Çok başkasın
Sevmek nedir? Geçici bir heves mi, Yoksa en güzel masum duygu mu? Yoksa hiç umudun kalmamışken hayata karşı birden güneş gibi insanın ikinci defa doğması mı?
Hiç bilmediğin, hiç beklemediğin anında bir mucize gibi o güzel şeylerin insanı hep bir anda bulduğunu söylerlerdi. Ben buna inanmazdım. Birini sevmenin güzelliğine…
Yaşıyorum dedim. Yaşıyor olmak başka, yaşadığını hissetmek başkaymış…
En saf haliyle sevebilir mi bir insan?
O çocuksu haliyle her şeye rağmen?
Anladım ki fazlası varmış…
O duygular insana bambaşka bir dünya açıyormuş.
Çivisi çıkmış dünyada, devri bozuk zamanda bile yaşamak için gayret göstermekmiş sevgi...
Güçlü kalmak kendini bulmakmış.
Tüm zorluklara rağmen el ele tutunmakmış..
Gerçek aşk, Gerçek sevgi insanı karanlık odalarda bırakmazmış bir başına.
Sevgili değil her şey olmakmış.
Bu duyguları tattıran canım sevgilim, güvendiğin dağ olup acılarına çelme takmak için hep burada olacağım.
Bütün dünya sana sırtını dönüp gitse de, Burada sana sarılmak için bekliyor olacağım söz.
Şunu bil ki... Geçtikçe güzelleşen sadece şarap değil. Güne uyanırken,
Yeryüzünün gafletli sabahlarından seni düşleyerek varıyorum akşamlarına…
Bir gün;
Bir pencere kenarında içilecek yüzlerce kahveye şahit olacak şu gökyüzündeki dolunay. Her gece aynı cama bırakacak ışık süzmelerini bizim için... Saçlarından baharı toplayacağım o saatlerde, sen ise gülümsemenle bir kez daha kalbimde sonsuza dek yerini ayıracaksın.
Bakma böyle yazılar yazdığıma, Aslında
benim en güzel hikayem en güzel şiirim sensin..
Allah herkesi her koşulda yanında bulabileceğine bağışlasın.
Sen çok başkasın…