Nedim Güzel: Lobi yapmayı bilmiyoruz
Kırşehir Dulkadir Köylü Nedim Güzel, “Sadece lâfta Kırşehirli olmamak gerek. Biz işte tam bunu yapıyoruz. Lobi yapmayı bilmiyoruz. Birbirimizin eksiğini kapatacağımız yerde daha çok açıyoruz. Çekememezlik had safhada. Bir çok STKD’mız var." dedi.
Ahi Evran-ı Velî Hazretlerinin: “Hak ile sabır dileyip bize gelen bizdendir; akıl-ahlâk ile çalışıp, bizi geçen bizdendir.” veciz sözü her Kırşehirlinin kulağında küpedir. Gençler hayatın başarı basamaklarını çıkarken; eğitim-kültür ve sanatta hedef belirlenirken ataları Türkmen kocalarının sözlerini kural kabul ettiklerinden; sonuç -tabir caizse- şampiyonluktur. Bayrağı burca dikmektir.
Bu günkü röportajımda yine başarı basamaklarını ehil ve emin adımlarla aşarak yükselmiş ve ‘nev-î şahsına münhasır’ biçimde bağdaş kurup, zirveye oturmuş, onlarca parmağından onlarca marifeti olan bir gönül dostunu sizlere takdim edip, tanıtmak istiyorum. Buyurunuz birlikte okuyup, birlikte tanıyalım:
*Duran Erdoğan: Kimdir Nedim GÜZEL? Kısa özgeçmiş lütfen!
*Nedim Güzel: Kırşehir merkez ilçeye bağlı Dulkadirli İnli Murat köyünde doğdum. Köyünde diyorum; Dulkadirli 1997 yılı nüfus sayımı sonrasında iki bini geçerek kasaba olmuştu. Sonraki yıllarda her belde de olduğu gibi Dulkadirli’de de çeşitli şehirlere göç hareketi başladı ve nüfus iki binin altına düştü. Ve böylece kasaba durumundan yeniden köye dönüştü. Tabi köye dönüşürken de İnli Murat yerine sadece Dulkadirli Köyü olarak ismi de değişti.
İlkokulu köyümde okudum sayılır. Dördüncü sınıftayken Ankara’ya göçtük ve 5. sınıfı Ankara Kıbrıs Bayraktar İlkokulu’nda okuyarak mezun oldum. Ortaokulu yine Ankara’da Gazi Osman Paşa Ortaokulu’nda, liseyi de Ankara Ticaret Meslek Lisesi’nde tamamladım.
Müziğe karşı çocukluğumdan bir sempatim, yakınlığım ve yeteneğim vardı. Şansım yaver gitti ve üniversite sınavında Gazi Üniversitesi müzik bölümünü kazandım. Ancak yaz tatili için gittiğim köyden zamanında dönemediğim için yetenek sınavını yani mülakatı kaçırdım. Ve böylece, çok sevdiğim, hayalim olan müzik bölümünde okuma sevdam ne yazık ki sona erdi. Bir sonraki yıl girmiş olduğum üniversite sınavında da Samsun Alman Dili ve Edebiyatı bölümünü kazandım, ama memleketten uzakta kalmak benim harcım değildi ve ben de kayıt yaptırmadım.
Tabii okul olmayınca kuş taşlayacak halimiz yok; çalışmak gerekiyordu… O yıllarda Dulkadirli gençlerinin temel çalışma alanı inşaatlardı. Ya soğuk demirci ya da boyacı… İlginçtir, üçüncü bir meslek de sanki yok gibiydi.
1981 yılında vatani görev için askere gittim. Edirne’nin Keşan ilçesinde başlayan askerlik hizmetimi, Çanakkale’nin Gelibolu ilçesindeki askeri hastanede tamamlandım. Askerlik dönüşü yine inşaat işlerinde çalışmaya devam ettim ve bu arada evlendim. Erhan ve Serhan isimlerini verdiğimiz ikiz oğullarımız oldu. (Kızım Zeynep Cansu, abilerinden 14 yıl sonra doğdu. Şu an Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi öğrencisi.)
