Eflatun Neimetzade

Eflatun Neimetzade

Ankara ve İstanbul’da trafik işaretlere uymuyorlar

Ankara ve İstanbul’da trafik işaretlere uymuyorlar

Yirmiye dek ülkelerde çalıştım, hizmet verdim, devlet görevlerinde bulundum. Her defasında taksilere mutlaka binmek durumunda kalıyordum. Çünkü gittiğin mekânları iyi biliyorlar, binlerce insanlarla konuşuyorlar, pek çok şeyler öğreniyorlar. Taksi olmadan şehirde rahatça dolaşamazsın bir kere. Nasıl olsa “taksiye atlar eve giderim”, diyorsun kendi kendine. Onlarca taksi şoförleri vardır ki, kibar, zarif davranışlarıyla insanı memnun ediyorlar. Bir kere güvencedir, bunu kimse inkâr edemez. Onlarsız şehirde yürümek, iş peşine takılmak, Üniversite derslerine zamanında ulaşmak insana keyif veriyor. İşine sadakatliler genelde, içlerinde iyiler yok değildir. Fakat aksini de söylemeliyiz. Çünkü hepimiz Başkentte yaşıyoruz, bu şehir hepimizin onuru ve şerefi sayılmalıdır.

TAKSİLER SOKAKLARDA TERÖR ESTİRİYOR

Kaç yıl önce “Hürriyet” gazetesinde bunlar hakkında yazdım. Baya da tepkilere maruz kaldım. Fakat o gün, bu gün, arada değişen hiç ne olmamıştır. Ben bu kişiler arasında şerefli, hayırsever sürücülerin olduğuna şüphem yoktur. Onlar da ailelerin geçimini temin etmek için yollardalar. Sabah erkenden, gecelere dek, vardiyalı çalışmak zorunda kalıyorlar. Eee, ekmek peşindeler. Helal olsun onlara, ekmek peşinde koşturuyorlar. Onlara silah kaldıran eller kırılsın, çünkü onlar da görevlerini yapıyorlar. Ailelerine ekmek götürüyorlar, onlar da insanlar! Fakat içlerinde acemi olanlar da yeterli kadar vardır. Pek çokları ciddi eğitim almadıkları bir gerçektir. Aileden, büyüklerinden görüp götürdükleri saygıyı, sevgiyi gösterenler de baya vardır. Fakat dünya devletlerinde, örneğin Fransa, Almanya, Hollanda gibi gelişmiş ülkelerde taksi sürücüleri özel giyimlerde hizmet veriyorlar. En iyi düzeyde saygı ve sevgi gösteriyorlar. Konuşma kültürleri, soruya cevaplar da etiğe uygun biçimde oluyor. Hatta hayran kalmamak mümkün değil. “Gel otur Abi”, demek hala yüksek kültüre malik olmak anlamına gelmez. Tıraş olmayan kişiler ve ya gençler genel kültürden yoksunlar. Arabada pis koku insanı rahatsız ediyor. Hala izin almadan sigara içmek sıradan gelenek halına gelmiş. Yanlarından bir araba geçtiyse az kala savaş çıkarıyorlar. Sanki yol sadece bu kişilere aittir. Şimdi bazı örnekler vereceğim.

Cinnah Caddesiyle Atakule önüne geldiğinde sola ve dosdoğru Turan Güneş’e, ileriye gittiğinde devamlı kuyruk oluşuyor ve beklemeli oluyoruz. Aniden sol köşeden taksi arabaları sağa doğru sıra beklemeden öne geçmeye can atıyorlar. Kuyrukta arabalar beklerken senin ne gibi özelliğin vardır ki sağa yol istemeye kalkıyorsun kardeşim? Kuralları neden çiğniyorsunuz? Yol vermediğinden bir de tahkir ediyor ve kaba konuşuyorlar. Adeta savaş açmaya kalkıyorlar. İşte dâhildeki terör budur. Terbiyesiz ve ağır laflar atıyorlar insanlara. Ama neden? Sıra beklemek, sıraya girmek, her bir sürücü için terbiye, ahlak ve saygı demektir. Fakat pek çok taksi sürücüleri Atakule önünde insanlara kaba davranıyorlar.

