Eşkıyalık… Çanlar Özel için çalıyor
Vukuatsız gün geçiremiyorlar. İlla ki her gün, içinde yaşadıkları milletin ve devletin bir yarasını kaşıyacaklar. Maalesef kaşırken de kabul edilebilir hukukî ve ahlâkî sınırları aşıyorlar.
Anamuhalefet partisi CHP… Atatürk’ün kurduğu… Türk Devleti’nin yönetim şeklinin ‘Cumhuriyet’e evirilmesinde önemli işlevleri olan… Parti ideolojisini oluşturan umdelerden birisi ‘milliyetçilik’ diye tanımlanan… Arada bir kendilerini gereğinden fazla önemseyip, “Türkiye’nin çimentosuyuz…” diye terennüm eden bir siyasî yapı ve mensuplarından söz ediyoruz.
Bakınız gündeme geliş şekline ve geldiği konulara, bu partinin. Ülkeyi 22 senedir tek bir parti ve tek bir iktidar yönetiyor. Geçen sürede ülkeye inanılmaz hizmetler etmiş. Devlet ve milletin geleceği adına, gövdesini taşın altına koymuş. Küresel ağır krizler tüm dünyada yönetimleri, hükümetleri silkeleyip indirirken, Türkiye gibi netameli bir coğrafyada, ağır sorunların üstesinden gelen bir iktidar var…
TERÖR UZANTILARIYLA YOLDAŞLIK
İktidar partisi ve lideri, ağır şartlar ve zor sorunlar yüzünden doğal olarak yıprandı. Bu ülkede ‘ne yaptığını ve yapacağını bilen’ bir anamuhalefet partisi olsaydı, geride kalan 22 yılda mutlaka bir ‘iktidar nöbeti değişimi’ yaşanırdı.
Sorun nedir? Türk Milleti CHP ve işbirlikçilerine güvenmiyor. “Acaba hamamda değişen bir şey var mı?” umuduyla, arada bir bazı yerel yönetimleri veriyor CHP’ye, fakat karşısındaki ‘ergenlikten çıkamamışlar’ güruhuna güvenemeyeceğini görüyor.
Türkiye’yi bölmek isteyen küresel emperyalistlerin maşası olan bir terör örgütünün siyasî uzantısıyla yol yürümekten, iş tutmaktan, ittifaklar kurmaktan çekinmiyor CHP.
‘Kent uzlaşısı’ gibi cıcılı bıcılı ambalajlara sararak, terör işbirlikçileriyle yerel yönetimleri paylaşmak için yoldaşlık yapıyor.
Terör örgütü uzantısı elemanları, bizzat kendi adayı olarak gösterip belediye bakanı seçtirebiliyor. Ve o aday, PKK terör örgütü üyeliği suçlamasıyla tutuklanıp görevden alınınca, elemanın asıl sahipleriyle birlikte cayırtıyı koparıyor.
Sonra gidiyor, yoldaşlık ettiği terör uzantısı partinin, görevden alınmış diğer belediye başkanları için yapılan bölücü içerikli eylemlerde boy gösteriyor.
Nihayet hızını alamıyor, terör örgütü üyeliği suçlamasına muhatap belediye başkanlarının görevden alınmasında etkin rol oynayan Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı’nı, TBMM’de kendi bakanlık bütçesinin müzakere edileceği komisyon toplantısına sokmamak için fiilî engelleme yapıyor.
ERGEN HIRÇINLIĞI
İnanılır gibi değil… Bir ülkenin parlamentosunda, milletin vekili sıfatıyla görev yapan bazı şahıslar, ülkenin İçişleri Bakanı’na, parlamento çatısı altında fiilî müdahalede bulunmaya kalkışıyor.
Normal şartlarda olsa, İçişleri Bakanı’nı korumakla görevli olan güvenlik ekibinin, bakana karşı eylem yapan tüm şahıslara fiilî müdahalede bulunup, ters kelepçe takması gerekirdi.
CHP’nin geneldeki siyaset tarzına baktığımızda, karşımıza, ‘ergen hırçınlığıyla malul’ bir siyasî kimlik çıkıyor. Türk Milleti, mevcut iktidar karşısında, yönetimine güvenebileceği ikinci bir seçenek arıyor. Yerel seçimlerdeki tavrıyla bunu açıkça beyan ediyor. Fakat iktidar karşısında seçenek olması gereken CHP, kendisini ülke yönetimine hazırlamak yerine, ergen tavırlarıyla kavga arıyor.
CHP’nin hem ileri gelenlerinin hem de Ekrem İmamoğlu ve Ali Mahir Başarır gibi ileri gidenlerinin şu gerçeği görmesi lazım: Ergen hırçınlığıyla iktidar elde edilemez. Bu ülkeyi, mevcut iktidardan daha iyi yöneteceğiniz iddiasındaysanız, bunu millete anlatmanız şart. Sokak siyaseti, kavga, gürültü, çocukça eylemler sizi iktidara taşımaz.
SİYASETSİZLİK BATAKLIĞI
Daha basitçe tanımlayalım: CHP, siyaset üretemiyor. Ne iç bünyesinde, ne de yurtdışındaki küresel müesses nizamın adamları olan yandaşları, CHP için ‘uygulanabilir bir siyaset’ üretemiyor. Jeremy Rifkin’leri, Daron Acemoğlu’ları hatırlayın. Nerede bu süper danışman Rifkin Efendi ve diğerleri? CHP adına hangi siyaseti ürettiler? Kimse adlarını bile hatırlamaz oldu.
Terörden dış politikaya, ekonomiden sığınmacılar sorununa, nüfus yaşlanmasından sosyal güvenlik sisteminin finansmanına kadar, aklınıza gelecek hiçbir ülke sorununa dair CHP’nin dört başı mamur bir siyaseti, planı, projesi, vaadi, taahhüdü yok. Sorulduğu zaman da, “Söylersek projemizi çalarsınız…” tarzında abukluyorlar.
ÇANLAR ÖZEL İÇİN ÇALIYOR
CHP’nin yaşadığı ve Türk siyasetinin de kirlenmesine neden olduğu süreçlerde, dikkatlerden kaçmaması gereken bir husus daha var: İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP üst yönetimindeki payandaları, attıkları hesapsız-kitapsız adımlarla, Genel Başkan Özgür Özel’i zor durumda bırakıyor.
Özgür Özel, yapılan her yanlışın arkasını toplamak için çırpınıyor. İçişleri Bakanı’na karşı TBMM’de yapılan eşkıyalığı dahi savunmak zorunda bırakıldı, Özgür Özel. Her ne kadar, kurduğu cümleler, mızrağı çuvala sokmaya yetmese de CHP Genel Başkanı epeyce mide krampı yaşadı.
CHP adına yürütülen ‘siyasetsiz eylemlerin’ arkasında hep Ekrem İmamoğlu siluetinin belirmesi bir tesadüf olamaz. Ortada, Genel Başkan Özgür Özel’i yıpratmaya ve safdışı bırakmaya dönük, bilinçli bir hareket tarzı olduğu anlaşılıyor.
Özetin özeti; çanlar Özgür Özel için çalıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.