Mete Yarar: Nusaybin'de temizliği yapmayanlar FETÖ'cü çıktı

Güvenlik Uzmanı Mete Yarar, darbe girişimi sonrasındaki gelişmeleri değerlendirdi

Mete Yarar: Nusaybin'de temizliği yapmayanlar FETÖ'cü çıktı
Yayınlanma:
Güncelleme:

Yarar, 'Nusaybin'le ilgili bir olay anlatayım; çatışmalar başladı ve ilk olarak bir tugay komutanı yönetiyordu. Bir tugay komutanı daha verildi. Bu ikisiyle ilerleme döneminde 60'a yakın şehit verdik ve ilerlenemiyor. O sırada, Hulusi Akar Paşa bölgede denetlemeler yaptı. Arkasından Tunceli'den tugay komutanı bölgeye gitti. Nusaybin üç sektöre bölündü. O general geldikten sonra, hiç şehit vermeden büyük bir bölümü temizledi. O temizliği yapmayanlar daha sonra, 15 Temmuz'dan sonra FETÖ'cü olarak tutuklandı.' diye konuştu Güvenlik Uzmanı Mete Yarar, darbe girişimi ve sonrasında yaşananları Habertürk canlı yayınında değerlendirdi. Mete Yarar'ın konuşmasından satır başları şöyle: "SÜREÇ BİTMİŞ DEĞİL" Sorgu için alınan 1 aylık süre, 7 gün sonra bitiyor. Giren kadar içeriye, yeni bilgiler ve kanıtlarla kişiler geliyor ve bu süreç bitmiş değil. Geçmişte yapılanlar darbeydi, emir komuta zinciri içindeydi. Cunta hareketleriyle bunun arasında bir fark var; kriptoyu çözmeye çalışıyorsun. İlk defa cuntadan daha büyük sivil bacağı var. Türkiye'de o gece TSK'nın içindeki FETÖ'cü grup müdahale etmeye kalktı lafı bence eksik, tamamen büyük bir kalkışmaydı o. İçinde polisin, yargının, iş adamlarının yer aldığı geniş bir yelpazeden bahsediyoruz. O gecenin dökümü ortaya çıktığında aslında biz bunları net olarak algılıyoruz. İncirlik Üssü'nden çıkarken yakalanan polisler var. O polisler Diyarbakır'da görevli. Girmek o kadar zordur ki üsse, hem kuvvet merkezinden mesaj çekilmesi gerekir, hem ABD'liler hem Türkler kontrol eder. Refakatsiz asla geçemezsin. Bizim bugün bizi güzel gösteren değil ne isek onu gösteren bir aynaya ihtiyacımız var. İlk başlangıçta bu olaya birçok kişi tiyatro dedi. Sonra darbe girişimi dediler. Sonra "gerçekten uçurumdan dönmüşüz" denmeye başladı ama bir kısmı hala anlaşılmış değil. 15 Temmuz'da zafer mi kazandık, yoksa hala süreç bir yere götürülmek zorunda mı? Bence yeni başladık. Direkten döndük diyenlere, o gün birileri bize şut çekti daha top kaleye gelmedi diyorum. Hala aktif olarak görevde olan insanlar var. Bu mücadeleyi toplumsal mutabakata dökemezsek sıkıntı olur. Bu şutu bir kaleci önleyemez. Barajı kalenin önüne koymak gerekiyor. Okçular Tepesi'ne adam çıkaracağımız bir zaman içerisindeyiz. Ben şu kitabı tam geçen sene 7 Haziran sürecinde başlayan 40 bin kilometrelik bir emekle yazdım. Bu kitabı yazdığımda, içinde belki onlarca yerde şu laf geçiyor; bu işte bir yanlışlık var. Bu karşımızdaki klasik PKK değil. PKK sonuçta kendisine sempatizan bir grup yarattı. Bir örgüt kendi güç bulduğu odakların nefretini kazanmak için eylem yapmasının nedenini onlarca kez sordum. Camileri bombalıyorsun, şehirlere patlayıcı koyuyorsun, insanları