Arakan zulmünün kanlı tarihi
Günümüzde zulme uğrayarak yurtlarını terk etmeye zorlanan Arakanlılar için zulüm tarihe dayanıyor. Bölge halkı için zorluk 1784 yılında Arakan İslam Devletinin yıkılıp çoğunluğa sahip olan Burmalı Budistlerin Müslümanları ezmesiyle başladı.
Hicri 1. Asırda Peygamber Efendimiz'in sahabelerinden Vakkas Bin Malik ve arkadaşlarının ilk kez ayak bastığı Arakan bölgesi kısa sürede İslamiyet'i kabul etti. Müslümanlığı kabul eden Arakanlılar tarih boyunca birçok katliama maruz kaldı. 50 milyon nüfusu bulunan Burma'nın (Myanmar) yüzde 15'ini Müslümanlar oluşturmaktadır. Geri kalan nüfusun büyük bir çoğunluğu Budisttir. Müslümanların büyük çoğunluğu, ülkenin Arakan adlı bölgesinde yaşıyor.
ARAKANLILAR İSLAMİYET İLE NASIL ŞEREFLENDİ?
İslamiyet'in ülkeye girişi ilk kez Hicri 1. asırda Müslüman tüccarlar aracılığıyla oldu. Peygamber Efendimiz'in sahabelerinden Vakkas bin Malik (radıyallahü anh) ve bir grup arkadaşı bu ülkeye ilk ayak basan Müslümanlardır. Hicrî ikinci asırda Müslüman tacirlere ait bir gemi Arakan'a yakın Bengal Körfez'inde batınca, gemideki onlarca Müslüman karaya çıkmış ve bir daha ülkelerine dönmemişlerdir. Arakan'a yerleşen bu Müslümanlar, İslamiyet'in bu bölgede yayılmasına büyük katkı sağlamışlardır.
VE ARAKAN İSLAM DEVLETİ…
13. yüzyıla gelindiğinde Arakan Halkı tamamen Müslümanlaştı ve 1430 yılında Arakan İslam Devleti kuruldu. Arakan İslam Devleti'nin ilk sultanı ise Süleyman Şah'dır. Arakan İslam Devleti 1784 yılına kadar bölgeye hükmetti. Bu dönemde Arakan bir ticaret ve ilim merkezi oldu. Portekizliler, Hollandalılar uzun yıllar Arakan ile ticaret yaptılar ve Arakan, ekonomik olarak güçlü bir hale geldi.
İNGİLİZLER ORTADOĞU'DA OYNADIĞI OYUNU ARAKAN'DA SAHNELEDİ
Burma Sultanlığı, Arakan İslam Devleti'ni yıksa da bölgeye tam olarak hâkim olamadı. 19. Yüzyılda Arakan'ı işgal eden yeni sömürgeci güç İngiltere'ydi. Arakan'ı iliklerine kadar sömüren ve Arakanlı Müslümanları maden ocaklarında zorla köle olarak çalıştıran İngilizler, 1948 yılında bölgeden ayrılırken, Arakan'ı Burma Sultanlığı'na bıraktı.
BUDİSTLER MÜSLÜMANLARI EZMEYE BAŞLADI
İngiltere, Ortadoğu'da oynadığı oyunun aynısını bu sefer Asya'da oynadı. 1784 yılında Müslümanların siyasi iktidarı kaybetmelerinden hemen sonra Burmalı Budistler, uyguladıkları politikalarla İslamiyet'e saldırmaya ve Müslümanları katletmeye başladı. Ülkedeki Müslümanlar, 1938 yılında kısmi bir bağımsızlık elde etmiş olsalar da iktidarı ele geçiren cunta, Müslümanlara büyük eziyetlerde bulundu.
