Sezaryen Sonrası Normal Doğum Yapılır mı

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Nihal Danaoğlu, sezaryen sonrası vajinal doğumun mümkün olduğunu belirtti.

Sezaryen Sonrası Normal Doğum Yapılır mı
Yayınlanma:
Güncelleme:

İlk doğumun sezaryen ile yaptırılmasının ikinci doğumlarda da sezaryen seçilmesinde etkili olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Nihal Danaoğlu, "Sezaryen ne kadar usulüne uygun yapılırsa yapılsın, mutlaka rahimde bir yara izi bırakır. Bu yara izi de ne kadar iyileşirse iyileşsin, yeni bir gebelikte rahim yeniden büyümeye başladığında; özellikle doğum eyleminde ortaya çıkan çok güçlü kasılmaların da etkisiyle yırtılmaya eğilim gösterebilir. Bu yırtılma riski, rahim yukarıdan aşağıya kesildiği eski usul sezaryenlerde daha yüksektir. Günümüzde tercih edilen alt segment ya da yatay kesilerde bu yırtılma riski çok daha düşüktür.

1995 yılında AmericanCollage of ObstetriciansandGynecologists Derneği sezaryenden sonra vajinal doğum için bir kılavuz yayınlamıştır. Buna göre SSDV başarı oranı yüzde 60-80'dir. Sezaryen sonrası vajinal doğumun yararları risklerine göre daha üstün gelmektedir. Dünyadaki verilere göre de Amerika'da yüzde 19.9, Norveç'te yüzde 5.7, İsveç'te yüzde 53 oranında anne adaylarına sezaryen sonrası vajinal doğum önerilmektedir." dedi.

Sezaryen Doğumda Anne Ölüm Riski 2-4 Kat Daha Fazla

Sezaryen doğumda anne ölümü riskinin normal doğuma oranla 2-4 kat daha fazla olduğuna dikkat çeken Dr. Danaoğlu, "Vajinal doğumlarda doğum sonu kan transfüzyonu, enfeksiyon, üriner ve bağırsak yaralanması riski daha azdır. Doğum sonrası süreçte anne daha hızlı iyileşir ve bebeğini daha rahat emzirebilir. Günümüzde giderek fazlalaşan doğum sonrası depresyon riskinin de vajinal doğum yapan annelerde daha az dolduğu bilinmektedir. Üstelik doğal durum annenin bebek ile hemen iletişim kurabilmesi ve anne bebek arasındaki bağın güçlenmesi açısından da avantaj sunar. Vajinal doğum sonrası anne hastaneden daha çabuk taburcu edilir, bu nedenle doğum maliyetleri de azaltılabilir." diye konuştu.

SSVD kararı verilmesinde en önemli faktörlerden birinin iki doğum arasındaki süre olduğunu vurgulayan Dr. Danaoğlu, "Sezaryenle ikinci doğum arasında 12 aydan daha kısa bir zaman varsa; rahim yırtılması, annede ciddi komplikasyonlar oluşması ve kan nakli gerekmesi riskleri SSVD de 2-3 kat daha fazla görülür. SSVD için anne adayının istekli olması ve zorlanmaması gerekir. Psikolojik faktörlerin yanı sıra Pelvis kemik yapısının normal doğum yapmaya uygun olması da SSDV gereklilikleri arasında yer alır. Aynı zamanda uterusta şekil bozukluğu ya da önceki doğumlarında uterus yırtılması gibi olumsuzlukların meydana gelmemiş olması gerekir. SSDV için bebeğin ağırlığının da önemli bir belirleyici olduğu unutulmamalıdır; fetüs 4000 gramın üzerindeyse SSDV uygulanmamalıdır. Uterusta sezaryen dışında başka bir yara izi ya da anormallik olmamalıdır. Doğum mutlaka tam teşekküllü bir hastanede gerçekleştirilmeli ve anestezi ekibi ameliyathanede hazır bulunmalıdır. Gebenin tüm doğum eylemi süresince bir hekimce takip edilmesi ve gerektiğinde acil sezaryen yapılabilecek ortam oluşturulmalıdır.. Acil durum halinde kan transfüzyonu sağlayan koşulların var olması annenin ve bebeğin sağlığının korunmasını sağlayacaktır. " dedi.

Kimlere SSVD Önerilmez

Sezaryen ile doğum yapan her anne adayının diğer doğumunu vajinal yolla yapamayacağını belirten Danaoğlu şu şekilde konuştu: "Geçirilmiş uterusrüptürü öyküsünün var olması, önceki sezaryende uterusun boyuna kesilmesi, daha önceki dönemlerde rahim ameliyatı olunması, çoğul gebelik durumları, vajinal doğum olmaksızın 2 ya da daha fazla kez sezaryen doğum yapılması, daha önceki sezaryen sonucunda bebeğin ölü ya da erken doğması, bebeğin vajinal doğum için uygun pozisyona ulaşmaması, bebeğin ya da annenin tıbbi problemlerinin var olması ve annenin kemik yapısı (çatısı) normal doğuma uygun olmaması gibi durumlarda sezaryen sonrası vajinal doğum önerilmez."

Danaoğluşu bilgileri verdi:

"SSDV kararının annenin beklentileri ve hekimlerin yaptığı sağlık değerlendirmeleri sonucunda alınacak bir karar olduğu unutulmamalıdır. Gebelik takibinin yapılması ve şartların uygunluğunun kontrol edilmesi halinde SSDV kararı verilirse doğumun gerçekleştirileceği merkezin yüksek donanımlı olması gerektiği gerçeği göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle sezaryen sonrası vajinal doğum yaptırmak isteyen anne adaylarının gebelik sürecinin başında bu taleplerini hekimleriyle paylaşması sürecin sorunsuz ilerlemesine katkı sağlayacaktır"

Yenikadin.com.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.