Bakan Zeybekci genç girişimcilere seslendi

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, İhracatın Yıldızları'17 İhracatı Teşvik Ödülleri Töreni'nde ihracata ve Türkiye ekonomisine dair açıklamalarda bulundu. Zeybekci, “Bilgiyi, teknolojiyi, patenti, lisansları dünyanın değişenlerine göre üreten bir ülke olmalıyız” diyerek “Artık şimdi farklı şeyler söylememiz lazım. Eğer hedefimiz muasır medeniyetse, eğer hedefimiz dünyanın en büyük ekonomilerinden biri Avrupa’nın ilk üç ekonomisinden biri olmaksa bugüne kadarki bütün bu statükoyu, bütün bu çerçeveyi kırmamız, bunu aşmamız lazım. Bilgiyi ve teknolojiyi üretmemiz lazım. Çünkü dünya ikiye ayrılıyor. Bilgiyi ve teknolojiyi üretenler, bilgiye ve teknolojiyi tüketenler diye. Biz bilgiyi, teknolojiyi, patenti, lisansları dünyanın değişenlerine göre üreten bir ülke olmalıyız. Çünkü çok değişiyor.Dağıtım kanalları, tüketim kanalları değişti. Türkiye olarak zamanın ruhunu elimizden hiç bırakmamamız gerekiyor. Bu yarıştan asla kopmamamız gerekiyor. Bu yarıştan bir kere koptuk mu, bir daha toparlanamayız.Türkiye olarak artık önümüzün açıldığını görebiliyorum. Bütün yüklerimizden kurtulduk. Şikayet ettiğimiz ne vardı? Öngörememek, siyasi istikrarsızlık, belki bugün anlayamıyoruz ama 2017 16 Nisan bir dönüm noktasıydı. Siyasi istisrar, 5 yıllık kesintisiz hükümet dönemleri ve insanların artık güvenli bir şekilde her türlü planlarını yapabildikleri güvenli bir dönem. Milli uzlaşan yeni bir siyasi anlayış. Çünkü yüzde 50 artı biri hedefleyen tüm siyasi anlayışlar bu ülkenin yüzde 65’ine 70’ine hitap etmek zorunda onların değerleriyle barışmak zorunda onları kucaklamak zorunda” diye konuştu.

"Mevzu bahis Türkiye'yse gerisi teferruattır' diye bir araya gelebilecek bir siyasi ortam oluştu"

Zeybekci, Türkiye'nin 16 Nisan 2016'da yapılan referandumun ardından ‘öngörememezlik’ engelinin aşıldığını belirterek, “Mevzu bahis Türkiye'yse gerisi teferruattır' diye bir araya gelebilecek bir siyasi anlayış dönemine giriyoruz. Bunu da seçimler yaklaştığında göreceksiniz. İklim değişecek, hava değişecek.Her alanda en kötüyü geride bıraktık diye düşünüyorum. Anadolu’da hem güçsüz olan milletler bu coğrafyada ayakta duramaz hem de ayakta durduğun zamanda devamlı güçlü olmak zorundasın. Onun için bu problemler de size endişe ettirmesin. İnşallah her şey çok güzel olacak” şeklinde konuştu.

“15 Temmuz bugün Avrupa’nın en güçlü ekonomilerinden birinde olsaydı, yıllarca bankacılık sistemi diye bir sistemleri olmazdı”

15 Temmuz darbe girişiminin Avrupa’nın en güçlü ekonomilerinden birinde olsaydı, yıllarca bankacılık sistemi diye bir sistemlerinin olamayacağını vurgulayan Zeybekci, “Yıllarca borsaları yerle yeksan olurdu. Ne faizler ne de para birimleri kendine gelebilirdi. Bu muhteşem ülkenin ekonomi dinamikleri ödül vereceğimiz ihracatçılar 15 Temmuz ihanetinde saat 12 vardiyalarını sağlıklı bir şekilde değiştirdiler. Üretim devam etti. İhracat devam etti” dedi.

“Türkiye kazanmaya devam edecek”

Türkiye’nin yeni dönemde farklı adımlar attığının altını çizen Zeybekci, “Türkiye kazanmaya devam edecek çünkü yeni dönemde çok daha farklı şeyler yapıyor. Sürdürülebilir bir
şekilde büyüme dönemine girdik. Türkiye bundan sonra mütemadiyen büyümeye devam edecek. Türkiye bu sene 156 milyar dolarlık o psikolojik bariyeri aşacak ve seneye 170 milyar doları konuşacak. 2019'da Türkiye artık 'bir gayret 200 milyar dolar yaparız biz bunu' demeye başlayacak. Milli gelirde 13-14 bin dolarları telaffuz etmeye başlayacağız inşallah. Yeter ki biz buna inanalım, birlik ve beraberlik içinde çalışalım. Ama artık yeni hikayelerle” diye konuştu.

"Altın gençlere destek olacağız"

Zeybekci, oyun yazıp satan gençlere yönelik “Bu altın gençlerimiz' Türkiye'de yüzde 100 katma değerli 500 milyon dolarlık ihracat yapıyor, bunları geliştireceğiz. Bunlara destek olacağız” ifadelerini kullandı.
Zeybekci son olarak “Kimseye faiz ve hesap vermediğimiz milli bir büyümeyi yapabiliriz.“Bu sene geçen senenin son çeyreğinden itibaren bugün gelmiş olduğumuz noktada ilk yarıdaki yüzde 5.1’lik büyümenin içindeki en önemli etkilerden bir tanesi yüzde 2 civarındaki ihracatın katkısıdır. İhracatın katkısı varsa hele hele yatırım ve üretimden gelen desteklerle beraber ikisinin toplamı yüzde 3,9 civarındaysa bu hakikaten bizim aradığımız milli büyüme. Türkiye yüzde 5,5 ortalamanın üzerinde büyümek zorunda. Türkiye her sene en az 1 milyon vatandaşına en az iş bulmak zorunda. Yüzde 10.2 büyümemizi istihdam sayımızı artırmamıza rağmen aşağı çekemiyoruz. Neden? Bir ay önce işgücüne katılım oranı yüzde 52.2’ler seviyesinden bir ay sonra yüzde 53.4’e çıktı. Bir puan oradan geliyor. Onun için yüzde 6 büyümek zorundayız. Yüzde 6 büyümek için de finans imkanlarımızı geliştirmemiz lazım. Yer altı yer üstü zenginliklerimizi ve her türlü kabiliyetimizi üretime ve hizmete dönüştürerek satmak ve bundan elde ettiğimiz geliri büyümeyi destekleyici hale getirmek Kimseye faiz ve hesap vermediğimiz milli bir büyümeyi yapabiliriz." şeklinde konuştu.