İSLAM DEVLETİ YIKILDI, ZULÜM BAŞLADI
Arakan Halkı, İslam Devleti'nin yıkılmasının ardından Budistler tarafından sürekli olarak din değiştirmeye zorlandı. Fakat Arakanlı Müslümanlar her ne pahasına olursa olsun dinlerini terk etmediler. Bunun üzerine Burmalı Budistler, askerlerden aldıkları destekle Arakanlı Müslümanlara yönelik büyük bir katliam başlattı.
150 BİN ARAKANLI MÜSLÜMAN KATLEDİLDİ
28 Mart 1942 yılında ilk olarak Minbya şehrine bağlı Çanbilli Köyünde başlayan, daha sonra da bütün Arakan'a yayılan bu katliamda en az 150 bin Arakanlı Müslümanın öldüğü tahmin ediliyor. Bu tarihi katliam esnasında yüz binlerce Arakanlı, vatanını terk ederek komşu ülkelere sığındı.
SOSYALİST PARTİ 20 BİN MÜSLÜMAN KATLETTİ
Burma, 1948 yılında İngiliz yönetiminin sona ermesiyle bağımsızlığını kazandı. 1962 yılında askeri darbeyle iktidara gelen komünist General Ne Win, devletin tüm imkânlarını Müslümanları yok etmek için seferber etti. Hazırlanan "Burma Sosyalist Parti Programı"nda, her türlü yol kullanılarak Müslümanların dinlerinden uzaklaştırılması hedefleniyordu.
1962'DEN SONRA ZULÜM ARTTI, YÜZLERCE MÜSLÜMAN KADIN TACİZE UĞRADI
İnsan hakları kuruluşlarının vermiş oldukları raporlara göre, 1962-1984 yılları arasında 20 bin Arakan Müslümanı katledildi. Yüzlerce kadına taciz edildi ve Müslümanların tüm mal varlıklarına el konuldu. Devlet, İslamiyet hakkında yalan ve iftiraya dayalı propaganda faaliyetlerine başladı. 1978 yılının baharında, 200 bin Müslüman daha Bangladeş'e hicret etmek zorunda kaldı.
200 BİN ARAKANLI BANGLADEŞ'E SIĞINDI
1990'lardan sonra Müslümanlar tekrar büyük bir kıyıma uğramış ve yine 200 bin Arakanlı, 1992 yılında Bangladeş'e sığınmak zorunda kalmıştır. Çok fakir bir İslam ülkesi olan Bangladeş, Burmalı mültecileri topraklarında ağırlamakta, ancak yiyecek ve barınma konusunda yardım etmekte çok zorlanmaktadır.
GÜNÜMÜZDEKİ BUDİST VAHŞETİ
Bağımsız basın kuruluşlarının aktardığı bilgilere göre; Budist çeteler, cinayet, toplu tutuklama, tecavüz ve işkence ile Müslüman halka zulm ediyor. Ayrıca, ekonomi olarak birçok ambargoyla karşılaşan Arakan Müslümanları'nın, evleri ve işyerleri ateşe veriliyor. Gençler, keyfi tutuklamalar yüzünden yaşadıkları yerlerden kaçıyor. Budist çeteler, Müslümanlara ait olan ev, cami, işyeri ve araçları kundaklamaya devam ediyor. 2012-2013 arasında Myanmar'da, çoğu Müslüman 250 kişinin ölümüne sebep olan şiddet olayları yüzünden, yaklaşık 140 bin kişi hicret etmek durumunda kaldı. Budist çetelerin kontrolünde yaşanan bu olaylara Türkiye dışındaki ülkelerin büyük kısmı sessiz kaldı.
ZULÜM 2017 YILINDA DA DEVAM EDİYOR
Arakan'da katliam bugün de devam ediyor. Budistler 2017 yılında, yine dünyanın gözleri önünde 3 bin Müslümanı katletti, on binlercesi topraklarından sürüldü. Geçmileri zulüm ve işkencelerle dolu Burma Müslümanları, Müslüman kardeşlerinden gelecek yardıma muhtaç şekilde işkenceye maruz kalıyor. Müslümanların yeniden refaha ve huzura kavuşması için bir an önce, Arakan'da akan kanı durdurucak somut adımlar atılmalıdır.
