Batı’nın Teolojik Korkusu ve FETÖ

“Allah bizi Batı’nın demokrasisinden, PKK’nın barışından, FETÖ’nün hizmetinden, IŞİD’in İslam’ından korusun.” Batı’nın  İslam dini ile İslam’ın doğuş yılı olan 612’den beri yıldızının barışmamasında, İslam inancına göre ebedi bir cehennem ile tehdit edilmelerinin etkisi büyüktür. İslam kendisinin gayrı olanı kâfir olarak nitelemiş ve son peygamberi kabul etmeyişlerinden dolayı da Hristiyan ve Yahudi tebaalarına ve bilumum gayri İslami olan  din mensuplarına şiddetli bir azap müjdelemiştir. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Müslüman Türk Milletimizin devletler nezdinde taziyeleri kabul edeceğini düşünüyorduk. Büyük bir felaketi elinin tersiyle örselemiş olan milletimize takdir ve geçmiş olsun ziyaretleri bekliyorken, havaalanlarımız bir yabancı yetkiliyi yolcu ederken yeni bir yabancı devlet yetkilisini ağırlamalıydı. Bizi yüreğine tarihin hiçbir evresinde sindirememiş bu düzenbaz dünyada en azından göstermelik te olsa yaşanılan tablo böyle olmalıydı. Lakin dünya darbenin başarısızlıkla sonuçlanmasına, izlediği sinema filminin mutlu sonla bitmeyişine kızmış bir seyirci edasıyla omuz silkti. Sonra bu tavırlarının ötelerden beri hem oynayıp hem dünyaya pazarladıkları son 3 yüzyılın gişelerde en büyük başarıyı yakalamış olan  demokrasi ve insan hakları tiyatrosuna uymadığını fark edip telefonlarla bir iki geçmiş olsun da bulundular. Arayan yabancı devlet yetkilileri geçmiş olsun dedikten sonra o gece verdiğimiz şehitleri sormaya gerek bile duymadan darbe teşebbüsüne kalkışan stratejik ortakları  için Türkiye’den adil bir yargılama beklediklerini dile getiriyorlardı. Bugün milletçe biliyoruz ki dışarıdan destek alan hiçbir cemaat, örgüt, parti bizim ülkemizin lehine bir karıncalık bile fayda da bulunamaz, bulunmaz. FETÖ denilen örgütü batılıların sevmesinin ekonomik, istihbarı, askeri, siyasi birçok nedeni olmasının yanında gözlerden kaçan bir neden de FETÖ’nün ılımlı İslam projesidir. Yazımın başında belirttiğim gibi batı ve gayrı İslami unsurlar İslam’ı kendilerine hep bir tehdit olarak görmüş, onlara sonsuz azap ve ebedi ateş müjdeleyen bu İslam dininin ikazlarından kurtulmak içinde devşirilmiş, hoca kılıklı Müslüman artıklarına ılımlı İslam projesini yürüttürmüşlerdir. Batı ve gayrı İslami unsurlar FETÖ’yü çok sevmişlerdir: Çünkü bir tek Fethullah Gülen batıya ve batılılara cehennem vaat etmemiştir. Çünkü bir tek Fethullah Gülen İsrailli kasaplara,çocuk katillerine ‘otorite’ demiştir. Çünkü bir tek Fethullah Gülen “La ilahe illallah” diyen herkes cennete girecek diye, son peygamberi kabullenemeyen bu şirk mercilerine iç rahatlığı sağlamıştır. Batı FETÖ’yü çok sevmiştir. Çünkü Fethullah Gülen’in hiçbir zaman cihat ve tebliğ gibi bir derdi, tasası olmamıştır. Gayrı İslam olanlar FETÖ’yü çok sevmiştir. Çünkü bir tek Fethullah Gülen Türkçe Olimpiyatları’nda şarkı türkü söyleterek İslam’ı yaydığını iddia etmiş ve buna da milyonları inandırabilmiştir. Ve batı İslam’ın en çok ta böyle şarkılı türkülü olanını sevmiştir. Yeşil Pop’un önü bu yüzden açıktır ve dünyaca ünlü İslami sanatçılar hep batıyı en az ürkütecek şarkılı türkülü ilahiler yapmıştır. Bizlerin; Kuran’da yazıldığı üzere Kuran’ın hiçbir ayetinin bir harfinin bile değiştirilemeyeceğine, Kuran’ın tahrif edilemeyeceğine inanan Müslümanlar olarak gözden kaçırdığımız husus şudur: Batının çoğumuzun okumayı bile bilmediği Kuran’ın harfleriyle harekesiyle bir derdi yok. Zaten okumuyoruz, anlamıyoruz. Batının derdi bize bizim kitabımızı anlatacak hocalar devşirerek Kuran’ın yorumlanışını tahrif etmektir. Ve Müslümanlar unutmasın ki Kuran’ın yorumsal tahrifi Hazreti Peygamber döneminde bile engellenememiştir. Tehlikeyi bu yönüyle düşündüğümüzde zannediyorum mücadele şeklimizi de değiştirebiliriz. Ve tekrar: Allah bizi Batı’nın demokrasisinden, PKK’nın barışından, FETÖ’nün hizmetinden, IŞİD’in İslam’ından korusun.