Kılıçdaroğlu: Turistin gelmesini dikta engelliyor
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'ye turist gelmemesi konusunda Türkiye'nin bozulan imajının turizmciler arasında ortak bir görüş olduğunu belirterek,
Kemal Kılıçdaroğlu, 'Turizm Sektörünün Krizi ve Belediyelerimiz Toplantısı'nda turizm sektörünün temsilcileriyle bir araya geldi. Maslak'ta bir otelde düzenlenen ve turizmde yaşanan sorunların konuşulduğu çözüm önerilerinin dile getirildiği toplantının ardından Kılıçdaroğlu bir basın toplantısı düzenledi. Turizm sektörünün ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, yaşanan kriz nedeniyle sağlıklı bir çözümün ortaya çıkmadığını söyledi. Yapılan toplantıda turizmcilerin 2016 yılını kayıp yıl olarak gördüklerini kendilerine dile getirdiklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, bu krizin 2017 ve 2018'e de sarkacağı yönündeki endişelere dikkat çekti.
TURİZMDEKİ KRİZİN 2017 VE 2018'E SARKACAĞI YÖNÜNDEKİ ENDİŞELER
Kılıçdaroğlu, "Eğer sağlıklı ve tutarlı bir önlem alınmazsa turizm sektörü sadece 2016'da değil 2017 ve 18'de de ciddi sorunlarla karşılaşabilir. İşsizliğin Türkiye'de ne kadar önemli bir sorun olduğunu biliyoruz. 6 milyon işsizimiz var. Turizm sektörü 500 bin işsiz yaratacak deniliyor. Burada yaşanan bir kırılma ekonominin bütün sektörlerine şu veya bu şekilde yansımaktadır" dedi.
"TURİZM POLİTİKASI YENİDEN, SIFIRDAN ELE ALINIP YAPILANDIRILMALI"
Sektör temsilcileriyle yapılan toplantının ana maddesinin 'Bu krizden nasıl çıkılacak?' sorusu olduğunu ifade eden CHP Lideri Kılıçdaroğlu, "Sorunları biliyoruz. Doğrudan doğruya turizm sektörü bu sorunları yaşıyor. Bu sorunu aşmanın yolu kısa, orta ve uzun vadeli plan ve politikalar oluşturmakla başlıyor. Şu anda Türkiye, dünyada en çok turist çeken ilk 10 ülke arasında 6. sıradadır. Bu bizim açımızdan bir gurur kaynağıdır. Ancak turizmci arkadaşların bize hatırlattıkları bir belge var. Birleşmiş Milletler'in turizm konusunda yayınladığı bir rapor var. Bu rapora göre önlem alınmadığı takdirde Türkiye 2020 yılında ilk 10 ülke arasında olmayacak. Kriz öncesi hazırlanan bu rapor aslında turizmde bizim çok ciddi önlemler almamızı gerektiren, çağrıştıran bir rapor. Hükümet bunun ne kadar farkında bilmiyorum. Bu nedenle turizm politikası yeniden, sıfırdan ele alınıp yapılandırılması gerekiyor" diye konuştu.
"TÜRKİYE'NİN BOZULAN İMAJI NEDENİYLE TURİST GELMİYOR"
Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'ye turist gelmemesi konusunda Türkiye'nin bozulan imajı konusunda ortak bir görüş olduğunu kaydetti. Kılıçdaroğlu, "Bu görüş turizm de dahil bütün sektörlerde mevcut. Türkiye'nin bozulan imajı turistin gelmesini engelliyor. Hukuk ciddi bir sorun, adalet ciddi bir sorun. Türkiye'de hukuk var mı? Can güvenliği var mı? Türkiye'de insanların sosyal yaşamına doğrudan doğruya müdahale ediliyor mu? İnançlar konusunda insanlar gerçekten özgür mü? Hukukun üstünlüğü ve medya özgürlüğü var mı? Siyaset bir iç kavgaya mı dönüştü yoksa Türkiye gerçekten demokratik anlamda demokrasisi gelişmiş ülkelerle entegre mi oldu? Türkiye'nin demokrasisinde ciddi anlamda kan kaybı var. Bu kaygı hemen hemen bütün ülkelerde yaşanıyor. Hatta bir turizmci aynen şunu söyledi; 'Türkiye'nin bozulan imajını düzeltmemiz çok ama çok zor. Batı'da hangi televizyon kanalını açsanız Türkiye aleyhine haberlerle dolu.' Türkiye'de acaba bir demokrasi mi var yoksa dikta yönetimi mi var? Bir dikta yönetiminin olduğu konusunda demokrasisi gelişmiş ülkelerde yaygın ve ortak bir kanaat var. Dikta yönetiminin olduğu yerde hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok. O zaman biz Türkiye'ye niye gelelim? Bu imaj değişmediği sürece hangi önlemi alırsak alalım Türkiye yeterli turisti getiremeyecek" ifadelerini kullandı.
