Faydasız ilim
Boş laf faydasız işler günümüzün en büyük derdidir. Bundan 1400 yıl önce bir kuran ayetini veya hadisi okumak ilim sahibi olmak için, at deve sırtında ve ya yürüyerek günlerce aylarca yol kat ederken, bugün ise parmaklarımızın ucunda olmasına rağmen yaşamın gayesinden uzak, ayet ve hadisten gafil ömür tüketmekteyiz. Neden yaratıldık? Rabbimizin rızasını neler yaparak kazanabiliriz? Hayatın gayesi nedir?
Düşmanımız kimdir? Amel nedir? Emel nedir? Gibi soruları kendimize sormamaktayız.
1973’lü yıllarda Hans Frome diye bir Alman la yaklaşık bir yıl birlikte çalıştık. Ben ofise bakarken oda Almanya da ki şirketlerle iletişim kurmamızda şirket temsilcisiydi. Polonya’da Ruslara esir olmuş sonra Türkiye ‘ ye yerleşmiş geçimin temsilcilik yaparak sağlamaktaydı. Her zaman işe Sabah 08.00 de gelir akşamda beş demeden çıkmazdı. Şunu ilke edinmişti ben aldatan olmak istemem sabah 5 dakika geç akşam da 5 dakika erken çıksam ayda 260 dakika eder yılda 3120 dakika eder oda 52 saat eder ben 52 saat iş yerinden çalamam hırsız değilim derdi. Şimdi günümüz insanlarına baktığımızda, işe girinceye kadar olmadık torpillerle uğraşıyor girdikten sonrada başlıyor şikâyetçiliğe, masasında işler yığılıyor.
Devlete karşı eylem ve terörden de geri kalmıyor. Üstüne lazım olmayan konularla gününü gün etmekten de geri kalmıyor. Ondan sonrada İsyan şikâyetçilik ve de kazanılan kazanca razı olmamakta oysa dışarıda iş, aş bekleyen milyonlarca üniversiteli gencin beklediğinden de bir habersiz.
Bundan yüz yıl önce, ata sporumuz güreş, cirit gibi oyunlar hem vücuda zindelik kazandırmak hem de akıla hitap etmek de o sporla yetişen nesilde sağlıklı zinde ve şuurlu toplum oluşturmuştu. O günkü toplum kolektif hareket eden birinin derdiyle dertlenen bencil egoist olmayan bir toplumdu. Savaşlarda insanların birbirlerine karşı özverili güvenli saygılı ve sevgilerini fedakârlıklarını da görmek mümkündü.
Malayaniliği oluşturan yapılarımız ise; Filmler, şarkılar, kulaklıkla dinleme, futbol, her türlü oyun, boş faydasız işler diye sınıflandırabiliriz. Çok fazla televizyon seyreden, bilgisayar başında oturan veya araba süren insanlarda kilo sorununun ve kalp krizi riskinin önemli ölçüde arttırdığını, çok uzun süre oturarak durmanın önemli sağlık bozuklukları ortaya çıkarabileceğini, bel, boyun, diz ve sırt ağrılarının vücudunuzda daha ciddi hasarlara sebep verebileceği bir gerçektir. Unutmamalıyız ki eğer sağlımıza gereken önemi göstermezsek çalışma performansımız düşecek ve bu da işimizdeki başarıyı olumsuz yönde etkileyecektir. Boyun ağrısı, sırt ağrısı, göz problemleri, baş ağrısı yâda migren, ellerdeki ağrı, aşırı kilo, stres ve depresyon, alkol ve sigara ve çeşitli bağımlılıklarda oluşturabilmektedir.
