Saat ustası zamana direnmeye çalışıyor
Eskişehir’de 35 yıldır çeşitli saatlerin tamirini yapan Selami Ünlü, eskiden ihtiyaç olarak kullanılan saatlerin günümüzde sadece aksesuar olarak kullanıldığını belirtti.
Saat ustası Selami Ünlü, yıllardır süren mesleğini sürdürmeye, gelişen teknolojiye karşı direnmeye devam ediyor. Ünlü’nün saat tamiri yaptığı iş yerinde de yarım asırdan ve 1 asırdan daha eski antikalaşmış saatler bulunuyor. Kol saatlerinden masa ve duvar saatlerine kadar farklı farklı saatler bulunan işletmesini ziyarete gelenleri zaman yolculuğuna çıkartan Ünlü, hemen hemen her cihazda saat olduğu için saatlerin artık aksesuar olarak kullanıldığını ifade etti. Selami Ünlü, "Eskiden çalar saatler kullanılıyordu ve ihtiyacımızdı. Şimdi yine ihtiyacımız var, ama çalar saatleri kullanmıyoruz. Onun yerine telefon ya da farklı elektronik cihazlar kullanıyoruz. Saatler için artık aksesuar olarak kullanılıyor diyebilirim. Evimizde görüntü, bileğimizde aksesuar. Artık bu dereceye düştü. Eski kullanılırlığını yitirdi. Teknoloji her geçen gün kendini yeniliyor. Yenilediği gibi de bazı değerlerimizi götürüyor. Şimdi her cihazda saat var. Önceden her cihazda saat yoktu. Örneğin şimdi çamaşır makinelerinde, bulaşık makinelerinde, cep telefonlarında ve televizyonlarda saat var. İnsanların kafasını çevirdiği her yerde saat var. O yüzden ben saate aksesuar diyorum ama şekil değişir, sistem değişir saat yine devam eder, bitmez. Eskiye özlemi olanlar, elinde eski saatleri olanlar tamir ettiriyor. 5-10 liralık saatlerden bahsetmiyorum. Daha kaliteli eski saatler tamir ettiriliyor ve de kullanılıyor. Eski saatlerden tam otomatik, yarım otomatik, kurmalı olanlar, 50-150 senelik saatler sağlam oldukları için halen kullanılıyor" diye konuştu.
"Tamirciler parmakla sayılabilecek kadar az"
Son olarak saat tamiri sektöründe usta sayısının az olduğunu ve öğrenmek için çırak olarak gelen kimsenin olmadığını vurgulayan saat ustası Selami Ünlü, "Tamirciler de az. Parmakla sayabileceğimiz kadar az sayıda. Önceden ilkokulu bitiren yanımıza çırak olarak geliyordu. Ben kendim o şekilde yetiştim. Liseyi bitirip gelen çocuğa işi öğretemezsin. Yaşı geçmiş oluyor. Öğrenmek isteyen olursa yine öğrenir. Onun içindeki isteğe bağlı. Bu yönde de pek gelen yok" dedi.
Çağatay Gür - Barış Gençyılmaz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.