Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zerrin Öğretmen, güneş kreminin doğru kullanımının cilt kanseri riskini azaltacağını belirterek, orta kilodaki bir kişinin vücuduna 2 yemek kaşığı krem sürmeden güneşe çıkmaması gerektiğini söyledi.
Öğretmen,  yaptığı açıklamada, güneş ışınlarının yeryüzüne yoğun olarak indiği günlerin yaşandığını belirterek, "Kış boyunca ultraviyole A ışınlarına maruz kalındı. Şimdi de ultraviyole B buna eklendi." dedi.

Bu nedenle güneşten iyi korunmak gerektiğini anlatan Prof. Dr. Öğretmen, güneş ışınlarının insanları yaşlandırdığını, yüzde lekelere yol açtığını kaydetti.
Zerrin Öğretmen, güneş ışınlarının kanserojen etkisinin olduğuna da işaret ederek, "Güneşten tam olarak korunmak mümkün mü? 11.00-15.00 saatleri arası güneşe çıkmazsak, bu zaman diliminde güneş ışınları yeryüzüne dik olarak geldiğinden belli ölçüde korunmuş oluruz." ifadesini kullandı.
Dışarıya çıkılması, plaja ve denize gidilmesi halinde koruyucu kremlerin kullanılmasını öneren Öğretmen, kremleri doğru ve etkili kullanılmasının önemine vurgu yaptı.

Ürünün cilde sürüldüğü esnada belli alan ve boşluklar bırakılmadan düzgünce uygulanması gerektiğine dikkati çeken Prof. Dr. Öğretmen, şöyle konuştu:

"Kremler biraz pahalı oldukları için halkımız bunları idareli kullanmaya çalışıyor. Bir damla bir yanağa, bir damla da diğer yanağa sürüp iyice ovuşturulursa, 50 faktörlük bir kremin koruyuculuk değeri 5 ila 10 faktöre düşer. Bu yüzden bunların yeterli miktarda kullanılması gerekir. Güneş kreminde yeterli miktar,santimetrekareye yaklaşık 2 mililitredir. Bu çerçevede yüzün tamamına bir tatlı kaşığı krem sürülmesi gerekir. Yanaklara, alına ve buruna eşit miktarda, düzgün şekilde, boş alan bırakmayacak şekilde uygulanmalı. 1 metre 70 santimetre boyunda, orta kilodaki bir kişi bütün vücuduna 2 yemek kaşığı, 30 mililitre krem sürmeli, sonra güneşe çıkmalıdır. Az miktarda sürüldüğü zaman kullandığınız faktörün değeri düşecektir. Bu yüzden yeterli miktarda sürülmesi önemli."

Zerrin Öğretmen, ürünlerin aşırı yağlı olmasının vücut gözeneklerini tıkayabileceğini anlatarak, "Ürünler kokuluysa, koku maddelerine karşı alerji oluşabilir. Yağlı ürünler deniz mevsiminin sonlarına doğru işe yarar, çünkü denize girme sonucu cildimiz kuruyacağı için yaz sonlarına doğru bunu tercih edebiliriz." diye konuştu.
Prof. Dr. Öğretmen, kremlerin koruyucu değerlerine de dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:

"SPF diye yazılır genellikle bunlar. Ultraviyole B ışınlarından bu ürünün bizi kaç kez koruyacağını gösterir. 15 koruma faktörlüyse 15 kez bizi koruyacak demektir. Bu koruma faktörleri de ticari olarak istismar edilmiştir. Bu nedenle 50 faktör üzeri olan ürünler için 50 artı ibaresi kullanılmaktadır. Zaten tam olarak yüzde 100 koruma mümkün değildir. 15 faktörlü olan bir ürün bizi yüzde 93 korur. Eğer faktörü 30 ise o zaman koruyuculuk yüzde 97’ye çıkar. 50 faktör üstü olan bir krem yüzde 98-99 korur. Koruma faktörü değeri arttıkça, bunlar kimyasal ürünlerse bunların zararı da artacaktır fakat biz dermatologlar yüksek faktörlü ürünleri öneririz, çünkü bize soran hastalar genellikle güneşe karşı alerjisi veya hassasiyeti olan hastalardır. Bunlara yüksek koruma faktörleri vermek zorundayız."

Öğretmen, kremlerin genellikle tere 30, suya ise 40 veya 80 dakika dirençli olduğuna işaret ederek, "Eğer deniz kenarında, güneşin altındaysanız 2 saatte bir krem sürmeniz gerekir. Sürüp denize girdiyseniz 1 saat sonra tekrar yenilenmesinde fayda vardır ama günlük hayatta bunlar 3-4 saat kadar etkilidir." şeklinde konuştu.
Güneşten koruyucuların cilt tipine göre seçilmesi gerektiğini anlatan Zerrin Öğretmen, "Çok beyaz, kızıl saçlı, açık renk gözlü, beyaz tenli ve hiçbir zaman bronzlaşmayan kişilerde bu ürünlerin 30 faktörden üzeri olanları tercih edilmelidir. Esmerlerde 10 faktörlü bir ürün yeterlidir. Daha esmerlerde ise 6 ila 10 faktör arası ürünler kullanılabilir." ifadelerini kullandı.

AA