Avukat Tülay Bekar: ''Kanuna değil, kanunu uygulayacak hukukçulara ihtiyaç var!''

Avukat Tülay Bekar, çocuk ve kadın hakları üzerine kanunların uygulanmasının yetersiz olduğunu vurguladı. Bekar, "Tek başına kanunlar yeterli değil, uygulamayı hayata geçirecek nitelikli insanlar ve toplumun değerleri de önemlidir. Kültürel, sosyal ve ekonomik etmenlerin yanı sıra, televizyon programları da toplumun ahlaki yapılarını etkiliyor. Sorunun çözümü çok yönlü düşünmeyi gerektiriyor" dedi.

Avukat Tülay Bekar: ''Kanuna değil, kanunu uygulayacak hukukçulara ihtiyaç var!''
Yayınlanma:

ÖZEL HABER GAMZE ERDOĞAN

1994-2004 arasında sadece kadın ve çocuk hakları üzerine çalıştığını söyleyen Avukat Tülay Bekar, binlerce maddelik kazuistik bir düzenleme yapılsa dahi, o uygulamayı hayata geçirecek liyakate sahip hukukçuları göreve getirmezsek, bütün her şeyin yetersiz kalacağını önemle vurguladı.

Bekar, sözlerine şu açıklamalarla devam etti: "En son olan isyanımız İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılması içindi. Daha önce yapılan düzenlemeler İstanbul Sözleşmesi kadar etkili olmadığı için, İstanbul Sözleşmesi bizim için oldukça önem taşıyordu. Şu an 6284 sayılı Ailenin ve Çocuğun Korunmasına Dair Kanun mevcut. Biz hukukçular, bu tarz kazuistik düzenlemeleri normal şartlarda istemiyoruz fakat konu kadın ve çocuk olunca yol gösterici olması açısından özellikle düzenledik. 2011 yılında çok güzel bir şekilde hayata geçirdik, lakin önlüyor mu? Tabii ki hayır."

"UYGULAMADA YETERSİZ KALIYORUZ"

Bekar, çok güzel kanunlar olsa da demokrasiden bağımsız hiçbir kanunun koruyucu olmayacağına değinerek, bir uzman gözüyle konuyu şu örneklere dayanarak ele aldı: "İran'ı örnek verelim. İran'da, dört dörtlük hazırlanmış kazuistik kadını ve çocuğu koruyacak kanunlar çıkarılsın, demokrasi ve laiklik olmadığı sürece kadını ve çocuğu korumamız mümkün mü? Değil. Demek ki kanun tek başına yeterli değil. Uyuşturucu kullanımı kreş önlerine kadar inmişken, biz bunu engelleyemezken bir taraftan devam eden ahlaki çöküşü nasıl engelleyeceğiz?"

MEDYA AHLÂKÎ ÇÖKÜŞÜ TETİKLİYOR

Televizyon programları ve televizyon dizileri birçok yönden toplumu suça ve ahlâkî çöküşe yönlendirdiğini söyleyen Bekar, ahlâkî çöküşünün yanında emperyalist yaşam biçiminin ülkemiz açısından bir tehdit olduğunun altını çizdi. Atatürk İlkelerine uygun Laik Cumhuriyetin Türkiye Cumhuriyeti için en doğru yol olduğunu ifade eden Bekar, şu şekilde devam etti: "Televizyon programları ensest ilişkileri, mafyatik yollarla zengin olmayı ve uyuşturucu madde baronlarının nasıl güçlü olduğunu göstermeye devam ettikçe, toplumdaki ahlaki çöküş de devam ediyor. Zaten yeni nesil dijitali çok severken ve okumaktan uzaklaşırken, bu tarz televizyon programları gençleri suça özendiriyor. Alt yazıda 18 şehit haberi gezerken üstte kardeşinin eşiyle birlikte olan birinin manşetini görüyoruz. Sadece tek başına ahlaki çöküş diyemeyiz, kültürel, sosyal ve ekonomik emperyalizm ülkemizi çıkmaza sokuyor. Atatürk'ün kurduğu laik cumhuriyete layık birer yurttaş olmak öncelikli vazifemiz olmalı ve Atatürk ilkeleri bizim rehberimiz olmalıdır".

 Muhabir
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.