Ankara'daki Ahşap İşlemeciliği Ustası Recep Özkoca, eski ahşapları modern yaşama taşıyor
Ankara Kalesi’nde esnaflık yapan Ahşap İşlemeciliği Ustası Recep Özkoca, yıpranmış eşyaları restore ederek yeniden hayata kazandırıyor. Yıllardır bu sektörde faaliyet gösteren Özkoca, eski malzemeleri kullanarak yıpranmış olan eşyaları kullanılabilir hale getiriyor.
ÖZEL HABER: BÜŞRA SAĞLAM
Ankara Kalesi’nde yıllardır esnaflık yapan Ahşap İşlemeciliği Ustası Recep Özkoca, eski ahşapları restorasyon yaparak yeniden hayat kazandırıyor. Böylece hem tarihi eserleri koruma hem de modern yaşam alanlarına katkı sağlıyor. Dededen kalma mesleğini sürdüren Özkoca, her parçada geçmişin izlerini ve günümüzün ihtiyaçlarını harmanlıyor.
ESKİ EŞYALARI MODERN HAYATA TAŞIYOR
Eski kapıları ya da farklı eşyaları alarak detaylı bir restorasyon sürecine tabi tutan Özkoca, “Bize getirilen eşyaların işlemeleri yeniden yapıldıktan sonra, boyama aşamasına geçiliyor. Restorasyon sonucunda, büyük ahşap parçalar genellikle yemek masası, küçük parçalar ise sehpa olarak değerlendiriliyor. Eski konsollar ise titizlikle cilalanıp temizlenerek yeniden kullanıma sunuluyor.” dedi.
Geçmiş dönemde talebin oldukça fazla olduğunu ancak günümüzde piyasa koşullarından dolayı fazla ilginin kalmadığını belirten Özkoca, “Bu dönemde bu işe talep kalmadı. Hem ekonomik olarak hem de manevi olarak kimse yapmak istemiyor. Bizlerde eskiden kalma bir firma olduğumuz için avantajlıyız. Tanınırlığımız ve güvenilirliğimiz bize katkı sağlıyor. Müşterilerimiz genelde kalburüstü kesimden oluştuğu için talep oluyor.” şeklinde konuştu.
TARİHİ EŞYALARDA 'GOMALAK' CİLASININ ESTETİK DOKUNUŞU
Oymaların ve tasarımların kendilerine özgü olduğunu söyleyen Özkoca, geleneksel cila yöntemi olan gomalak cilasını kullandığını bildirdi. Özkoca, “Gomalak cilası olarak bilinen ve yaklaşık 400-450 yıl önce kullanılmaya başlanmış ve tanıtılmıştır. Bu cila, herhangi bir ağacın reçinesiyle ve bir hayvan salgı karışımından elde ediliyor. Bu geleneksel cilayı hazırlamak için ispirto kullanarak eritme işlemi yapılır. Çalışmalarda ise Selçuklu ve Osmanlı bayrakları, gül motifleri, ağaç ve hayvan figürlerini kullanıyoruz. Talebe göre şekillerimiz değişiyor.” ifadelerini kullandı.
Özkoca, yaptıkların işin sürecini şu şekilde anlattı: “Eski olan eşyaları değerlendiriyoruz. Malzemelerimiz sunta ya da başka bir malzeme değil, doğal ağaçtır. Bu ürünleri çöpe gitmekten kurtarıp kazanç elde edebiliyoruz. Müşteriler internetten buldukları modelleri bize gösteriyor. Daha sonra o fotoğrafın çıktısını alıp ölçülendirmesini yapıp hayata geçiriyoruz. Fiyatlarına baktığımız zaman bir kapı 3 ila 4 bin TL’ye mal olurken, camlı bir masa üretiminin maliyeti ise 15 bin TL’yi bulabiliyor.”
“EL SANATLARININ YAŞATILMASI İÇİN KURSLAR AÇILMALI”
Gençlerin el sanatlarına karşı pek ilgi göstermediklerini belirten Özkoca, Kültür ve Turizm Bakanlığından kurs açmalarını talep etti. Özkoca, “Bu meslekte eleman yetiştiremiyoruz ve biz son nesiliz. Elimizden geldiğince usta olarak çocuklarımızı yetiştirmeye çalıştık ama günümüzdeki esnaflık zorlaştı. Bu yüzden gençler yapmak istemiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığının bu konuyla ilgilenerek kurslar açması gerektiğini düşünüyorum. Herhangi bir ücret de almayız yeter ki bu meslekler yaşasın.” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.