DEVLETLERİ DEVLET YAPAN GÜÇ MİLLİ STRATEJİSİDİR

Devlet çapında tek bir milli strateji geliştirme merkezi olması lazım. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin daha etkin çalışmasını sağlayacak, sosyolojik değerlendirmelerde bulunup analizler yapılması, kaynakların efektif kullanılmasını, milli servetlerin korunması, devlet ve millet arasında güçlü iletişimin kurulması, emniyet, güvenlik, diplomasi ve milli istihbaratın temini ve bil hassa devlet sisteminin dış mihrak odaklardan korunması için yerli stratejiler oluşturacak milli bir mekanizmaya sahip olunmalıdır. Plan ve programlar kişisel ve gündelik olduğu zaman gelecek açısından istikrarın devamlılığını temin etmek gün geçtikçe zorlaşmaya başlamıştır. Oluşan ve gelişen hataları telafi etmek adına dost ve müttefik görünümlü ne olduğu belirsiz kitlelerden gündelik yabancı stratejilere ihtiyaç duyulmaktadır. Nitekim uygulan strateji anı kurtarsa da bir sonraki aşamada aşılması daha zor zorlukları kendiliğinden meydana getirerek ‘gizli mahfillerde bataklıklarda yuva tutarak ağlamaklı bir eda içerisinde timsah gözyaşları ile öten kurbağaların seslerini dinlemek zorunda kalmaktayız. Mühim olanı asla bu gibi illet düşünce akımlarına aldanmamalıyız olmalıdır. Bugün bütün devlet kurum ve kuruluşlarını gözden geçirdiğimizde makamın değişmesi ile birlikte yeni gelen makam yöneticisinin getirdiği kadrolar sürece hâsıl olup yeni yöntemler ve yeni stratejik oluşumlar hedeflemektedirler. Bu günü kurtarmak adına etkili ve verimli bir hamle gibi görülse de aslında devlet yönetimin ayağına saplanan bir hançerde olabilme ihtimali yüksektir. Makamlarda önem arz eden değişimlerin başında stratejik daire başkanlıkları gelmektedir. Bu daire aslında kurumun beyni olup genel anlamda bütün faaliyetlerin oluşmadan nasıl oluşacağı husussunda teori üretip stratejiye dönüştürmekle mükelleftir. Her makam değişiminde değişen her strateji dairesi aynı zamanda yeni stratejik plan arayışı içerisine girerek zaman ve masraf kaybetmeyi tetiklemekle birlikte devlet sisteminin yerinde sayıklamasına neden olabilir. Yeni bir milli oluşumla birlikte değişen makamların eskiye nazaran rekabet etmesi yerine,  ekip çalışması ile dönüşümünü sağlayarak gelenin yeni kurumsal stratejik plan kurma sevdasını erteleyerek eski mevcut sistemin onarımını sağlayarak ilerlemesini temin etmekle birlikte güç ve zaman kaybını önleyerek belirlenen vizyona ulaşmak efdal olacaktır. Bu durum olumsuz bir şekilde ilerlerken stratejik sahada dış mihrakların entrikalarının da hızla arttığı görülmektedir. Düşman ülkelerin yegâne hedefi, sivil taarruz ve psikolojik kuşatmaya aldığı ülkenin uyguladığı stratejiye olumsuz etki ve sabotaj ihtimallerini göz önünde tutarak zarar verecek faaliyetleri sivil toplum casusları aracılığı ile gelecek zamana yönelik yürütmeye çalışmaktır. Ülkemizin bu olumsuz faaliyetleri bertaraf ederek gücünün devamlılığını sağlaması ve koruması için devlet çapında tek bir merkezden milli bir strateji geliştirme merkezine sahip olması lazımdır. Cumhur-başkanı ve başkomutan adına ülkenin en üst istişare ve karar kurulu olan Milli Güvenlik Kurulu öncülüğünde devlet kurumlarının tamamını kapsayan stratejik eylem, uyum, dönüşüm ve koordinasyonu yeni bir devlet stratejisi ile temin edilmelidir. Bunun yanı sıra bakanlık, başkanlık, müsteşarlık, genel müdürlük vb. bütün kurum ve kuruluşlarda strateji geliştirme daire başkanlıkları cumhur-başkanı ve başkomutan adına Milli Güvenlik Kurulu tarafından işlevselliği sağlanarak geçmişten ibret alan, güne hakim olan, geleceğe odaklanan milli bir vizyon içerisinde devlet stratejisini iri ve diri tutularak ülkenin refahı, milletin selameti ve devletin bekası korunmuş olunacaktır. Cumhur-başkanı ve başkomutan adına Milli Güvenlik Kurulu öncülüğünde inşa edilen milli stratejik eylem planları devlet kurum ve kuruluşlarındaki stratejik geliştirme daire başkanlıkları aracılığı ile hayata geçirerek kurumsal hizmet stratejisinin ve devlet politikasının dezenformasyona uğramadan kontrol içerisinde gerçekleşmesi sağlanacaktır.