20 senelik ahşap yontma ustasının tecrübeleri: Düşüncelerini sanat yoluyla ifade ediyor
Nevzat Özbay, ahşap yontucusu olarak tanımlıyor kendisini. Bu alana yönelmesinin arkasındaki sebep, ağacın tabiatı temsil ettiğine inanması ve bu nedenle ağaç gibi doğal malzemeleri kullanarak eserler yaratması. Özbay, “Yıllarca birçok iş kolunda atölyelerde, fabrikalarda çalıştım ama çocukluğumdan beri ellerimi kullanırım. Felsefem ‘El beynin dışarıya uzantısıdır’ doğru olan da budur zaten. O zaman el beyin birlikteliğini sağlarsanız. Doğruyu yapmış olursunuz” dedi.
ÖZEL HABER: GÜNSU ÖZMEN
Ankara Altındağ’da ahşap yontma ustası olan Nevzat Özbay, beynin ve el becerisinin birleşimini ustalıkla sergiliyor. Kendi atölyesinde yıllardır ahşap ve cam yontma işleriyle uğraşan Nevzat Özbay, işindeki detaylara verdiği önem ve özgün yaklaşımıyla dikkat çekiyor.
Felç geçirdiği dönemde fizik tedaviyle ağaç yontma işine başlaması, onu tekrar ayağa kaldırdı. Ardından sergi açtı ve büyük ilgi gördü. Ankara, Eskişehir ve İstanbul gibi şehirlerde sergiler düzenlediğini belirtti. Ancak talebin kendisine geldiğini, eserlerini piyasaya sürmediğini ve hiçbir galeride eserinin bulunmadığını vurguladı, “Piyasaya vermiyorum. Hiçbir galeride bir parçam yok. Oraları kullansaydım zaten kapitalizmden destek almaya başlardım. Toplumsal, sosyal, adil ve hakkaniyete dayalı işler yaparım.”
“TOPLUMSAL, SOSYAL, ADİL VE HAKKANİYETE DAYALI İŞLER YAPARIM”
Nevzat Özbay, işlerinde toplumsal, sosyal, adil ve hakkaniyete dayalı prensipler doğrultusunda ilerlediğini ifade etti, “Ben kendime ne heykeltıraş diyorum ne de başka bir sıfat kullanıyorum. Ben ustayım. Ahşap yontucusuyum. Elime ne geçerse, kütük, tahta veya ağacı şekillendirip ortaya eser çıkarıyorum” ifadelerini kullandı.
Ek olarak, cam yontma konusunda da az da olsa deneyim sahibi olduğunu belirtti. Resim tekniklerini hem camda hem de ahşap üzerinde kullanarak eserlerine farklı bir boyut katıyor. Yontu işlemlerini ise özel olarak tasarladığı ıskarpela aleti ve dremel gibi araçlarla gerçekleştiriyor. Renklendirme için her boyayı kullandığını söyleyen Özbay, “Yağlı boya kullandığın zaman boya dağılmıyor ama su bazlı kullanınca dağılıyor. Bu boya çeşitlerini de ihtiyaca göre kullanıyorum. Her çeşit boyayı kullanıyorum” ifadelerini kullandı.
Nevzat Özbay, işinde başarılı olmanın el beyin birlikteliği ve özgüven gerektirdiğini dile getiriyor ve kurallarının olmadığını, herhangi bir sınırlamanın da bulunmadığını vurguladı.
Ayrıca, yetiştirdiği birçok öğrenciye atölye açma ve sanat yolunda ilerleme konusunda rehberlik ettiğini ifade etti. Öğrencilere verdiği derslerde, ahşap yontuculuğu inceliklerini ve el becerisinin önemini vurguladı. Ancak, bazı öğrencilerin sanata olan ilgisi ve yetenekleri konusunda gerçekçi olmadıklarını belirtti. Nevzat Özbay, “Yetiştirdiğim birçok kişi var onlar da mutlaka atölye açmışlardır. Şimdi de öğrencilere dersler veriyor, düşüncelerimi sanat yoluyla ifade ediyorum. Buraya en fazla 3 kişi geliyor. Gelen öğrencinin yeteneğine ve isteğine göre bu derslerin süresi değişiyor. Mesela yöntemini öğrenince hemen yapacağını sanıyor insanlar ama durum öyle değil çünkü hiç resim çizmemiş kalem bile almamış. Kendini tanımıyor. Felsefesi yok. El beyin birlikteliği ile ilgili hiçbir düşünceyi geliştirmemiş. Bakıyor hoşuna gidiyor ya da bunalımda oluyor bir gün iki gün geliyor. Ondan sonra çekip gidiyor” dedi.
