Kılıçdaroğlu’ndan ilk değerlendirme
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Helallik bizim boynumuzun borcudur. Sayın Davutoğlu’na bütün haklarımızı helal...
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Helallik bizim boynumuzun borcudur. Sayın Davutoğlu’na bütün haklarımızı helal ediyoruz” dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun olağanüstü kongre kararı alıp aday olmayacağını açıklamasının ardından basın açıklamasında bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdarğlu, “Aslında son derece güzel ve anlamlı bir konuşma yaptı, bir ayrılık konuşması, başarılarını anlattı. Ülkeye verdiği hizmetleri anlattı. İç politikada, dış politikada, ekonomide hangi başarıları sağladığını ifade etti. Elbette helallikte istedi. Bütün vatandaşlara hakkımı helal ediyorum dedi. Elbette ki helallik bizim boynumuzun borcudur. Sayın Davutoğlu’na bütün haklarımızı helal ediyoruz. Bu konuda Davutoğlu’nun hiçbir endişesi olmasın. Başarılarını anlattı ama bşbakanlık koltuğundan ayrılmasının kendi tercihi olmadığını açıklıkla ifade etti” dedi. “KENDİ TERCİHİ DEĞİLSE HANGİ GEREKÇE İLE BAŞBAKANLIKTAN AYRILDI?” “Kendi tercihi değilse hangi gerekçe ile başbakanlıktan ayrıldı?” sorusunun altını çizen Kılıçdaroğlu, “İzin verirseniz bu sorunun yanıtını ben vereyim” diyerek şunları söyledi: “17 Aralık 2012 dönemin Başbakan’ı şu ifadeyi kullandı, ‘Yasama ve yargı benim için ayak bağıdır’ dedi. Yani güçler ayrılığı ilkesini açıklıkla reddetti. Sonra devam etti. 21 Mart 2015 Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildikten sonra ‘Parlamenter sistem artık bekleme odasına girmiş bulunmaktadır’ diye bir cümle kullandı ve bunu birkaç yerde tekrar etti. Bu söylemler aslında sivil görünümlü bir darbenin, bir dikta yönetimi özleminin ayak sesleridir. Dün kaçak sarayda gerçekleşen görüşme ile darbe fiilen gerçekleşti. Darbenin adı 4 Mayıs saray darbesidir. Şunu özellikle vurgulamak isterim ki 4 Mayıs saray darbesi, 28 Şubat post modern darbesini de aşan bir niteliğe sahiptir. 28 Şubat’ta rahmetli Erbakan başbakanlıktan uzaklaştırılmıştı. 4 Mayıs darbesi ile Davutoğlu başbakanlığı bırakmak zorunda kalmıştır. 4 Mayıs saray darbesinin 28 Şubat’tan farkı yol arkadaşım dediği bir kişi tarafından bu darbenin gerçekleştirilmiş olmasıdır. Parlamenter demokratik sistemin kuralları içinde başbakanlık koltuğuna Davutoğlu oturmuştur. Milli iradeye saygı demokrasinin temel kuralıdır. Özetle Davutoğlu'nu başbakanlık koltuğuna milli irade getirmiştir. Ancak Davutoğlu kendisine ve partisine oy veren 23 milyon 531 bin kişinin iradesi ile değil, bir kişinin iradesi ile koltuğundan ayrılmak zorunda kalmıştır. O bir kişi ülkesinin demokrasisini düşünen değil, kendi dikta yönetimini düşünen ve planlayan bir kişidir. Sayın Davutoğlu 4 Mayıs saray darbesine boyun eğerek dikta yönetimine zemin hazırlamıştır. Demokrasi adına Sayın Davutoğlu’nu savunmakta bize düştü. Oysa demokrasilerde darbeler desteklenmez, darbelere direnilir. Davutoğlu bunu yerine getirememiştir. 4 Mayıs saray darbesini yapanlar şunu asla unutmasınlar Cumhuriyet Halk Partisi olduğu sürece asla amaçlarına ulaşamayacaklardır.” BENAN ÖZBEN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.