Atalarımız spora önem vermiş lakin, spor sözüyle düşünce olarak ilk akla futbol gelmektedir. Oysa Ne acı ki, futbolun haricinde bulunan sporlar kabul görülmez hale getirtilmiştir. Futbolunda; ayetlere uymayan yönleri ise; Rabbimizin El Hakem ismi var, maçtaki hakem ismine galiz küfür etmek sıkıntı, Şortları nur suresi 30 ayetine uymaz, şans oyunları İddia, toto, gibi kumarlar maide suresi 90-91, İnananlar kardeştir ayeti yerine, takım kardeşliği (hucurat 10) ve şeytanı düşman bilmek (bakara 208) yerine karşı takımı düşman bilmek, Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin ayetine rağmen gelen futbolcuları ballandıra ballandıra anlatmak, (maide51) ve futbolcuya verilen paralar milyon Euorolar olup, israf (araf 31) ayetlerine uymaz. 11 futbolcuyu sayıp on bir peygamber saymamak olur, nerede kaldı peygamberlere inandığımız Futbolda geçirilen zaman ve aklı VE GÖNLÜ doldurmak olup, buluşçuluğu ve başarılı verimli öğrencilerin de önünü kesmektedir. Filmlerdeki yaşam modeli ve konularının örf ve ananevimize uymadığından isyanı oluşturmakta ve insan sevgisini aile yaşamını da yok etmektedir. Oyunlardaki çirkin varlık çizimleri ve oyun konuları da insana nefreti, hayata karşı kızma oluşturmakta ve zaman israfına da neden olmaktadır. (Oyunla ilgili ayet (Duhan suresi 9 - Fakat kâfirler bir şüphe içinde oynayıp eğleniyorlar.) Şarkılarda bazı ilahilerde sözlerin isyan ve şirk olması da Aileye Büyüklerine karşı saygısızlık oluşturmakta psikolojik ruhsal hastalıklara düşürmektedir. Doktorlarda kulaklıkla dinlemeyi hamile kadınlara yasaklamaktadır. Kulaklık bir hoparlör olup içinde mıknatısların olması dışarıdan yüklü tozları çekmekte tozlar yüzdeki sivilce gibi iç dış kulak iltihabı oluşturmaktadır. Mıknatıslar hücreye giren vitamin protein yağ gibi maddelerin molekülün başındaki konumunu ve hücre zarının açma konumunu etkilemekte suya atılan taşın yuvarlak halkalar gibi mıknatsılarda aynen o halkalar gibi manyetik alan oluşturduğu için ve hücreye giriş çıkışını engellemekte, Suyun Kristallenmesi videolarında Masimatonun suyun kristallenmesinde suya sözcüklerin etkisini denemiş güzel sözler kristallanmeyi oluşturmuş kötü sözler kristallanme olmamış stoplazmada sudan meydana gelmesi oraya sözcüklerin etkisi de hücrenin çalışmasını etkilemekte hücre içi çalışmaya negatif etmki etmekdir.. Dinlenilen sözlerinde isyan ve şirk oluşturması hücre içi çalışmayı da yaptırmamakta Ruhsal psikolojik zarrlarıda oluşturmaktadır. Birde kişi sevdiği ile beraber hadisine göre dinlenilen şarkıcıların ilahicilerle zaman verip dostluk bağı kurmaktan dolayı kişi sevdiği ile beraber hadisinden dolayı sonsuz ahirette onlarla olmak ta var. Organlarımız ın şikayetçi olması ve Göz kulak akıl hücreleri ve diğer organalrda kötü kullandı demesi de vardır.
Oysa malayaniliği oluşturan yapılarımızın neler olduğuna ve onlara karşı gereken hassasiyetlerimizi gösterirsek, bunların getirdiği sıkıntıları anlatabilirsek, toplum kalitemizde bir artış huzur ve sevgi, saygı olur. Öncelikle Rabbımıza söz vermemiz olan tövbeyi kabire kadar sadık olmalı ve tövbesini bozan Rabbıyla alay etmiş gibidir hadisini ve şeytan sizin düşmanınız, şeytanın adımlarına uymayın ayetlerini anlamamız şarttır. Organların Yüce yaratıcımız karşında aleyhimizde davacı olacaklar.
Yasin 65 - Bugün biz onların ağızlarını mühürleriz de neler kazandıklarını bize elleri söyler, ayakları da şahitlik eder., nur 24 - O gün dilleri, elleri ve ayakları, yapmış olduklarından dolayı aleyhlerinde şahitlik edecektir., fussilet 20 - Nihayet oraya vardıkları zaman kulakları, gözleri ve derileri yaptıkları şeyler hakkında onların aleyhinde şahitlik ederler. 21 - Onlar derilerine: "Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz?" derler. Derileri de: "Bizi her şeyi konuşturan Allah konuşturdu, sizi ilk defa yaratan O'dur ve siz yine O'na döndürülüyorsunuz" derler.22 - Siz kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin aleyhinizde şahitlik edeceğinden korkarak kötülükten sakınmıyordunuz. Fakat yaptıklarınızdan birçoğunu Allah'ın bilmeyeceğini zannediyordunuz. ayetlerinde organlarımız konuşacaktır.
Yaşamımızın daha güzel mutlu sevgi dolu günler olmasını dilerim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.