Bu arada çeşitli kurum ve kuruluşlara iş başvurusunda bulundum. 1984 yılında PTT Genel Müdürlüğünce açılan memuriyet sınavını kazandım. 1985 yılının 8 Nisan’ıydı, PTT Ankara Telefon Başmüdürlüğünde memuriyet hayatına merhaba dedim. 1994’te PTT Ankara Bölge Vericiler Müdürlüğüne muhasebe şefi olarak atandım. 2000 yılında PTT vericileri tüm personeliyle birlikte TRT Genel Müdürlüğüne devredilince, çok istediğim TRT Genel Müdürlüğü bünyesine otomatik olarak geçmiş oldum. Burada beş yıl çalıştıktan sonra da yani 2005 yılında TRT Ankara Radyosu Müdürlüğüne Muhasebe Müdürü olarak atandım. Halen bu görevime burada severek büyük bir mutlulukla devam ediyorum.
*Duran Erdoğan: Şiir-edebiyat-güzel sanatlarla, dahası Türk Halk Müziği ile ilgili olduğunuz belli. Mûsikî zevkinizden ve eserlerinizden söze girelim, ne dersiniz?
*Nedim Güzel: Teşekkür ediyorum. Musikinin her türlüsünü severim ve dinlerim. Özellikle Halk Musikisinin ayrı bir yeri, ayrı bir tadı vardır bende. Bu türü diğerlerinden farklıdır gönlümde.
Türk Halk Mûsîkisi ile yakından ilgileniyorum. Bağlama çalıyorum kendi halimce. Birkaç tane bestem ve derlemelerim var. “Dolam dolam, Uzadı yollarım, Bir ben miyim, Kendim Gurbet elde Gönlüm Sılada” adlı bestelerimi sayabilirim. Daha çok usta malı eserleri çalıp söylemeye çalışıyorum.
Albüme okunmuş bir tane bestem var. “Dolam dolam” adlı türkü formundaki bestemi değerli dostum Ahmet TEKKUŞ albümüne okumuştur.
*Duran Erdoğan: Hiç ödül aldınız mı?
*Nedim Güzel: Hamoy (Halk Müziği ve Oyunları Araştırma Geliştirme Derneği) üyesiyim. 5-10-15-25-30 yıllık üye plaketlerim var. Benim için en güzel ödül onlar.
*Duran Erdoğan: “Mucurluysan geç yukarı!” deyimini irdeler misiniz?
*Nedim Güzel: Onu Mucur’lular daha iyi bilir. Başköşeye geçmeyi sever hemşerilerim.
*Duran Erdoğan: “Pekmez akıllı Kırşehirli” sözünü duydunuz mu? Ne dersiniz?
*Nedim Güzel: Tabi ki duydum. Kırşehir’li olur da bekmez (pekmez) akıllı sözünü duymadıysa o Kırşehir’li sayılmaz. Bekmez aklımızla gurur duyarız. Bize bekmez akıllı dendiğinde yüzümüzde bir tebessüm oluşur. Asla kötüye yormayız.
*Duran Erdoğan: Türkü söyler misiniz?
*Nedim Güzel: Her fırsatta türkü söylerim. Kendimi bildim bileli Türkü söylerim. Laf aramızda pek de güzel söylerim. Bozlakları ayrı bir sever ve söylerim. Türküsüz bir hayat düşünemiyorum.
*Duran Erdoğan: Doğal mısınız? Aynaya bakınca kendinizi nasıl buluyorsunuz?
*Nedim Güzel: Her zaman doğal olmaya gayret gösteriyorum. Neysem oyum diye düşünüyorum. Ancak buna yorumu dışarıdan izleyen sizler daha net olarak görebilirsiniz diye düşünüyorum.
*Duran Erdoğan: Hayvan ve tabiat, toprak-ağaç-çiçek sevginiz?
*Nedim Güzel: Hayvanlar tabi ki sevilir. Özellikle At en çok sevdiğim hayvandır. Ancak besleme olanağımız yok tabi ki. Toprak anadır, Vatandır sevilmez mi? Ağaç, çiçek hayattır, nefestir sevgidir.
*Duran Erdoğan: Olmazsa olmaz özel zevkleriniz, prensipleriniz, kurallarınız var mı?
*Nedim Güzel: Şu dur diyeceğim özel bir zevkim yoktur. Doğal yaşamaya çalışıyorum. Yalanı dolanı sevmem ayrıca istesem de beceremem, verdiğim sözün arkasında durmaya gayret ederim. Tutamayacağım sözü vermem. İnsanları severim, insanlara çok çabuk inanırım. Dolayısı ile de çabuk kananlardanım.