evlerinden ediyorsun. Birisi tarafından bedel ödenmesi gerekiyordu. PKK'nın yaptığında bir maddi karşılık olması gerekiyordu. Arkasından şu soruyu sordum, düşünsenize, 22 Temmuz'da bomba patladığında öncelik IŞİD'dir deniyor, Ceylanpınar'da iki polis şehit ediliyor. Bir örgütün kendisine düşman olduğu iki grup çatışacak, o da araya girecek, bu işte bir tuhaflık var. Terör saldırıları için başka ülkelerde IŞİD bu kadar çabuk üstlenirken, Türkiye'de neden üstlenmez? "ÜST AKILIN KOORDİNE ETTİĞİ ÜÇ GRUP: PKK, FETÖ, IŞİD" Bir üst akıl, üç grubu çok iyi koordine etmiş; PKK, FETÖ ve IŞİD. Sebebi de çok net ve açık, Türkiye'de darbe öncesi psikolojik olarak alt yapıyı hazırlamaya çalışmış. Bu üç örgütü birleştiren bir üst akıla ihtiyaç var. Ben FETÖ'nün bu puzzle'da yalnızca küçük bir bölüm olduğunu söylüyorum. Yaklaşık iki yıldan beri farklı ülkelerde Türkiye ile ilgili çıkan yazıları tarasınlar. Neredeyse büyük kısmının darbeyi teşvik ettiğini görecekler. Batı coğrafyasında. Burada hatamız var, biz kendi içimizde yarattığımız kaosun bedelini ödetiyorlar.   Bizde hiç günah yoktu, diyemeyiz. Bizim Yenikapı'daki ruha ve uzlaşıyla ihtiyacımız var. Bu oyun planında biz o kadar çok karşı tarafa malzeme verdik ki, bu malzemelerin her birini üstümüze attılar. Siyaset kendi özeleştirisini yapmaya başladı. Herkes birbirini affetti, mahkemeler geri çekildi. Toplumsal tabanda da bu uzlaşmaya ihtiyacımız var. "MAFYA USÜLÜ İNFAZ EDİYORLAR"  Jandarma Genel Komutanlığı'nın kapısında albayın biri kolundan vuruluyor. GATA'ya gidiyor ama diyor ki, buradan sağ çıkamayabilirim. Sivil hastaneye gidiyor, kurşun yarasıyla. Yatarken bir görevli geliyor, kulağına eğilip diyor ki "yanlış yere geldiniz, burası cemaate yakın, ben sizin yerinizde olsam burada durmam." Tedavi olmadan çıkıp evine gidiyor. Levent Göktaş Ergenekon'da bir numaralı sanıklardandı, yüksek şekerden gözünde arıza meydana geliyor. Hastaneye gidiyor, doktor kulağına eğiliyor diyor ki "ben cemaate yakınım, sizin gözünüzü kör etmek üzere, ama ben yeminime sadık kalıyorum, size bir şey yapmayacağım" diyor. "KARA PROPAGANDANIN ZİRVE YAPTIĞI BİR DÖNEM YAŞAYACAĞIZ" Bu örgütün elinde Türkiye'nin 30 yıllık arşivi var. Her gün Türkiye'yi kara propagandaya sokacak kadar malzemeleri var. Bugün yaşayacağımız süreç, kara propagandanın zirve yaptığı bir dönem olacak. Ellerindeki arşivi deşifre edecekler. Hulusi Paşa'nın emir subayı ne dedi? Ellerinde her gün ne konuşulduysa arşiv var, bir de bunları montajla, komuta kademesini birbirine düşürürsün. Bu ülkede sehven yükleme yapılarak insanlar yıllarca içeride yattı. Olmayan isimli adreslerle insanlar içeri atıldı. Bu işte en öne çıkmış adamlar hedef alınacak. Çünkü oyun suyu bulandırmak üzerine kurulu. "ÖRGÜTÜN PES ETMİŞ HALİNİ GÖRMÜYORUM, YENİ TALİMATLAR VERİYOR" Sosyal medyaya bir evrak düşsün, okuyanı da bakanı da çok olur. Okçular Tepesi'ne adam çıkaralım dedim bak, adam sayısı azaldı görüyorum