Kaç zamandır bir türkü tutturmuşum dilimde, söyleyip duruyorum. Günlerden bir gün deniz kenarına geldim. Denizi seyre daldım. Deniz o kadar güzel o kadar...
Kaç zamandır bir türkü tutturmuşum dilimde, söyleyip duruyorum. Günlerden bir gün deniz kenarına geldim. Denizi seyre daldım. Deniz o kadar güzel o kadar sakin o kadar alımlı idi ki! Söylediğim türkü denize doğru yol alıyor. Denizin o sakin havasında daha da mutlu oluyordu. Söylediğim türkü denizin üzerindeki ayın yansımalarını seyrediyor. Balıkların yakamozlarına hayran, hayran bırakıyordu. Söylediğim türkü denizin o inanılmaz büyüsüne kapılmıştı. Dilimde hayat bulan türkü gün geçtikçe. Denizin sularında yıkanıyor. Daha net daha güzel daha alımlı bir nağme haline dönüşüyordu. Sanki sahil kenarından gitmek istemiyordu. Bir gün söylediğim türküye dedim ki! Hadi git denizin dalgalarıyla dans et. Onun uçsuz bucaksız güzelliğine, onun gecesine gündüzüne, yazına kışına. Hırçın olmayan sakin, çekici ruhuna bırakıyorum, dedim. Oda ben onu çok seviyorum dedi. Denize dedim ki! Türkü sana emanet. Şimdi mi! Artık Türkü söylemiyorum. En son ne şu dizeler dökülmüştü dilimden. Çay elimde Türküsü dilimde Hasreti içimde yar! Diye kendi yazdığım küçük dizeyi okuduktan sonra. Denize sırtımı dönüp artık oradan uzaklaşıyordum. Bu ara telefonumda Gülay’ın söylediği şarkıyı dinliyordum. Takvimlerden haberin yok mu Geçiyor yıllar Bana küsmüş yüzüme gülmez Zalim aynalar Kimimiz yorgun kimimiz vurgun Kimi isyankâr Acı gerçek bu ömrümüz bir su Geçiyor yıllar Vakit geç olmuş dönülmez yolmuş Yürek bin pişman Bundan böyle bana meyler dost Geceler düşman Hani nerde beklenenler Medet umdum senelerce Anılar hep doludizgin Bana hayır yok gecelerde
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.