"TURİSTİN GELMESİNİ ENGELLEYEN EN TEMEL ŞEY TÜRKİYE'DEKİ DİKTA YÖNETİMİDİR"
"Bütün turizmci arkadaşlarımızın ortak görüşü; kesinlikle Türkiye'de hukukun üstünlüğünün sağlanması, bu konuda Türkiye demokrasisinin çağdaş anlamda Batılı demokrasiyle entegre edilmesidir" diyen Kemal Kılıçdaroğlu şunları söyledi: "Eğer bunlar olabilirse bütün sorunları aşabiliriz. Ancak bunların olmadığı bir yerde biz ne yaparsak yapalım turist ülkeye gelmez. Bunun kaybını Türkiye yaşamış olur. Türkiye'de otellerde turist yok. Ama İspanya'nın İtalya'nın Yunanistan'ın ve pek çok ülkenin otellerinde yer yok. Ve bu oteller fiyatlarını yükseltmeye başladı. Demokrasi standartlarının yükseltilmesi açısından açık ve net çağrı yapıyoruz; parlamentoya gelecek olan her tasarıya 'evet' diyeceğiz. Çünkü bu ülkenin demokrasiye ihtiyacı var, bu ülke insanının özgürlüğe ihtiyacı var. Bu ülke aydınlarının tehdide değil korunmaya ihtiyacı var. Onların özgürce yazmaları gerekiyor. O zaman bizler demokrasi standartlarını yükseltiriz, bu ülkeye zaten turist gelir. Turistin gelmesi için her şey var. Tarih var, kültür, deniz var, güneş deseniz var. Doğal güzellikler var, her şey var. Eksik olan ve turistin gelmesini engelleyen en temel şey Türkiye'deki dikta yönetimidir. Bu yönetimin değişmesi gerekiyor."
CHP BU TOPLANTIYI NİYE YAPTI?
Dış politika, Türkiye’yi 1000 yıllık tarihinde dünyada en sevimsiz ve yalnız göründüğü döneme sokmuştu. Bunun ilk faturasının turizme çıkması bekleniyordu. Nitekim bu oldu. Kaderin garip bir cilvesi olarak sıkıntıyı ilk göğüsleyen ise AKP bölgeleri değil, siyaseten CHP’nin hakim olduğu Ege ve Akdeniz oldu.
CHP’nin turizm bölgesi belediyeleri o yüzden dün İstanbulda sektör temsilcilerini dinledi. Toplantıyı izledik.
“CHP iktidarda değil, söyledikleri neden önemli olsun ki?” demeden önce düşünün. 31.5 milyar dolarlık 2015 turizm gelirinin en az yarısı CHP’li ilçelerden ülkeye girdi. O geliri de otele domates satan çiftçiden, havlu imalatçısına kadar onlarca sektör paylaşıp istihdam üretti. Yakında sıkıntı AKP’lisinden MHP’lisine tüm Türkiye’yi etkiler.
Kılıçdaroğlu, konuşmaları basın toplantısı izleyen gazeteci gibi uzun uzun dinledi, not aldı. Sonra kürsüye çıkıp ortak önerileri kendi notlarından 10 maddede tasnif edip spontane okudu. Dikkate alacağını söyledi. (Meslek notu: Kılıçdaroğlu eksiksiz not almış ve iyi toparlamış. Gazeteciliği seçse başarılı olurmuş.)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.