Prof.Dr. Oktay, Kazakistan krizini değerlendirdi

Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (KAFKASSAM) Başkanı Prof. Dr. Hasan Oktay, Kazakistan’da rejimi tehlikeye sokacak şekilde meydana gelen sokak hareketlerini değerlendirdi.

Prof.Dr. Oktay, Kazakistan krizini değerlendirdi
Yayınlanma:
Güncelleme:

Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (KAFKASSAM) Başkanı Prof. Dr. Hasan Oktay, Kazakistan’da rejimi tehlikeye sokacak şekilde meydana gelen sokak hareketlerinde, Rusya’nın, İngiltere’nin veya Çin’in müdahalesi olup olmadığının uluslararası alanda tartışıldığını belirterek, “Şu anda sayıları 4 bini civarındaki Rus askeri Kazakistan’da asayiş sağlamakla ilgili sahaya inmiş durumda. Adı konmamış bir şekilde Rusya, Kazakistan’a yerleşmiş oldu” dedi.
Kazakistan'da hükümetin sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) fiyatlarına zam yapmasının ardından ülke genelinde birçok şehir ve kasabada halk sokaklara döküldü.

Bu kapsamda, ülkenin en büyük şehri Almatı, başkent Nursultan, Aktau, Aktöbe, Atırau, Oral, Kökşetav, Karagandı, Şımkent, Janaözen ve Beyneu'da binlerce kişi tarafından yürüyüş düzenledi.

5 Ocak’ta yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nde ise Cumhurbaşkanı Cömert Tokayev, Başbakan Askar Mamin başkanlığındaki hükümetin istifasını kabul ederek, Başbakan Yardımcısı Alihan Smailov'u geçici Başbakan olarak göreve atadı.

“Sokağa dökülenler özellikle Nazarbayev’in heykellerini yıkıyor”

Kazakistan’daki gelişmeleri, İHA muhabirine değerlendiren Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (KAFKASSAM) Başkanı Prof. Dr. Hasan Oktay, söz konusu sokak hareketlerini gerçekleştirenlerin; muhalefetin çağrısıyla mı sokağa döküldüğü yoksa kendi arzusuyla mı bu eylemi gerçekleştirdiği konusunda çeşitli fikirlerin olduğunu aktararak, “Gözüken o ki şu an halk kontrol edilemeyecek şekilde yağma-talan ve özellikle Kazakistan’ın kurucu devlet başkanı Nursultan Nazarbayev’in heykellerini yıkmak üzere eylemleri gerçekleştiriyorlar. Bu eylem neticesinde de Nazarbayev Moskova’ya kaçmak zorunda kaldı. Cumhurbaşkanı Tokayev, hükumetin istifasını kabul etti ve yeni hükumet kurulma aşamasında olmasına rağmen yine sokak hareketleri devam ediyor” dedi.

"Bağımsızlık gerçekleştiğinde nüfus yüzde 50 Rus, yüzde 50 Türk’tü daha sonraki süreçte Türk nüfusu yüzdesi 70’e kadar çıktı"

Kazakistan’da rejimi tehlikeye sokacak şekilde meydana gelen sokak hareketlerinin; dışarıdan bir etki veya müdahalenin söz konusu olup olmadığı sorusunu akıllara getirdiğini ifade eden Oktay, “Evet. Kazakistan eski Sovyet coğrafyasında önemli bir devlet. 1991’de bağımsızlığını kazandıktan sonra özellikle Nazarbayev’in uygulamaları ile nüfus dengesini sağladı. Çünkü bağımsızlık gerçekleştiğinde nüfus yüzde 50 Rus, yüzde 50 Türk’tü. Daha sonraki süreçte Türk nüfusu yüzdesi 70’e kadar çıktı. Kiril alfabesinden Latin alfabesine geçiş oldu. Ekonomik kaynaklarını dengeli bir şekilde çıkararak Kazakistan’ı zenginleştirdi. Fakat eski Sovyet dönemde kalan devletlerde halk ile yöneticiler arasında ciddi anlamda gelir dağılımı açısından bir dengesizlik oluştu. Bu gelir barışı sağlanamadığı için Kırgızistan’da, Kazakistan’da zaman zaman da eski Sovyet devletlerinde bu ve buna benzer gösteriler söz konusu oldu” ifadelerine yer verdi.