MYNMAR’DAKİ TÜRK ŞEHİTLİĞİNİN HAZİN HİKAYESİ
Bu dramatik tarihi olay İngilizler’in Osmanlı askerini esir almasıyla başlıyor. İngilizlere tutsak düşerek İngiltere'nin bir sömürgesi olan Burma'ya getirilen 12 bin askerimiz yol, demiryolu, köprü ve suni göl yapımında işçi olarak çalıştırılmışlar. Bugün bile Burma'yı baştanbaşa geçen iki ana hattan biri olan başkent Yangon ile Thayet arasındaki 300 millik (9 bin km) demiryolu, esir düşen Osmanlı askerleri tarafından yapılır. İnşaat biter ama salgın hastalıklara ve zor çalışma şartlarına dayanamayan 2 bin asker hattın son durağı Thayet kampında şehit düşer. Çalışmayı reddeden birçok asker de şehit edilir. Geriye kalanlar ise ancak Mondros Mütarekesi'nden sonra ülkelerine geri dönme fırsatı bulur. Rivayetlere göre askerlerin bir kısmı gemilere bindirilip gönderilirken, evlenip geride kalmayı seçenler de olur. Burma'da şehit olan esirler için İngiliz hükümeti bir mezarlık yaptırır. Mezar taşlarının üstündeki künye bilgileri bugün hâlâ okunabilecek kadar canlı durmaktadır. İsimleri İngiliz alfabesiyle yazılan şehitlikte Kerküklü Muhammed, 20 Ekim'de ölen Şaban gibi pek çok asker yatmaktadır..
TÜRK ASKERLERİNİ ESİR KAMPLARINA GÖTÜRÜYORLAR
Gömü alanının yerini belirten, Türkçe ve Burmaca bir kitabe ile çoğu 1916 Mart ve Nisan tarihli mezar taşları bulunmaktadır. Şehitlik kitabesinin Türkçe (Latin harfleri ile) kısmında bugün zor okunabilen, "Birinci Dünya Savaşı'nda Irak, Suriye, Filistin ve Arabistan cephelerinde Osmanlı ve İngiliz Orduları arasındaki çarpışmalar sırasında İngilizlere tutsak düşerek Burma'ya getirilen ve burada vefat eden aziz Türk askerlerinin anısına" ifadesi yer almaktadır. O dönem yöre halkının anlattığına göre esir Türk askerlerinin orada bulundukları süre içinde hiçbir şekilde disiplinini yitirmediğini, pejmurdeleşmediklerini, hepsinin çalışma dışındaki saatlerde yerli halkın arasına girmek için birer takım elbise edindiğini hatırlıyor. Genelkurmay arşivlerinde de onların Milli Mücadele sırasında aralarında topladıkları cüz'i yardımı akıl almaz kanallar bularak Ankara'ya gönderdikleri bilgisi var.
Tayetmo’daki şehidlerimizin mezarları iki sene öncesine kadar fasulye tarlası olmuştu
DAMGALI MEKTUPLARDAN HABERDAR OLDULAR
Peki Osmanlı uzun süre ses gelmeyen bu askerlerden nasıl haberdar oluyor? Murat Bardakçı yazdığı yazıda Osmanlının bu askerlerden gönderilen mektuplar vasıtası ile haberdar olduğunu ifade ediyor: “İstanbul, Basra’da İngilizler’e esir düşen birliklerimizin âkıbetinden haftalarca haber alamadı ve askerlerin nerede oldukları ailelerine Burma’dan yollanan ve üzerinde “POW-Prisoner of War” yani“Savaş Esiri” damgası bulunan mektuplar sayesinde öğrenilebildi.