TAKSİCİ AZ KALA BİZİ DÖVECEKTİ

Ben kendim defalarca trafik işaretleri, sıra beklemeyi ihlal eden taksi sürücüleri ile karşılaşıyorum. Bir defasında “neden sıra beklemiyorsunuz?” sordum şoförden. Cevabı kaba ve sert oldu: “Bana mı kuralı öğreteceksin, sen kim oluyorsun, Lan”, dediğinde, “hemen özür dile”, dedim. Ve indim arabadan. Arkamdaki arabanın sürücüsü de indi arabasından ve sakince: “Yaşlı adam doğru diyor, neden tahkir ediyorsun baban yaşında adamı?” “Sen de kimsin, sana ne?” Taksi şoförü hala da kavga etmeye devam ediyordu. Aniden polis arabası yaklaştı ve taksi şoföründen belgesini talep etti. Bize ise, “Lütfen sizler yolunuza devam edin, ben gerekeni yapacağım”, dedi. Arkadaki arabadan inen vatandaşa teşekkür ettim. Ve biz asabi halde yolumuza devam ettik. Bu satırları her halde o şoför okuyacaktır, bilmem, adam olması çok zor. Çünkü adap ve saygıyı bilmiyordur, terbiyeden de yoksundur. Onun bu davranışı pek çok terbiyeli sürücülere gölge salıyor.

Taksi şoförleri kırmızı ışıkta geçmeyi doğru buluyorlar. Bir örnek vereceğim. Bu noktada trafik kurallarını ihlal eden siviller ve taksi sürücüleri iyi biliyorlar. Konrad Caddesi ile Ukrayna Caddesinin kesiştiği noktada kırmızı ışıklar vardır. Buraya hep geldiğimde hiçbir taksinin durup beklediğini görmedim. Hemen geçiyorlar kırmızı ışıkta. Sanki kural böyledir onlar için. Zaman zaman siviller de geçiyorlar kırmızıda. Neden? Siz cahilsiniz, ahlaksızsınız ve kazaya yol açıyorsunuz. Bu kadar cahil, terbiyesiz insanlar Başkentte yaşama hakları yok. Genç kızlar da kırmızı ışığa uymuyorlar. Konrad ile 544. Caddenin kesiştiği noktada da olay aynıdır. Buralarda trafik polisleri hiç dolaşmazlar nedense. İnsanlar da, özellikle taksi şoförleri kırmızı ışıkta geçiyorlar. Bu nasıl oluyor, anlam veremiyorum. Yıllar önce “Hürriyet” gazetesindeki yazımda taksilere “Sarı Fareler” adını takmıştım. Evet, tekrar ediyorum, kırmızı ışıklarda geçen taksiler ve siviller de resmen “Sarı fare”lerdir. Tıpkı fare gibi ayak takımı olarak sokaklarda kazalara meydan okuyorlar. Bunu yapanlar Türk olamazlar, çünkü Türkler tarih boyunca adaletli, dürüst, hayırsever ve hoşgörülü ve samimi olmuşlar. Kaza yapan korsanlar-cahiller, edepsizler, terbiyeleri hiç yok. Her kes ki, kırmızı ışıkta yoluna devam ediyorlar-ayrıca katiller, aile terbiyeleri kesin yoktur, cellâtlar, insan düşmanılar.

İSTANBUL–TRAFİK TERÖR ESTİREN ŞEHİRDİR. KURALLARA UYMUYORLAR

Ekranlardan her gün kazaların olduğunu izliyoruz; aileler ölüyor, minicik çocuklar ölüyor, aileler top yekûn yok oluyor. Peki, buna ne dersiniz? Her gün İstanbul’da mutlaka kazalar vardır. Ve ülkemizin çeşitli il ve kasabalarında trafik kazalarında her gün ölüm vardır. Yılda ortalama 180 bin insan çeşitli kazalarda ölüyor. Yazık değil mi insanlarımıza? Nice-nice ocaklar sönüyor, nice -nice aileler yok oluyor? Yetmez mi kardeşim? Her gün evden çıktığınızda Allaha dua ediyor musunuz? Ya Allah, diyor musunuz? Özellikle, siz Okul Minibüsleri? Size sesleniyorum, arabaları uçak gibi kullanıyorsunuz ve kazaların çoğu sizlere aittir. Utanın, aklınız ve terbiyeniz yoktur. Bunu kuralları ihlal eden edepsizlere, cahillere, korsan sürücülere diyorum.

Zaten ABD ve Batılı devletler Türkiye Devletine karşı planlı savaş açmışlardır. Ayrıca Amerika elli yıl öncesinden PKK ve Fetö düşmanlarını Türkiye dâhiline sokmuş, açıkça savaş ilan etmiştir bizlere. Öte yandan Suriye ile sınırlarımıza 22 bin Tır ağır silahlar sokmuş, PKK, YPG ve DEAŞ terör gruplarını üzerimize, içimize sokarak adeta dâhilimizde savaş ilan etmiştir biz Türklere. Devletimiz, Silahlı Kuvvetlerimiz Suriye ve Irak sınırlarına tüm savunma gücümüzü toplatılmış ve güvenliğimizi bergerar etmek için savaşa gidiyoruz. Bütün bunları hepimiz yaşıyor ve görüyoruz. Peki, siz ey korsanlar, cahiller, terbiye dışı ahlaksızlar trafik işaretleri neden ihlal ediyorsunuz? Neden her gün ülkemizin çeşitli noktalarında suçsuz insanlarımız ölüyor, söyler misiniz?

