Fitne ve sıkıntılardan uzak durun
Öfke kontrolden çıkıp da yıkıcı hale dönüştüğünde, okul ya da iş hayatınızda, kişisel ilişkilerinizde sorunlara yol açar. Öfke çok çeşitli olaylar sonucu ortaya çıkabileceği gibi doğal afetler, adaletsizlikler, sıkıntılar, bir takım insanların yaptığı kışkırtmalar vb. gibi hiç beklenmeyen bir anda gelip hayatı alt üst eden ve istenmeyen değişikliklere sürüklenme durumlarında da sıkça ortaya çıkar. İnsanlarda yapılan adaletsizlikler yetkilerinin, konuşmalarında, kışkırtmalarla huzur ve güven ortamının yok ve barışının sekteye uğramasına neden olur.
Toplum da etkili olan partilere, dernekler, sendikalar, sivil toplum kuruluşları içinde bulunan yetkililer, onların tayin ettiği görevliler öncelikle yüce kitabımızda ki öfke ile ilgili ayetler ve hadislerin ışığında hareket etmeli, Yüce kitabımızda; (Zuhruf-Her kim Rahman olan Allah’ın zikrinden yüz çevirirse biz ona bir şeytan musallat ederiz. Artık o şeytan onun yakın dostudur.
A -Şüphesiz ki bu şeytanlar onları yoldan çıkarırlar. Onlar da kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.
B-Nihayet kıyamet günü bize gelince, arkadaşına: “Keşke seninle benim aramda doğu ile batı arasındaki kadar bir uzaklık olsaydı. Sen ne kötü arkadaşmışsın!” der.
C-Onlara: “Bugün pişmanlık duymanız size hiçbir fayda sağlamayacaktır. Çünkü siz zulmettiniz. Şimdi de hepiniz azapta ortaksınız.” denir.) Her insanın yanında fitne fesat yayıcı şeytanın etkisi durumumuzu nereye kadar götüreceğini, öfke sonundaki hareketi akıl etmeliyiz.
Öfke duygularıyla başa çıkmak için öncelikle Allah c.c. nederi her zaman düşünmeliyiz. Okul ve camilerde öfke ile ilgili ayet ve hadisleri sık sık işlemeliyiz. , olayların gelecekte fitneye sebep olmadan bastırılması, istediklerin ne olduğunun farkına varmalı, bunları açık ve karşıdakini incitmeyecek bir şekilde anlatılmalıdır.
Öfkeyi bastırma yeterli olmazsa ve doğru bir biçimde ifade edilemezse, bir süre sonra bu duygu kişinin kendisine döner ve yüksek tansiyon, psikosomatik rahatsızlıklar (Felç, ülserler, alerjiler vb.) ya da depresyon gibi sorunlara yol açabilir. Öfke yaşandığında sakinleştirmeye çalışmak,. Nefes alıp verişleri kalp atış hızını kontrol ederek, fizyolojik olarak sakinleştirip, öfke duygusunu hafifletebilmelidir.
Kızgınlık, öfke ve saldırganlığı daha çok arttırdığından geçmişteki olan olaylarını düşünmeli sakinleştirecek ayet ve hadisleri okumaya gayret edilmelidir. Derin derin nefes alma, sakinleştirici durum ve olayları zihin de hayal ederek canlandırma yardımcı olur.
Öfkeli insanlar düşüncelerini küfrederek, bağırıp çağırarak ifade etme eğilimindedirler. Öfkenin altında ne yattığını da anlamaya çalışılmalı. Öfkeli insanlar kendilerinin ahlaken haklı ve doğru olduklarına inanırlar. Duygularının değiştirmelerine güzelce iknaya gayret edilmeli.
Hz. Ali (r.a.) zamanında bir kadın koşarak huzura gelir ve feryat eder. “gitti ciğer parem ey Emir, gitti” der. Ağlayan kadını susturup ne olduğunu sorarlar. Kadın, Hz. Ali (r.a)’a emekleme çağındaki çocuğunun bir evin çatısına çıktığını ve çatının ucuna kadar gittiğini, ve çağırmalarına rağmen gelmediğini söyleyince, Hz. Ali (r.a) o evin bulunduğu yere gelir ve durumu görür. Hz. Emir aynı yaşta başka bir çocuğu alır evin üzerine çıkarır. Çatı ucundaki çocuk, kendisiyle aynı yaştaki çocuğu görünce hemen emekleyerek onun yanına gelir ve çocuğu kurtarırlar. Bu olayda, insan ancak kendi cinsiyle mutlu olur. Bu nedenle Yüce yaratıcımız bize lütfetmiş ve merhameten Peygamberini insan cinsinden göndermiştir. İnsan ancak kendi cinsini dinler.. Bu tür düşünce biçimlerini fark edip ve yerine daha mantıklı olanları yerleştirmeye gayret edilmeli. Ani hissiyata kapılarak gaye ve meselelerimizden uzak kalmayalım…
Sözün özü :”Bir iş yapmak istediğin zaman, Allah c.c. sana o işten kurtuluş gösterinceye kadar yahut Allah sana bir çıkış kapısı yaratıncaya kadar yavaş ve temkinli davran.” Allah Şeytanın şerrinden İslam alemini korusun.
Allah’a Emanet olunuz…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.