İngilizler, esir ettikleri askerlerimizi o zaman idareleri altında olan Hindistan’ın vilâyeti yaptıkları Burma’ya götürmüş, adları haritalarda bile geçmeyen ve en büyüğü “Tayetmo” olan “Meiktila”, “Munklon” ve “Şivebo” kamplarına koymuşlardı. Askerlerimizin çoğu Burma’nın alışık olmadıkları tropik iklimine ve salgınlara dayanamayarak vefat edince kampların bir köşesine defnedildiler. Sağ kalmayı başaranlar ise evlerine ancak 1918’de, Mondoros’taki o meş’um mütarekeyi imzalamamızdan sonra dönebildiler ama orada can verip şehid olanların mezarları kamplarda kaldı.”
Tayetmo Şehidliği’nin Türkçe ve yerel dil ile yazılmış kitabesi
Türkiye, topraklarına 12 bin kilometre ötede ve en uzak mesafede bulunan Burma’daki esir kamplarına seneler sonra mezar taşları ile birer kitabe diktirdi ama aradan geçen yıllar içerisinde taşların bir kısmı parçalandı, sağlam kalanlar oradaki bir camiin avlusuna atıldı, kemikler toprağın üstüne çıktı ve şehitlikler fasulye tarlası oldu.
Tayetmo’daki mezarlar yine seneler sonra, 2015’te, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı ile Millî Savunma Bakanlığı’nın işbirliğinin neticesinde temizlendi, taşlar yenilendi ve tekrar şehitlik hâline getirildi.
Şehitlik ilk 1961 yılında fark edildi
Myanmar’daki Osmanlı mezarlıkları hakkında ilk bilgi, 1961 yılında Yeni Delhi (Hindistan) Büyükelçiliği’nden geldi. O dönemdeki adı "Birmanya" olan ülkeyi ziyaret eden Türkiye Büyükelçisi, Ankara’ya Thayet Myo ve Mekthla’da Türk askerlerine ait mezarlıklar bulunduğunu bildirdi. Myanmar halkının büyük çoğunluğu Budist. Ülkede az sayıda bulunan Müslümanların liderleri, 1982 yılında Dakka Büyükelçiliği’ne sadece Thayet Myo’da 800 kadar Türk şehit mezarının olduğunu söylemiş. Yeni Delhi Büyükelçiliği ise yıllar önce uzun uğraşlar sonucu Türk askerlerine ait olduğu kesinlik kazanmış 221 mezar taşı tespit etmiş. Yine aynı büyükelçilik Mekthla’da 760 kabir bulunduğunu, ancak İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz ve Japon askerleri arasındaki çatışmalarda mezarların çoğunun tahrip olduğu bilgisine ulaşmış. Büyükelçilik, Shewoba’da 100, Aungban’da 18-20, Kyautse’deki Müslüman mezarlığında ise Yusuf Efendi isimli bir Türk subay şehidini belirlemiş.
Budistler’in saldırıları neticesinde şimdi hemen her gün düzinelerle Müslüman’ın can verdiği Myanmar ile işte böylesine acı hatıralara dayanan bir bağlantımız vardır...
Tayetmo Şehidliği TİKA’nın 2015’te tamamladığı restorasyondan sonraki hali
DENİZ FENERİ 11 YILDIR ARAKAN'DA İYİLİK PEŞİNDE
Yaklaşık 250 yıldır Myanmar'ın batısındaki Arakan (Rakhine) eyaletinde baskı ve şiddet altında yaşayan Rohingya Müslümanları farklı tarihlerde defalarca katliama uğradı. 1942 yılında Müslüman kadınlara tecavüz edip mızraktan geçiren Budist çeteler, 150.000 Arakanlı’yı katletti. Benzer olaylar daha sonra defalarca tekrarlandı. Budist saldırılar sonucu Haziran 2012’de yine binlerce Müslüman katledildi.