*Duran Erdoğan: En sevdiğiniz yemek-şair-yazar-coğrafi bölge. vs.?
*Nedim Güzel: Yemek ayrımı yapmam, Allah ne verdiyse der, yerim. Pirinçten, Patatesten uzak dururum. Şair Abdurrahim KARAKOÇ, Yazar Ömer SEYFETTİN, Coğrafi böle; mecburen Orta Anadolu, Akdeniz de fena olmazdı hani.
*Duran Erdoğan: En son okuduğunuz kitap?
*Nedim Güzel: Ali ÖZER’in Hayal İmparatorluğu adlı romanı.
*Duran Erdoğan: İçki-sigara, alkol ve sair bağımlılıklar, var mı? Ne dersiniz?
*Nedim Güzel: Tabi ki sigara. Ortaokul yaşlarından bu yana sigara içtim. Son üç haftadır içmiyorum. İnşallah bir daha içmem. Çok şükür başkaca bir bağımlılığım yoktur.
*Duran Erdoğan: Sizce internet-akıllı telefon-televizyon nedir ne değildir? Faydalı mı? Zararlı mı?
*Nedim Güzel: Teknoloji geliştikçe bu saydıklarınız da hayatımızın içinde sürekli olacaklar. Bunlardan vazgeçmemiz mümkün değil. Faydası da zararı da olacaktır mutlaka. Teknolojiden en doğru şekilde faydalanmaya çalışmalıyız bence, zararlı deyip de kullanmamak pek de iyi olmaz diye düşünüyorum.
*Duran Erdoğan: Sporla aranız nasıl, hangi takıma ilgi duyarsınız?
*Nedim Güzel: Çocukluk ve gençlik yıllarımda her insan gibi bende futbol oynadım. Futbolu oynamayı ve izlemeyi çok seviyorum. Gerek köy takımında, gerek okul takımında futbol oynadım. Kısa bir süre olsa da amatör kümede oynayıp, Ankara 19 Mayıs Stadı’nın kaydığında zımpara gibi bacağımızı yırtıldığı dış sahasının tozunu yuttum. Fenerbahçeliyim.
*Duran Erdoğan: Samimiyet ve öfke denilince ne anlatırsınız?
*Nedim Güzel: Samimi olduğum insanı kolay bırakmam, öfkem se saman alevi gibidir. Çabuk öfkelenir, çabuk sönerim.
*Duran Erdoğan: Hobisi olmayan insan düşünemiyorum: Sizin de “Hobiniz” vardır mutlaka?
*Nedim Güzel: Niye ki, hobisi olmayan insan olamaz mı? Benim şu an hobi ile ilgili hiçbir şey aklıma gelmiyor ve pas diyorum.
*Duran Erdoğan: “İyi ki”leriniz nelerdir?
*Nedim Güzel: İyi ki Kırşehir’liyim, İyi ki sizi tanıdım. İyi ki TRT de hem de Ankara Radyosunda çalışıyorum. İyi ki Müzik ile uğraşıyorum. İyi ki Radyo TRT Türkü kanalında “Bozkırın Türküleri” programını hazırlayıp sunuyorum.
*Duran Erdoğan: “Keşke”leriniz nelerdir?
*Nedim Güzel: “Keşke”ler anlıktır. Aklımda kalan keşke şu an yok.
*Duran Erdoğan: Pişmanlığınız var mı? Neler?
*Nedim Güzel: Hayır, yoktur.
*Duran Erdoğan: Kendinizi zengin görüyor musunuz? Cimri misiniz? Cömert misiniz? Kendi değerlendirme notunuz nasıl dersem?
*Nedim Güzel: Çok şükür geçinip gidiyoruz. Cimri değilim. Cömertliğimi de başkaları bilir, bir şey diyemem.
*Duran Erdoğan: Dindar mısınız?
*Nedim Güzel: Elhamdülillah Müslümanım.
*Duran Erdoğan: Neden korkarsınız?
*Nedim Güzel: Sadece Allah’tan korkarım.
*Duran Erdoğan: Sizce mutlu ve mükemmel yaşantının formülü var mı, nedir?
