oranlarını önemli ölçüde azalttığını hepimiz biliyoruz. Aşılar, vücuda yabancı bir madde girmesi anlamına geldiği için bazı insanlar için rahatsız edici olabilir, ancak aşı olmadan hastalıkların yaratacağı riskler çok daha büyüktür. Günümüzde hekimler olarak COVID-19’un uzun vadeli etkileriyle hâlâ mücadele etmekteyiz. Grip aşısı ise yıllardır uygulanan, güvenilirliği kanıtlanmış bir aşı olup, mevsimsel grip salgınlarını önlemede büyük bir role sahiptir." hatırlatmasında bulundu.
"AŞININ TAM KORUYUCU OLABİLMESİ İÇİN BİLİNÇ ÖNEMLİ"
Grip aşısının tam koruyuculuk sağlayan bir aşı olmadığını belirten Dr. Kılıç, bunun virüsün mutasyona uğrama kapasitesinden kaynaklandığını söyleyerek şunları kaydetti:
“Rabies (kuduz) aşısı gibi tam koruyuculuk sağlayan aşılar mevcutken, grip aşısında bu seviyede bir koruma sağlanamaz. Bunun nedeni, grip virüsünün her yıl mutasyona uğrayarak farklı bir forma dönüşmesidir. Ancak grip aşısı, özellikle salgın yapan virüslere karşı yüksek oranda koruma sağlar. Aşının tam etkili olabilmesi için damlacık yoluyla bulaşmayı önlemek amacıyla maske takılması, kapalı alanların havalandırılması ve sosyal mesafenin korunması önemlidir. Toplu taşıma araçları, sınıflar, asansörler ve hastaneler gibi kalabalık ortamlarda mutlaka maske kullanılması gerekmektedir."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.