Ekim 2016'da başlayan askeri şiddet ve baskılar neticesinde yaklaşık 100 bin insan yerlerinden edildi. 75 binden fazla insan Bangladeş’in Cox’s Bazar bölgesinde bulunan ve dünyanın en kötü kampı olarak bilinen Kutupalong Kampı ve çevre bölgelerine yerleşmek zorunda kaldı. Yakılan köyler ve baskılar neticesinde yaklaşık 30 bin insan Arakan içinde yerlerini değiştirmek zorunda kaldı. O tarihten bu yana yüzbinlerce Arakanlı yardıma muhtaç hale geldi.
İşte tam da böyle bir dönemde Deniz Feneri Derneği 2006 yılından beri yani tam 11 senedir Bangladeş'de bulunan Arakanlılara ait kamplarda okul işletmesi, 500'e yakın su kuyusu, mescid açarak çeşitli insani yardımlarda bulunuştur.
Bu yardımlar arasında;
2006 Ramazan ayında 9,700 mülteciye gıda yardımı ulaştırıldı.
2007´de yaşanan selde Bangladeş Rohingya Bölgesi'nde yaşayan 2500 mülteci aileye 20.000 Dolarlık gıda yardımı yapıldı. Ramazan ayında 400 mağdur aileye 7.265 Euro değerinde gıda kolisi dağıtıldı.
2008 sel felaketinde Myanmar´a 25.000 Dolar yardım gönderildi.
Eğitim Yardımı
2010 yılında Arakan´dan toplu olarak kaçmayı başaran bir din alimi ve talebelerine nakit yardım yapıldı.
Nakit Yardım
2008 selinde Myanmar´a 25.000 Dolar yardım gönderildi.
2012 yılında Arakan´dan toplu olarak kaçmayı başaran bir din alimi ve talebelerine nakit yardım yapıldı.
Ramazan Organizasyonu
2012 yılında toplu iftar organizasyonu gerçekleştirdi.
Kurban Kesim Organizasyonu
2009 (1.200 hisse), 2007 (1,190 hisse), 2009, 2010 (756 hisse), 2011, 2012 ve 2013 yıllarında kurban kesim ve dağıtımı gerçekleştirildi.
Adak, Akika, Şükür Kurban Kesim Organizasyonu
2011 yılında 1.800 Arakanlı mülteciye battaniye dağıtıldı.
2012 yılında adak, akika, şükür kurbanı kesimi ve dağıtımı gerçekleştirildi.
2012 yılında , Jamuna, Meghna, Brahmanputra ve Ganges havzalarında aşırı yağmurlardan dolayı taşma nedeniyle mağdur olan yaklaşık 10.000 kişiye, acil gıda yardımında bulunuldu.
2013 yılında Ramazan organizasyonu gerçekleştirildi.
Diğer Yardımlar
Son 4 yıldır ise Arakan'ın içinde çeşitli yardım çalışmaları kurban ve ramazan bayramı dönemlerindeki çalışmalarımız diğer senelerde olduğu gibi devam ediyor.
Evlerini terk ederek Bangladeş’e sığınan Arakan müslümanları dünyanın en kötü şartlarında mülteci kamplarında hayatta kalmaya çalışıyor.
Son olarak Arakan bölgesindeki çatışmalar 10 polisin öldürülmesiyle yeniden başladı. Polislerin ölümünden Rohingya Müslümanlarını sorumlu tutan Myanmar hükümeti ve çeteler, bölgede insan avına çıktı. Binlerce kişinin öldüğü, on binlerce kişinin de işkence gördüğü katliamdan kaçan Rohingyalar ise sınırda Bangladeş polisi tarafından geri çevriliyor.
Deniz Feneri Derneği yetkilileri yaptıkları açıklamada Arakanlı kardeşlerinin yanında olmaya ve her zaman bu mazlum halka insani yardım götürmeye devam edeceklerini belirtti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.