“Rusya, Kazakistan’a yerleşmiş oldu”

Nursultan Nazarbayev’in Türk devletler teşkilatının oluşmasına önemli ölçüde katkı sağladığını belirten Oktay, “Çok önemli bir fonksiyon icra etti. Bu ister istemez eski Sovyet dönemi arzusu içinde olan Putin ve yönetimini rahatsız etti. Burada Rusya’nın parmağının olup olmadığı konuşuluyor. Ya da Kazakistan’daki eylemlerde İngiltere’nin, Çin’in, Amerika’nın parmağı var mı gibi sorular şu anda ciddi anlamda tartışılıyor. Elbette bir dış müdahale var. Çünkü hemen olaylardan bir gün sonra Rusya’nın Sovyetler dağıldıktan sonra oluşturduğu Kolektif Güvenlik Örgütü’nün Kazakistan’a askeri yardım göndermesi söz konusu oldu. Şu anda sayıları 4 bini civarındaki Rus askeri Kazakistan’da asayiş sağlamakla ilgili sahaya inmiş durumda. Adı konmamış bir şekilde Rusya, Kazakistan’a yerleşmiş oldu” diye konuştu.

“Batı tarafından Rusya’nın Ukrayna krizinde elini zayıflatabilmek adına Kazakistan’dan bir cephe açılacaktı”

KAFKASSAM Başkanı Oktay, 2014’ten bu yana Rusya ile batı arasındaki Ukrayna krizinde, çatışma arifesinde olunduğuna vurgu yaparak, şöyle devam etti:

“Bu arife noktasına gelindiğinde ise Rusya’nın askeri olarak Ukrayna’ya saldırmasının önü açılacaktı. Bütün batı alemi Rusya’yı işgalci ve savaş yanlısı olarak suçlayıp Rusya’ya karşı uygulanacak ambargo konusunu gündeme getirirken Rusya bütün dikkatleri Kazakistan’a çekti. Rusya’yı takip edenler şunu görürler; Belarus, Ukrayna, Gürcistan hatta Dağlık Karabağ Rusya’nın yumuşak karnı olarak batı ile mücadelesinde girişmiş olduğu denge kavgasında önemli hassas noktalardı. Bu noktada Rusya’nın Ukrayna krizinde elini zayıflatabilmek adına Kazakistan’dan bir cephe açılacaktı. Bu eylemler batı tarafından mı organize edildi? Rusya’nın dikkatini oraya çekerek Ukrayna’yı rahatlatmak açısından yoksa Rusya ön almak adına Ukrayna’da olacak krizi tetikleyerek Kazakistan’da kendi kontrolünü ele geçirebilmek için krizi tetikleyip, bundan istifade ederek Kazakistan’ı kontrol altına alma sürecini mi başlattı?”

“Türkiye, tecrübelerini Türk devletlerine aktarmazsa, Putin’in eski Sovyet coğrafyasını canlandırmak için giriştiği mücadelelerle karşı karşıya kalırlar”

Kazakistan’daki söz konusu olayların, batı ile Rusya’nın, Ukrayna üzerindeki rekabet alanını Kazakistan’a yönlendirdiğini öne süren Oktay, “Kazakistan ise şu anda ciddi anlamda Rusya’nın kontrolüne girdi. Kazakistan; Çin açısından da İngiltere açısından da önemli. Her şeyden önemlisi Türk birliği açısından oldukça önemli. Tabii Kazakistan’daki bu kriz Türk cumhuriyetlerine yansır. Türk cumhuriyetlerinde ciddi anlamda yönetim krizi yaşanıyor. İnsan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü konusunda ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Kazakistan’daki bu örnek Azerbaycan’ı, Türkmenistan’ı Kırgızistan ve hatta Özbekistan’ı da etkileyeceği ile ilgili yorumlar ve analizlerle karşı karşıya kalıyoruz. Türkiye, tecrübe ve birikimlerini bu Türk devletlerine aktararak oradaki yönetim ile halk arasındaki dengesizliği giderecek tedbirlerin alınması konusunda bölge devletlerine ciddi destek olmak zorunda. Eğer olmazsa, Putin’in Rusya halkı üzerinde kaybettiği etkisini giderebilmek, tekrar Ruslara ideolojik hedef gösterebilmek adına eski Sovyet coğrafyasını canlandırmak için giriştiği bu mücadeleleri, Türk cumhuriyetlerine doğru da yönlendirir. Bu Putin sonrası Rusya için vazgeçilmez bir eylem gibi gözüküyor. Ama Türkiye’de soydaşlık hukukundan hareketle hem bağımsız Türk devletlerini hem de şu anda Rusya Federasyonu coğrafyasında yaşayan Türkleri ve İran ve Çin’de yaşayan Türkler ile ilgili de bu hareketin olumlu veya olumsuz tesirlerini göz önünde bulundurarak, bölge ile ilgili acilen bir eylem planı gerçekleştirmek zorunda. Bugün itibarı ile Kazakistan Rusya’nın işgaline açık hale geldi” dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.