HER GÜN SUÇSUZ İNSANLARIMIZ ÖLÜYORLAR

Neden ayaklarımız aklımıza tabi olmuyor da, hızımızı artırıyor, arabaları at gibi kullanıyorsunuz? Siz ey cahil insanlar size sesleniyorum, trafiğe çıktığınızda aklınızı kayb etmeyin, sakin ve ciddi olun. Sizler sayesinde Okul, Üniversite öğrencileri, babalar, neneler, suçsuzlar sayenizde ölüyorlar. Öte yanda PKK öldürüyor, ayrıca sizler de onlar kadar insan düşmanlarısınız. Hiç farkınız yok. Ha PKK öldürüyor, ha hız âşıkları öldürüyor. Sonuçta her gün Türkler öldürülüyor.

Ben devletimize, güvenliğimizden sorumlu devlet adamlarına, özellikle Cumhurbaşkanımız, Sayın Tayyip Erdoğan’a sesleniyorum. Siz ülkemizin Başısınız, bu güzelim Türkiye Cumhuriyetinin Başkanısınız. Dış düşmanlarımıza karşı cesaretli, kesin kararlar aldığınıza seviniyoruz, takdir ediyoruz sizleri. Daima arkanızdayız. Fakat içimizdeki insan terörü de önemlidir. Bazı insanlar aşırı hız yaptıklarından ve trafik işaretlere uymadıklarından her gün onlarca suçsuz insanlarımız-okul, üniversite öğrencilerimiz, gencecik insanlarımız, yaşlılar ölüyorlar. Bunun karşısı mutlaka alınmalıdır.

TRAFİKTE ÇOK SERT VE KESKİN KARARLAR ALINMALI.

Büyük cezaların yanında ayrıca kuralları sertleştirmek gerekiyor. Örneğin, iki defa kırmızı ışığı ihlal etmiş sürücülerin ehliyetine el konulmalıdır, mutlaka. Başkentin bütün ışıklarında kameralar kayıt yapmalıdır, her hafta kayıtlar izlenecek ve kuralları ihlal edenler mutlaka cezalanacaklar. Örneğin, Ukrayna Caddesi kenarda bulunuyor, buralarda nadir hallerde trafik polisi dolaşıyor, söyledim. Buraya gizli kamera yerleşmiş olsa, her gün on binlerce cezalar kesilecektir.

Türkiye dünyada yeni teknoloji üreten ülke haline gelmiştir. Kendi yerli, milli silahlarımız ile savaş veriyoruz düşmanımıza karşı. ASELSAN trafik için yeni model takip kameralar üretmiş olsa, bizler, ucuz Çin makineleri kenara koyacağız ve yerli milli teknolojimizden istifade edeceğiz. O zaman ülke genelinde ölümler azalacaktır. İçimizdeki hainler, cahiller, düşmanlar da yok olacaklar. İstanbul’da aşırı hız yapanlar trafikten men edilmeliler. Moskova sokaklarında aşırı hız olayı yoktur. Ruslar bu işi çözmüşler. Her Cadde ve sokaklarda Radarlar yerleştirilmiştir, insanlar artık hız yapmıyorlar. Saint Petersburg’da da yok gibidir. Paris Caddelerinde dekoratör arkadaşım Savaş Camgöz’le baya yürüdük ve inanın tek bir defa olsun aşırı hız yapanlarla karşılaşmadık. Ankara ve İstanbul’da her ikinci araba hız yapıyor ve siviller umurlarında değil. Neden öldürüyoruz ve neden ölüyoruz? Bu çok düşündürücüdür, çünkü içimizdeki düşmanlar daha tehlikeliler. Bunu mahsus yapanlar da bulunuyor. İçteki terör daha vahimdir, değil mi?

Devletimiz dâhilimizdeki teröre dikkat edecektir. Eğitimsiz, terbiyesiz, cahil, hain ve düşman ruhlu kişiler taksi süremezler. Bu gün her takside keser, sopa ve başka ölüm saçan sert aletler niye bulunuyor, neden, söyler misiniz? Bir ailede üç taksi sürücüsü olan kişiler vardır. Kendileri anlatıyorlar. Sigara yasaklanacaktır. Özel giyim olması kural sayılacaktır.

Aksi halde dâhilimizdeki terör devam edecek ve her gün onlarca kazalarda suçsuz insanlarımız ölmeye devam edecek. İç terörü durdurulmalıdır.

Nokta!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Eflatun Neimetzade Arşivi