Bu gün sadece Kazakistan’da değil, dünya sanat camiasında Düsen Bey usta kemancı olarak kendini kanıtlamış uluslararası bir sanat adamıdır. Bu bir gerçektir. Ayrıca TÜRKSOY Genel Sekreteri görevinde Türk kültür ve sanatını dünyada tanıtan deha simadır. Ve bunu içtenlikle, cani yürekten büyük heyecan ve sıcaklık katarak yapıyor.  Türk halkların ta kadimden günümüze dek gelmiş edebiyatını, müziğini, örf adetlerini, tiyatro, opera, resim, şan, heykel hatta foto sanatını dünya halklarına tanıtmaya devam etmektedir. Ayrıca her Türk devletlerinden yetenekli gençleri dünya müzik akademilerine yerleştiriyor, hocaları ve dersleriyle ilgileniyor, onlara “babalık” şefkatini gösterir.

Düsen Bey ayni zamanda iyi bir menecerdir, muhteşem organizatördür. Bunun şahsen şahidiyimdir. “Köroğlu” operasının Bişkek, Almatı, Ankara, Bakü, daha sonra İstanbul I. Dünya Opera Festivalinde, Haliç Kongre Sarayında sergilendiğinde birebir şahidi oldum. Tek bir telefon etti ve 280 sanatçı ve teknik ekibi Almatı Otellerine yerleştirmiş oldu. Hayret ettim, onur ve kıvanç duydum kendisiyle. Bu nasıl bir güç, nasıl bir sevgi, nasıl bir hünerdir?  Onunla çalışmak zevk ve lezzet verir insana, müthiş başarılıdır ve Tanrı yeteneğidir Düsen Ağa!

DEHA İNSAN, FEVKALADE ORGANİZATÖR

Dmitriy Hoklov Rus, dünya şefidir ve şöyle diyor: “33 yıllık dostum olan bu müstesna insan-müzisyen-devlet adamı sadece Kazak halkının değil, dünya müzik kültürünün tezahürü sayılır. Sevilen insan, fevkalade pedagog (Hoca), uluslar arası düzeyde yüksek müzisyen, rektör, profesör ve bakandır. Sadece organizasyon alanında dehadır. Sergey Dyagillev ve ya Sol Yurok’tan öteyedir, diye bilirim. Hiç de tesadüfî değildir ki, bu kişilerin sayesinde çağdaş müziğin ustaları Mstislav Rastropoviç, Valeriy Gergiyev ve Vladimir Spivakov dünya şöhretine kavuşmuşlar. Bu usta sanatçılar Düsen Kaseinov’un da yakın dostları sayılırlar. Manevi ruhunu sarsan yüksek hümanizm ile hakiki organizasyon yeteneği birleştiğinde Düsen Kaseinov fenomeni, onun muhteşem gücü ortaya çıkıyor. Kururluyumdur, onur ve kıvanç hislerini yaşıyorum. Bu müstesna şahsiyetle Moskova Konservatuarında öğrencilik yıllarımda tanışyım. Hoşgörülü, sıcak ve barış insanıdır Düsen Bey. Ne mutlu ki varsın Düsen Bey. Doğum gününü kutluyorum, aziz dostum”.

Karaganda kentindeki bahçeli evlerinde iki defa olmuşumdur. Rahmetlik annesi Gülay Hanım muhteşem yemek masası hazırlamıştı bizim gelişimize. Duvardaki resimler dikkatimi çekti; Düseni yakından tanıyan  müzisyenler ve devlet adamları, daha kimler yoktu ki?.. İçlerinde önemli devlet adamı Mihayıl Şvedkoy da vardı. Rusya Cumhurbaşkanı uluslar arası kültür ilişkileri özel temsilcisidir. Bakü I. Medeniyetler arası Dünya Forumunda Düsen beni de kendisiyle tanıştırdı. Sıcak dolu samimi, sade ve hoşgörülü insandır. Düsen Bey’in özelliklerinden en önemli olanını şöyle sıralıyor: “Müstesna kişiliği yanında müzisyen olması ayrıcalıktır. Sözden önce intonasyonun önemli olduğunu iyi biliyor. Barışın, iyiliğin, sıcaklığım harmonisi günümüzdeki ağır yaşam şartlarına götürüyor Düsen Bey bizleri. Müzisyen gibi insanları sıcak nefesiyle birleştirmeyi başarıyor. Biliyor ki hakiki müzik insanları birleştiriyor, çünkü Düsen’in kendisi müziğin güzel tecessümü sayılır…

BARIŞIN, SEVGİNİN, HOŞGÖRÜNÜN TAŞIYICISI

…Uluslar arası konuları her defasında mutlaka tartışıyoruz; ülkelerimiz arasında karşıt fikirler, zıt münasebetler olduğunda Düsen mutlaka olumlu sonuç ala bilmemize yardımcı oluyor. Düsen müzisyendir, evet, fakat çok iyi siyaset ve devlet adamıdır. Her yıl “Benim dostlarım benim manevi hazinemdir” adıyla festival düzenliyor ve dünyadaki tüm sanat, siyaset ve müzik dünyasından dostlarını etrafına topluyor.

Şunu bilmeliyiz ki, Düsen gibi siyasi deneyimli şahsiyetler azdırlar. O güzel anlıyor ve biliyor ki sanat ortamı -  karşılıklı anlayış ve harmoniden oluşuyor. Kazakistan şanslı ülkedir, çünkü kültür ve sanatı dünyaya tanıtan Düsen gibi cesur evladı vardır. Sadece Sovyet döneminde değil, günümüzde bile Kazak ve Türk sanat ve kültürünü kıtamızın her tarafına tanıtıyor. “Benim dostlarım benim manevi hazinemdir”  sloganıyla Düsen Bey dünya ülkelerinden, özellikle İsrail, Yunanistan, Slovenya, Bulgaristan, Rusya ve başka ülkelerden sanat ve müzik dehalarını Kazakistan’a topluyor, yeni kuşak gençlerin de bu ananeyi ileride devam etmesine böylece vesile oluyor. Bu muhteşem etkinliktir, böylece ülkeler ve insanlar arasındaki küskünlükler eriyor, yerini barış, sevgi ve hoşgörü alıyor. Büyük devlet adamları bile birlikteliği zaman-zaman yapamıyorlar. Düsen bir dünya insanıdır. İyi ki o vardır ve bizleri çevresine topluyor…”

Bu yazıyı hazırlarken beni Amerika’dan aradı ve Nevruz Bayramını tebrik etti. “2. makaleyi okudum, çok iyi olmuş. Sizi ve “Anadolu” gazetesi çalışanlarını, ayrıca Ali Çetin dostumun da Nevruz Bayramını kutluyorum”, dedi. Bu yıl Nevruz Bayramını Orta Asya’dan başlayarak tüm dünyada tanıtılması programını gerçekleştirmek için yine yollardadır.

Kazakların ünlü şefi Fuat Mansurov’un anlamlı sözleriyle bitiriyorum: “Dostum Düsen hakiki dünya insanıdır. Ruhunda hümanist, beşeri duyguları taşıyor, dünya halkları arasında barışı, sevgiyi ve hoşgörüyü pekiştiriyor. Kıtamızın bu çalkantılı dönemlerinde insanların barışa, sevgiye büyük ihtiyacı vardır. İyi ki aramızda Düsen vardır. Doğum günün kutlu olsun aziz Düsen. İyi ki varsın!” SON