“Zararsız vatandaş madalyası”
Artık öyle çağdayız ki, iyilerin tanımı dahi değişecek hale geldi.
Eskiden iyilik yapanlar iyi idi.
Artık başkasına zarar vermeyenleri iyi olarak görmeye başladık.
Adam kendi halinde, işinde-gücünde, evinde ve barkında, sabah işe gidiyor, akşam evine geliyor, kimsenin elindekine bakmıyor ve kimsenin elindekine saldırmıyorsa o adam iyidir. Hatta bu şekilde hayat sürenlere “madalya” takılmalıdır.
Öyle bir çağdayız ki, herkesin gözü dışarda, herkesin derdi başkasının elinde ne var, ne yok, onlarla ilgilenmekte.
Bu ahvalde, elbette kimseye zararı olmayan ve kimsenin elindekine göz dikmeyenler iyidir.
Bu yazıyı yazarken bundan 3-4 sene kadar önce, bir seminer sonrasında yanıma gelen bir kamu görevlisinin şahsıma söylediği şu söz aklıma geldi.
Bir ilimizdeki bir müdürlükte etik değerler, ahlak ve adalet, iyilik ve doğruluk konularını içeren bir seminer sunmuştum.
Seminer sonrası bir kamu görevlisi şahsıma, “Hocam siz iyilikten ve doğruluktan dem vurdunuz ve insanlarımızı iyiliğe, doğruluğa çağırdınız da, bazı insanların iyi ve doğru olması mümkün değil.”
Ben de bu şekildeki bir söz karşısında, “niye öyle düşünüyorsunuz” diye sordum.
“Efendim, adam tüm hayatını başkasına zarar vermek üzerine kurmuşsa, sabah erkenden uyandığında, bugün kime zarar vereceğim, bugün kimin başını ağrıtacağım diye sinsi planlar içindeyse o adamı kim iyi ve doğru hale getirebilir.”
Ben de “bunu söylemeniz için elbette yaşadığınız bir anı ya da olay vardır” diye sordum.
“Evet var” dedi.
Hafta sonu bir kahvehaneye gittim, uzaktan tanıdığım birine “masada böyle tek başına ne düşünüyorsun?” diye sordum. Adam ne dedi biliyor musun? “Bugün kimi dolandıracağımı düşünüyorum” dedi.
Belki bu uç örnektir. Yani bu toplumdaki fertlerin ancak az kısmı, bu tür sinsi planlar yaparak insanlarımızı dolandıracak ve zora sokacak planlar yapmaktadır.
Ancak planlar yapmasa da, böyle yaptığı sinsi planı doğrudan açıklamasa da, bu toplumda sinirden, gerginlikten, bunalmışlıktan, psikolojik sorunlardan ve husumetten dolayı birbirine zarar verecek insan sayısı oldukça fazladır.
Hatta hiçbir husumet olmasa da manyaklıktan başkasına zarar verecek insan sayısı bu toplumda oldukça fazladır. O manyaklar bu toplumda serseri mayın gibi gezmektedir.
Daha birkaç gün önce bir manyak, bir vapurda seyahat eden 14 yaşındaki bir kızcağızın saçını gizlice yaklaşıp keyfi olarak bir çakmakla tutuşturdu. Kızcağız çabuk fark etmese idi, belki de yanıp gidecekti.
O manyak tutuklanmadı ve serbest bırakıldı.
O manyak ifadesinde, “uzun saçlı insanlara yönelik travmatik olaylar yaşadığını, kullandığı psikoloji ilaçlarını içmediğinden dolayı kendine hakim olamayıp olayı gerçekleştirdiğini” söyledi.
Şimdi bu toplumda o manyağın başka bir vukuat çıkarmasını beklemek durumunda kaldık. Kime zarar verecek o manyak acaba? Çünkü o manyak serbest.
Şimdi diyeceksiniz ki, o manyak, deli ve ruh hastası, ne yaptığını bilmiyor.
Öyle de, başkasına zarar veriyor ve zarar verdiği için de tehlike taşıyor ve bu toplumdaki insanların bazıları zaten potansiyel ruh hastası ve her an bir başkasına zarar verecek durumda.
Bu potansiyel hastalar yanında gerginler, husumetliler, bunalmışlar, aşırı sinirliler, kıskançlar, hasetler, dinden-imandan habersizler ortalıkta fink atmak ve tehlike saçmaktadır.
İşte bu ahvalde ben de diyorum ki, öyle bir çağdayız ki, öyle bir toplumdayız ki, bırakın birisine faydası olmasını başkasına zararı olmayan insan iyidir.
İşte bu bakış açsıyla geçen gün şunları sosyal medya hesabımda paylaştım.
ARTIK ÖYLE BİR ÇAĞDAYIZ Kİ
Artık öyle bir çağdayız ki,
Hiçbir kimseye iyiliği dokunmasa da,
Kimseye hiçbir zararı olmayanlar,
İyidir.
Artık öyle bir çağdayız ki,
Hayatı kolaylaştırmasa da,
Hayatı zorlaştırmayanlar,
İyidir.
Artık öyle bir çağdayız ki,
İnsanlığın hayrına dua etmese de,
İnsanlığın zararına beddua etmeyenler,
İyidir.
Artık öyle bir çağdayız ki,
Selam sabah vermeden geçse de,
Yüzümüze ters ters bakmayanlar,
İyidir.
Artık öyle bir çağdayız ki,
Bir kişinin bırakın bize iyilik ve ihsanda bulunması,
Allah'ın hepimize bahşettiği güneşimizin önünde gölge etmeyenler,
İyidir.
Ve yazımın en sonunda Devlete bir çağrıda bulunuyorum.
Devlet derken, İçişleri Bakanlığı’na, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na, Adalet Bakanlığı’na, Diyanet İşleri Başkanlığı’na ve benzeri kurum ve kuruluş yetkililerine bir çağrıda bulunuyorum.
Kimseye hiçbir zararı olmayan, kendi halinde yaşayan, işinde gücünde olan, hiçbir mahkemesi ve adliyede kaydı olmayan vatandaşlara lütfen bularak onlara “madalya takın.”
Madalyanın ismi de “ZARARSIZ VATANDAŞ MADALYASI” olsun.
Bu çağrım ve bu teklifim çok mühimdir ve ciddidir.
Vesselam…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.