Ah siyaset, vah siyaset !
Ülkemizde siyaset son günlerin en önemli günlerini geçiriyor. Neyi nasıl dinleyeceğimize, yol vereceğimize şaştık…
Bir yandan Sedat Peker ve Süleyman Soylu arasındaki söz düellosu, bir yandan da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Meral Akşener ve Kılıçdaroğlu arasındaki sözler... Bunlara birde Babacan, Davutoğlu eklenince söylemlere şaştık kaldık, bir vatandaş olarak neye nasıl inanacağımızı şaşırdık.
Tabii bunlara şaşırırken Euro’yu, Doları, Altını ve Benzini gözden kaçırdık. Hepsi aldı başını gitti.
Ülkemiz üzerinde her zamanki gibi kara bulutların dolaştığını biliyoruz. Ama bulutlar hiç gitmiyor. Vatandaş gergin, esnaf gergin, çiftçi gergin, herkes birine çatacak yer arıyor.
Bu siyasi ve ekonomik günlük olayları vatandaşlarımızın değerlendirmelerine bırakıyorum. Bu arada koronavirüs sorununa da değinmeden geçemeyeceğim. Bu illet başımızdan bir türlü gitmedi, daha da gitmeyeceğe benziyor. Bunun için her zaman kurallara uymamız gerekiyor.
1 Haziran’a şunun şurasında ne kaldı. Herkes Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarına kilitlendi. Esnaf kan ağlıyor, vatandaş bunalıyor. Artık kademesiz olarak tam açılmanın gününün geldiğini düşünüyorum.
Bu arada Sedat Peker’in yaptığı açıklamaları tekrar değerlendirirsek. Neden böyle oldu da Sedat Peker video çekip, kendini aklama çabalarına girdi. Şöyle söyleyim, vatandaş olarak hala bilmediğimiz ve hiçbir zaman da öğrenemeyeceğimiz durumlar var. Sedat Peker haklı mı? Anlattıkları doğru mu? Bu tartışılır, açıklamalara inananlarda var, inanmayanlarda var. Bunları vatandaşlarımızın daha iyi değerlendireceğine inanıyorum.. Yani sözün özü karabulutlar, ülkemizin üzerinden hiç bir zaman gitmeyeceğe benziyor. Bu yüzden önümüze bakıp, ülkemiz için daha çok çalışmamız lazım… Kalın sağlıcakla…