ben. Niyet üzerine gitmem ben, eylem üzerine giderim. Eylemim, sayıyı arttırmak. İnanan adama ihtiyaç var. Çok kalabalığa ihtiyaç yok. Yürüyüşte, bu kalabalığa katılacak adamlara ihtiyaç var. Biz erken zafere giriyoruz. Daha ilk raundu aldık, örgütün pes etmiş bir halini ben görmüyorum. Yeni talimatlar veriyor, yeni eylem planları kuruyor. DİYARBAKIR'DAKİ HAİN SALDIRI Çukurun derinliği 7 metre. Bir kamyon ve arkasında binek otomobille iki araba yanaşıyor. Otomobilden ateş ediyorlar, kamyon şoförü atlıyor, araç yokuş aşağı gidiyor. Araç duvara çarptığında uzaktan kumandayla patlatıyor. Aslında orada bu kadar polis arkadaşın olmaması gerekiyor ama bugün değişim olduğu için ilişik kesmeye gidenler var. Şehit olan küçük kızımız da babasıyla ilişik kesmek için gidenlerden biri. Normalde burada 10 kişiyi geçmeyen polis olur, bugün 40 kişilik ekibin olduğu biliniyor. İstihbarat alınmış ve saldırı yapılmış. Bütün beton bloklar uçmuş, uçarak binaya çarpmış. 4-5 tondan aşağı olmayan patlayıcı kullanılmış. "NUSAYBİN'DE TEMİZLİĞİ YAPMAYANLAR 15 TEMMUZ'DA FETÖ'CÜ ÇIKTI "22 Temmuz'dan sonra ben 10 bölüm program çektim, bütün çatışma bölgelerine de girdim. Tabii bunun bir kısmını o dönemde söyleme şansına sahip değildik. Benim önce bilgilerim, tecrübelerim gelir. Susmamız gereken bazı yerler vardır. Nusaybin'le ilgili bir olay anlatayım; çatışmalar başladı ve ilk olarak bir tugay komutanı yönetiyordu. Bir tugay komutanı daha verildi. Bu ikisiyle ilerleme döneminde 60'a yakın şehit verdik ve ilerlenemiyor. O sırada, Hulusi Akar Paşa bölgede denetlemeler yaptı. Arkasından Tunceli'den tugay komutanı bölgeye gitti. Nusaybin üç sektöre bölündü. O general geldikten sonra, hiç şehit vermeden büyük bir bölümü temizledi. O temizliği yapmayanlar daha sonra, 15 Temmuz'dan sonra FETÖ'cü olarak tutuklandı. MARDİN KIZILTEPE SALDIRISI Sivil can kaybı daha fazla olmaya başladı, şehir merkezlerine fütursuzca saldırıyorlar. Bu olayların mantığını biri bana söylesin. Bir tek şu anda cuntacılara faydası var, dikkat dağıtıyor. Süreci hızlandırıyor, güvenlik kaygısına getiriyor olayı. Çünkü üst akıl şunu söylüyor; adamın biri ne dedi, bizim beraber çalıştığımız arkadaşlarımız tutuklandı, şimdi beraber çalışmakta zorlanacağız. Ergenekon'da tutuklanacaklarını bildikleri halde Japonya'dan ABD'den toplanıp geldiler. Hiç kimseye zararı olmayacağına inandığın bir adamı nasıl şehit edersin? Sana ne faydası oldu? Bunu yapan adam Kandil'e değil şeytana bile sığınır. Arkasını kollayan asker olmaz, arkasında arkadaşı olur. Akşam nöbete yanıma adam vereceksiniz, acaba FETÖ'cü mü, bana mı ateş eder, bu kaldırılabilecek şey değil ki. Tabii ki hala TSK'da FETÖ'cü var. Sayın Başbakan yüzde 60 rakamını veriyor. Bu lafı söylediğinde, hangisi yüzde 60? O yüzde 60'ı temizleyeceksin ki kalanı ortaya çıkacak. Bu süreci hızlandırmak gerekiyor, sayıyı arttırarak götürmek zorundayız.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.