*Nedim Güzel: Karşılıklı saygı, sevgi, özveri. Hayatı sevme küçük şeylerden de olsa mutlu olmayı bilme.
*Duran Erdoğan: “Kaza ve Kader” sizce ne anlama gelir?
*Nedim Güzel: Alın yazısı.
*Duran Erdoğan: Ölüm ve Ölümsüzlüğü tarif eder misiniz?
*Nedim Güzel: Ölüm kurtuluş, Hakka varış. Ölümsüzlük: Tarifi zor. Toprak, Vatan, Bayrak.
*Duran Erdoğan: Hedefleriniz?
*Nedim Güzel: Öncelikle çocuklarıma iyi bir baba olmak, iyi bir vatansever olmak, yaptığım her işimde başarılı olmak, İyi bir Kırşehir’li olmak.
*Duran Erdoğan: “Eğer yetkili birisi olsaydım Kırşehir’e ya da yaşadığım yöreme şunları mutlaka yapardım” dediğiniz olur mu? Meselâ neler?
*Nedim Güzel: Kırşehir insanının daha büyük düşünmesini sağlamak isterdim. Hep hizmet eden, emir alan değil, buyuran, hizmet satan insanlar olmasını sağlamaya çalışırdım. Daha güçlü, daha büyük bir Kırşehir için uğraşırdım.
*Duran Erdoğan: Kırşehir devamlı göç veriyor… Bu göç nasıl durdurulur?
*Nedim Güzel: Göç vermesi gayet doğal. Nüfus sürekli çoğalıyor. İş alanı kısıtlı, büyüyen nüfusun doyurulması gerekir. Doyurmak içinde yeni iş sahaları açmak lazım. Kırşehir de sanayi ve fabrikaların artması ile dışarıya göç de azalacaktır. Kırşehir deki esnaflara bir bakın çoğunluğu dışardan gelenler. Dolayısı ile önce kendi hemşerilerini çalıştıracaklar. Yukarıda bahsettiğim şey buydu aslında. Kırşehirli üreten, emreden, satan olmalı ki iş alanı daha çok olsun, dolayısı ile çalışanı da öncelikle Kırşehirli olsun. Aslında vatanın doğduğun yer değil, doyduğun yer demişler. Kırşehirli memleketinde doyamıyorsa göç vermesi de önlenemez.
*Duran Erdoğan: Sizce Kırşehir’in eksiği-fazlası neler?
*Nedim Güzel: Sadece lâfta Kırşehirli olmamak gerek. Biz işte tam bunu yapıyoruz. Lobi yapmayı bilmiyoruz. Birbirimizin eksiğini kapatacağımız yerde daha çok açıyoruz. Çekememezlik had safhada. Bir çok STKD’mız var. Orada da birleşemiyoruz. Birlik olmayı bilmiyoruz. En güzel birlikteliğimiz Abdallar çalsın biz oynayalım. Fazlamız yok mu var elbette. Bir kere vatana ihanetimiz yoktur çok şükür. Devletin her zaman yanında olmayı görev biliyoruz. Kırşehirimizi seviyoruz. Çalıp çırpmıyoruz.
*Duran Erdoğan: Unuttuklarım, sormadıklarım, belki de soramadıklarım olabilir. Son mesajınızı alabilir miyim?
*Nedim Güzel: Bir hemşerin olarak beni düşünüp, Kırşehir-Mucur’dan Ankara’ya yol kat edip geldiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Sevgili Duran Hocam sizin şahsınızda tüm çalışanları kutluyor, başarılarınızın daim olmasını diliyorum. Yolunuz düştüğünde bir çayımızı, çorbamızı içmeniz bizi gerçekten çok mutlu edecektir. Saygılar.
*Duran Erdoğan: Üstadım, sevgili Nedim Güzel… Çok güzel bir röportaj olduğuna inanıyorum. İlminizden ışık aldım, bilgi eksikliğimi telafi ettim. Umarım ve dilerim ki; Nedim Güzel hayranları ve sevenleri de benim gibi keyif alıp, mutlu olmuşlardır. Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın. TRT’nin yemeği güzel olur. Kısmet olursa davetinize geleceğim. İlgi ve iltifatınıza çok teşekkür ediyorum. Saygılar bizden…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.