Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son ABD numarası için böyle söylüyor. Yani Yunanistan’da kurulan dokuz üs için ABD’lilerin söylediği, “biz bu üsleri Rusya’ya karşı kurduk” yalanı için söylüyor. “Bunun bir palavra olduğunu, kandıramayacaklarını” dile getiriyor. Bu günkü Ukrayna savaşında buradan Rusya’ya ne kadar silah sevkiyatının yapıldığını sorarken aslında buradan hiç silah sevkiyatı yapılmadığını biliyoruz, bu sebeple yalanınızı yemiyoruz” demek istiyor.

İkibin iki yılına gidelim. Binlerce hatta yüzbinlerce TIR dolusu silah Basra Körfezinden Suriye’ye taşınırken de aynı itirazı yapmıştık. “Bu silahlar İŞİD için ise fazla başka işler çevirmek için yapıyorsunuz. YPG/PKK’yı silahlandırıyorsunuz” denildiği zaman da aynı şeyi söylediler. “Biz PYD/PKK’ya silah vermiyoruz. İŞİD ile mücadele sona erince toplayacağız” dediler. Sonra çatışmalarda bu silahlar Irak’taki PKK’da ele geçti. Bunları söylediğimizde hiç oralı olmadılar. Duymamazlıktan gelerek ilave binlerce TIR dolusu silah buraya yığdılar. Hedef Türkiye idi.

Buna da inanmadık amma yapacak fazla bir şeyimiz de yoktu belki. Türkiye güçlü bir devlet değildi. Ordusu, insan açısından en güçlü ordu ama teknik açıdan silah açısından zayıftı. Bir de FETO kalleşliği eklenince zayıf düştük. “Siz dağıttığınızı toplayamıyorsanız ben sizin elinizden almasını bilirim” diyerek yok edemedik bu silahları. Hem silahı, hem silahı vereni, hem de silahı isteyeni yerin dibine sokamadık. Silah verene korku veremedik. “Acaba Türkiye şüphelenir de bir olay çıkarır mı” diye tereddüt etmediler. Yemedik yapılanları amma yutturuldu. Hem de acı çekerek. Buna bir de Rus kalleşliği eklenince yalnız kaldık daha fazla ileriye gidemedik.

Atatürk’ten sonraki bütün devlet adamları ve liderler suçludur. Yakınlarına kredi vererek imkanlarımızı yok edeceklerine silaha savunmaya yatırım yapsalardı da bu gün yan bakan olmasaydı. En son ASELSAN’daki müthiş mühendislerin öldürülmesine FETO alçakları tarafın ortadan kaldırılmasına göz yumulmasaydı. Rus’un ne kabul edilen, tutulan, bir araba markası ne TV ne bilgisayar markası, ne cep telefonu markası var. Ama yan bakılmayacak ölüm makineleri var. Tahrik ettikleri savaşa soktukları Ukrayna’ya şimdi de “toprak ver anlaşınız” demektedirler. Oysa Ukrayna acilen uzun menzilli silah, füze uçak ve tank istemektedir. Ukrayna’yı tahrik edenler hava savunma sistemleri dahi vermemektedirler. Batının ipiyle kuyuya inilemeyeceğini öğrendi Ukrayna. Lakin “Ba’de harab-ül Basra” misali Ukrayna işgal edildikten sonra iş işten geçtikten sonra faydasız.