Yıllarını oymacılığa adadı, Ankara Kalesi'nde birçok öğrenci yetiştirdi

Ticari kaygıları bir kenara bırakarak yıllarını sanata ve eğitime adayan Ahşap Oyma Ustası Recep Faruk Öztürk, farklı meslek gruplarından gelen öğrencilerine el becerisi kazandırmanın önemine dikkat çekti.

Yıllarını oymacılığa adadı, Ankara Kalesi'nde birçok öğrenci yetiştirdi
Yayınlanma:

ÖZEL HABER: AYBALA ALMİNA MELEK

1998 yılından bu yana Ankara Kalesi'nde oymacılık yapan Recep Faruk Öztürk, "Burada ticari kaygı duyanlar değil, sanat ve hobisini hayata geçirmek isteyenler yer alıyor. Ben de hobimi gerçekleştirmek için burayı açtım. İşin ticari kısmını bıraktım ve oymanın estetik yönüyle, insan yetiştirmeyle ilgilenmeye başladım. Emekli polis, emekli albay, Yargıtay hakimi, uzman doktor öğrencilerim var. İnsanlar el beceresi kazanmanın değerini anladı." dedi.

"PANDEMİDEN SONRA RAĞBET ÇOK ARTTI"

Yıllarca fotoğrafçılıkla ilgilendiğini ve 35'den fazla ödül kazandığını belirten Öztürk, sanat ve hobinin ticari kaygı güdülmeden yapılması gerektiğini ifade ederek, "Birilerini yetiştirmek için buradayım. Pandemiden sonra rağbet çok arttı. Hobisi olmayanlar ne yapacağını şaşırdı. Hobisi olanlar o süreçte el işini geliştirdi. Şimdilerde yeni bir hobi için gelen birçok kişi var." diye konuştu.

untitled-1-recovered.jpg

"BEN OYMACILIĞIN İNCELİĞİNİ, NELER YAPILACAĞINI GÖSTERİYORUM"

Gerçekleştirdiği eğitimler hakkında bilgi veren Öztürk, "Belli bir ustalığa gelene kadar malzemeleri ben temin ediyorum. Belli bir ustalığa geldiklerinde artık kendilerine çalışmalarına başlıyorlar. Ben oymacılığın inceliğini, neler yapılacağını gösteriyorum ve yönlendiriyorum. Haftada 1-2 gün burayı açarken artık her günümüz dolu. Ben profesyonel olarak eğitimciyim. İkincisi en kısa zamanda en iyi şekilde nasıl verebilirim diye düşünüyorum ve bu şekilde eğitim veriyorum. Sitelerde ya da bir marangoz atölyesinde adam ne kadar uzun süre orada çırak olarak kalırsa o kadar işe yarayacağını düşünüyor. Biz de tam tersine yapıyoruz. Piyasada gördüğünüz kapı oymalarını 1,5 ayda yüzde 80 yapar hale geliyorsunuz." ifadelerini kullandı.

untitled-1-recovered-001.jpg

"EN BÜYÜK SIKINTI TEKNİK ELEMANIN OLMAMASI"

Türkiye'nin en büyük sıkıntılarından birisinin teknik elemanın olmaması olduğunu söyleyen Öztürk, "Bir tane teknisyen bulamıyorsun. O alanda mühendis var ama teknik eleman yok. Mesela elektrikli mühendisi işin teorisini çok iyi biliyor ama bir tekniker kablo bağlıyor. Ara elemanın olmaması Türkiye'yi çok zor durumda bıraktı. Yapılacak en iyi hamle Cumhuriyet'in temeline dönmektir." diye konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.