Patlatmayı gördüm

Yine Ankara, yine hain ellerin uzandığı kanlı bir Pazar günü ailelerin yüreğine ateş düştü. Kimi çocuk yaşta, kimi sınavdan çıkmış ve belki de...

Patlatmayı gördüm
Yayınlanma:
Güncelleme:

Yine Ankara, yine hain ellerin uzandığı kanlı bir Pazar günü ailelerin yüreğine ateş düştü. Kimi çocuk yaşta, kimi sınavdan çıkmış ve belki de hayatının en güzel tercihini yapmak üzere, kimisi emekli, kimisi hamile, kimisi karaciğer nakli ile hayata dönmeyi bekleyen birbirinden masum 37 insan ve diğerleri... Önce 10 Ekim 2015 günü Ankara Garı 103 kişi, ardından Merasim Sokak?ta 29 kişi ve son olarak Ankara'nın kalbi Atatürk Bulvarı'nda 37 masum insan hayatını kaybetti. Ne acı değil mi? Soğuğu ve ayazıyla anılan Ankara artık bombalı kent olarak akla geliyor. Şimdi sormak lazım bu eli kanlı ve insanlıktan nasibini almamış canilere sizin annenizi, babanızı ve canınızdan daha çok kıymet verdiğiniz kardeşinizi birileri hayattan bombalı saldırı ile koparsa ne yapardınız? Gerçi onlara sormaya gerek yok. Çünkü beyni yıkanmış olan bu zavallı insanlarda zaten birazcık merhamet, birazcık vicdan olsa bu masum canları daha hayatlarının baharında hayattan koparmazdınız. Ben de oradaydım o kanlı 13 Mart Pazar günü. O saldırıda ben de ölebilirdim, benim en yakınlarım da orada olabilirdi. Ben hayattayım fakat evlerine, sevdiklerine bin bir hevesle gitmek için otobüs duraklarında bekleyen masum insanların ne suçu vardı? Onların günahı neydi? Onları hayattan koparmaya ne hakkınız vardı? Pazar günü YGS Sınavı bitmiş sevinçle evlerine gitmek üzere duraklara akın etmiş gencecik çocuklar, oğlunun maçından evine dönmek olan baba, annelik için en heyecanlı günlerini yaşayan bir kadın ve daha baharının başında olan gencecik insanları düşününce gerçekten kahroluyor insan. Pazar günü ben de, Ankaralıların çok iyi bildiği Yüksel Caddesi'nde bir internet cafede acil bir işim dolayısıyla oradaydım. İşimin bitiminde eve gitmek üzere bulunduğum binadan çıktım. Yüksel Caddesi'nin Kızılay tarafındaki metro girişine gelmiştim ki öyle bir patlama oldu, korkuyla yerimizden fırladık. Ne olduğunu anlamadan patlamanın şiddeti ile ortalık adeta ateş çemberine döndü. Duraklarda otobüs bekleyen onlarca insanın cansız bedenleri yerlere savrulmuş, iki belediye otobüs adeta demir yığınına dönmüş ve bir sürü insan yaralı halde can çekişiyordu. Yani manzara o kadar ağır ve ürkütücüydü ki yazarken bile tüylerim diken diken oldu. Katiller bombayı patlatmış masum insanları hayattan koparmıştı. Patlamadan sonra insanlar çaresizlik içinde oradan oraya koşturuyor ve kendilerine sığınacak bir yer arıyordu. Şimdi insan bu manzarayı görünce sormadan edemiyor. Ne hakkınız vardı? Size bu hakkı kim verdi, siz kimin yerine kendinizi koyup insanlara bunu reva görüyorsunuz. İlk şoku atlatınca hemen karşıya geçip olay yerine yaklaştım. Cansız bedenleri, yaralı vücutları ve çaresizlik içinde yardım bekleyen insanları görünce kanım dondu. Yerimden kıpırdayamadım çünkü o kadar büyük ve acı bir tablo vardı ki karşımda, ellerim buz kesti. Allah'ım böyle bir şey nasıl olabilir? Oradan oraya kaçışan, kendilerini sığınacak bir binaya veya bir cafeye ya da herhangi bir yere atmaya çalışan gencecik çocukları gördüm. Onların panik halinde kaçışlarını görünce, dedim ki bu nasıl bir vicdansızlıktır, onlarca insanı panik halinde oradan oraya sürüklüyor. İnsan irkiliyor. Çünkü ortaya çıkan tablo insanın aklını başından alıyor. Sözde kendini feda eden terörist kimin için yaptı bu fedakarlığı? Fedasının karşılığında ne aldı. Koca bir hiç, sadece ailelerin yüreğine kocaman bir kor bırakıp bu dünyadan Cehenneme gitti.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.