Çocuklar bizim evlatlarımız
Ülkemiz çocuklarına “Bir yıla nasıl girerseniz o yılınız öyle geçer” fikrini aşılayarak, çılgınca eğlenceler, partiler, eğlence terönün yaşandığı, şu günlerde reklamlar, bir takım hediye dağıtmalar için imkanlara paralar yatırıyorlar, ta ki islam hayata hakim olmasın, Müslümanlar malayanililer içinde bulunsun.
Bizim çocuklarımız neden Akademik başarı, iyi bir meslek sahibi olmak, bilim ve irfan adamı olmak, bol maddi kazanç getirecek önemli işlerinde, ilim sahibi olacak işlerde uğraşmazlar ki buna itirazım zaten yok. İtirazımsa, başarının sadece bunlara endeksliymiş gibi yorumlanıp hayatın ona göre yaşanmasına. Bana göreyse başarılı olmak için en önemli iki ölçüt mutluluk ve fayda. Mutlu olup, mutlu edip, sadece kendimiz değil çevremiz için de fayda üretir olamıyoruz.
Bizler de bu hayatın neden yaratıldığımızın bilincinden uzak bir bohem hayatının içinde kendimizi buluyoruz. Hiçbir dinde yeri olmayan yılbaşı kutlamaları, İsa (a.s)’ın doğumundan 350 yıl sonra Roma’da ortaya çıkmış ve her sene Hıristiyanlarca “kutsal Noel günü ve İsa (a.s)’ın doğum yıldönümü” olarak kutlanır olmuştur.
Noel ya da Yılbaşı kutlamaları bir Hıristiyan geleneği, kendi aralarında dahi mutlakıyet sağlayamadıkları tarihi kesin olmayan bir yortu bayramının adıdır. Dolayısıyla taklitçi insanlar Batı modeli meraklıları içkiler içerek, domuz ve hindi kızartması yiyen, yeşil çam ağaçlarını katleden kişilere karşı Greenpeace sivil toplum kuruluşu bu katliama karşı neden duyarsız? Dünyanın her tarafında ufacık bir ağaç kesimine karşı duyarlıda sayısı belirli olmayan çam ağaçlarına karşı neden duyarsız? Bu STK nu nasıl yanlı olduğu da bilinmelidir.
‘Yeşil Çamları keserek, hediyeleşerek, balolarla vals ve dans ederek kutlanılması gereken bayram günleri olarak kabul etmişlerdir. Yılbaşı ile Noel birbirinden farklıdır; fakat Noel kutlamalarının devamı sayılabileceğinden yılbaşı gecesi onlar gibi eğlenmek, uygun olmaz. Bayramlarında onlar gibi eğlenmek, onlara benzemektir. Batılılar Müslümanların bayramına bizim iştirak ettiğimiz gibi, etmemektedir? Onlarla aynı gayeyi, aynı amacı paylaşmasa bile Müslümanın onlara benzemesi özenmesi olur.
Haçlı zihniyetine sahip olan insanların topla tüfekle İslam dünyasını dize getirip mağlup edemeyince “nasıl yapalım ki İslam dünyasının sırtını yere getirelim” diye düşünerek “Medenileşmek, asrı yakalayıp çağdaş olabilmek düşüncesini ” Televizyonlar, yayınladıkları gazete ve dergilerle çeşitli sloganlarla destekleyici konuları işliyorlar.
Allah c.c. verdiğimiz sözü hatırlamalıyız, Kur'an-ı Kerimin belirlediği doğrultuda, kendisine bahşedilen "İnsan" ismine yaraşır vakar ve bilincin ışığında olabilmelidirler. O halde Müslümanlar neden Hıristiyan bayramlarına iştirak ediyor? Milletimizin çoğu ise bu gerçeklerin uzağında bir yılın muhasebesini yapıp gelecekte vatanıma milletime nasıl yararlı olurum düşüncesinde ve gelecek nesillere örnek olmalıyız.
Millî örf ve adetlerine sahip olan milletler, tarih boyunca şerefli mevkilerini korurlar. Bir milletin millî kültürü ve dinî inancı toplumun aynasıdır. Bu değerler, bir milletin şahsiyeti ve tanıtıcı vasfıdır. Sağlam millî örf ve adetlere sahip milletler, dinî bağları kuvvetli ve millî kültürü yüksek olan milletlerdir. Örf ve adetler, millî kültürleri ve dinî inançlara güç verir ve şekil kazandırır. Din de kuvvetli olur. Bu sebeple hiçbir Müslüman milli kültüründe olmayan, dinî akidesine ters düşen özentilere hayatında yer vermez."KENDİ DEĞERLERİMİZİ YAŞATALIM" Toplumumuzun örf ve âdetlere karşı duyarlı olunmasının önemi daha iyi anlaşılır. Bunun için kendi kültürel mirasımızdan ve dini anlayış ve heyecanımızdan kaynaklanan değerleri, gelenek ve âdetlerimize sahip çıkarak yaşatmaya ve geliştirmeye çalışmak vazifemiz olmalıdır.
Selam ve muhabbet kalınız..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.