ESERLERİNİ ANLATTI PİCASSO HEYKELTIRAŞ OLSA NASIL YAPARDI?
Pablo Picasso’nun eşsiz eserlerinden olan 'Guernica'yı ahşapa dökerek heykele çeviren Özbay, “Buradan mimarlık bilgisi var işte perspektif derinlik. Derinlik bilgisi var. Heykel bilgisi var. UNESCO bu eseri ‘Dünya barış simgesi’ ilan etmişti. Picasso 1937 yılında İspanya'dan kaçıyor. Fransa'ya geçiyor. Orada da bir yarışmaya giriyor. Bununla birincilik ödülü alıyor Fransız Cumhurbaşkanı ödül töreninde buna parasını veriyor. Ödülünü de veriyor. Çok güzel yaptınız üstadım diyor ve verdiği cevap ‘Hayır bunu ben yapmadım. Bunu siz yaptınız’ diyor. Gerçek sanatçı böyle olur.”
ÇIĞLIK
“Kadın çığlık atıyor ama bu eser erkek aynası. Neden yaptığımı sorarsan eğer, Türkiye'de kadın haklarında UNESCO’nun 180 Birleşmiş Milletler üyesi ülkenin içerisinde Türkiye 167. sırada olduk. Kadın hakları konusunda gerideyiz bende yani öfkelendim ve bunu yaptım. Erkekler kendilerine kadınların çığlığını da görmeli o zaman öldürmezler diye bu aynayı koydum. Bir nevi yüzleşmedir.”
NÜKLEER FÜZE VE DÜNYA
“Nükleer füzeye dönüşmüş avuçta. Bütün dünya silahlandı. Her taraf silahla doldu. Dünyayı bin kere patlatacak kadar nükleer silah var şu anda. Peki, canlılar nasıl yaşayacak? Kutuplar eriyor, karbon salınımı devam ediyor, okyanuslar yükseliyor. Okyanuslar 20 santimetre yükseldiği zaman okyanusta tuzlu su Nil deltasının çoğunu tuzlu su basacak. Tuzlu su geri bile çekilirse orada üretim olmaz. Kutuptaki buzullar zaten çözüldü. Okyanuslar yükselince ne olacak? Sadece bu değil. Sıcaklıklar artıyor, bitki örtüsü değişiyor, dünyadaki iklim sıkıntısını hem de dünyadaki işte savaş ve nükleer sorununu eleştiriyorum. O zaman canlılar nasıl yaşayacak? Artık canlıların yaşaması tamamen Emek gücüyle. Canlıları yaşatmak için emekçilerin bu şartlarla çok ciddi mücadele vermesi gerekiyor. O zaman onların mücadelesi oranında bu canlıları yaşayacak. El parmaklarında canlılar var avucunun içindeki dünyada hiçbir canlı yok.”
ÇOCUK HAKLARI İÇİN YAPILMIŞ BİR ESER
“Analarımızın gözyaşları akıtıla akıtıla göle döndü. İlk gözyaşı ana rahmindeki cenin ve bu çok büyük bir sancıdır. İkinci gözyaşı damlasında Berkin Elvan ve üçüncü gözyaşı damlasında da Özgecan Aslan var. Bunu da çocuk haklarında dünyada en hızlı gerileyen ülke olduğumuz için yaptım.”
FİLİSTİN ASKISI
Aynı zamanda 68 kuşağının liderlerinden Deniz Gezmiş'in ilkokul ve üniversite arkadaşı olan Nevzat Özbay, o dönemde gördüğü işkencelerden birisini de eserlerine aktardı. ‘Filistin Askısı’ da bunlardan birisi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.