Güney Azerbaycan’ın Yetenekli Aydını
(Hüseyin Soytürk, araştırmacı-yazar, şair, bilim adamı)-1
Sevgili okurlarım! Uzun yıllardır Can Azerbaycan-Türkiye, aynı millet, iki devletin kardeşlik ilişkilerinden yazıyorum. Ama Büyük Azerbaycan’ın verimli toprakları 1828 yılında, Türkmen Çay Anlaşması gereği zalim Batı devletleri tarafından ikiye bölünmüş, dörtte üçü şimdiki İran devletinin denetimine verildiği tarihi bir gerçektir. O tayda kalmış kan kardeşlerimizin bu gün bile ana dillerinde ne okulları, nede Üniversiteleri yoktur. Bu tayda Rus rejimi bizleri asimle etmeye kalktı, Türkçe konuşan, yazar, şair, bilim adamları uzak Sibirya çöllerinde kurşuna dizildiler, vahşice öldürüldüler. Aynı acıyı Güney Azerbaycan’da yaşayan hakiki Azerbaycan Türkleri de yaşamaktalar. Uygar bir Çağ’da yaşıyoruz, fakat Kırk milyona yakın kardeşlerimizin ana dilde hala da okulları yoktur? Bu nasıl bir zalim dünyadır İlahi!
İşte bu gün sizlere Şimali Azerbaycan’ın tanınmış bilim adamı, şair, araştırmacı-yazarı, zikzaklı yaşamı boyunca Azerbaycan edebiyatını, sanatını seve-seve dünyaya tanıtan, hakiki bir Türk aydınını tanıtacağım. Hüseyin Soytürk’ün hayatı aralıksız mücadele vermekte geçmiştir. Zor şartlarda devam eden yaratıcılığı boyunca cesur, yenilmez bir aydınımız mübarezelerle dolu zor yaşam yolu geçmiştir. Onun bu zikzaklı yaratıcılık yolu ile sizleri yakından tanış edeceğim. Fakat o çok mutludur ve mücadele verdiği ortamda muhteşem yaratıcılık harikaları yaratmaya devam ediyor…
TANITALIM
Hüseyin Şargi Derecek İbrahim oğlu Soytürk, 1966-cı yılda Güney Azerbaycan’ın Hudaferin bölgesinde dünyaya merhaba demiştir. Bölgede yaşayan Azerbaycan Türkleri eski örf-adetlerine sımsıkı bağlı kaldıklarından Hüseyin şanslıydı. Çünkü aile ortamında Azerbaycan Türkü olarak mükemmel eğitim almıştır. Fakat ilk orta eğitimini Hudaferin’de fars dilinde almaya mecbur kalıyor. Küçük Hüseyin yazmış olduğu ilk şiirlerini kasetlere yazdırıyor ve etrafa yayılıyordu onun ilk kaleme aldığı şiirleri. Çevresinde yaşayanlar bu on dört yaşında olan küçük şairi kasetlerle tanıdılar ve sevdiler.
AZERBAYCAN DİLİNİ KASETLERLE TANITIYORDU
İşte bu ilk başarıydı ve gerisi akıp geliyordu kademe-kademe… Ayrıca okulda serbest konuda ana dilinde yazdığı için okuldan atılıyor. Böylece ilk darbeyi alıyor. Fakat geri adım atmıyor; senaryolar, oyunlar yazıyor ana dilde ve okul-okul dolaşıyor; mini oyunlarla tanınmaya başlarlar genç yetenekli şairi…
Ortaokulu Tahran’da bitiriyor ve hayatında ilk defa doğma yurttan, ana topraktan ayrılıyor ve o günden muhaceret hayatı başlıyor yaşamı boyunca. Pek çok Güneyli Azerbaycan Türkleri gibi o da vatansızlık acı duyguların, mutsuzluğun esiri olmuştur. Fakat başka bir mutluluğun tadını da unutamıyor. Baba ve annesi fars dili ile birlikte doğma dilde yazmayı ve okumayı öğretmişlerdir ve minicik naşir Hüseyin’e; okulda duvar gazetesinde yazılarıyla, şiirleriyle kısa zaman diliminde onu, geleceğin yetenekli bir edebiyat adamını tanıyorlar. Tahran Üniversitesini kazanıyor, aynı zamanda yakın ilçelerde öğretmenlik yapıyor, ilmi-pedagojik ve edebi-içtimaı aktivitesini kayb etmiyor. Tahran’da, Azerbaycan dilinde basılan gazete ve dergilerde Azerbaycan kültürünü, örf-adetlerini tanıtan naşir oluyor.
Tahran “Rudhen” Üniversitesi Sosyal Bilimler Ana Bilim Balında Sosyal Hizmetler Bölümünde “İran, Türkiye ve Azerbaycan Türklerinin Ortak va farklı Yönleri” Tez konusunun savunmasını yapıyor ve Üniversiteyi başarıyla bitiriyor. Vatan- toprak-birlik konusu onun maneviyatına, ruhuna iyice işlemiştir. Vahit Azerbaycan’ın birliği için mücadele veriyor, makale ve şiirlerinde kalemiyle tanıtıyor.
Hüseyin Soytürk yeniden ana vatanda Bakü Devlet Universitesi Sosyal Bilimler ve Psikoloji Fakültesinde doktoraya başlıyor. Burada doğma ana dilinde okumağın keyfini alıyor ve kısa zamanda “Narkomanların kliniki ve postklinik “Narkomanya reabilitasiyanın sosyal-psikoloji problemleri” konusunda Doktorasını savunuyor ve felseke bilimleri doktoru Diplomasını alıyor ana vatanında. Aynı zanada Azerbaycan Teleradyo şirketinde bilim ve eğitim biriminde görev alıyor, çeşitli konularda programlar hazırlıyor, edebiyat ve bilim konularında senaryolar yazıyor.
ANA VATANINDA YÜKSELİYOR ZİRVELERE
Hüseyin Soytürk ayrıca sivil toplum kuruluşlarında da aktif rol oynuyor. O, İran Yazarlar Birliği Derneğinin aktif üyelerindendir; Sosyal bilimler hizmetleri Derneği; İran Dünya seyyahlar birliği; Azerbaycan psikiatrları Assosiasiyasının üyesi; Azerbaycan Yazarlar Birliği üyesi; Azerbaycan Gazeteciler birliği üyesidir. Böyle yoğun sosyal aktivitesi yanında ilmi, publisistik ve psikoloji Danışman konularında mekaleler yazmayı unutamaz. Çünkü kalem adamı gibi ülkesinde psikoloji alanda olaganüstü çalışmalara imza atmıştır. Hüseyin Soytürk’ün önemli çalıişmaları arasında Azerbaycan edebiyatını İran’da tebliğ etmek büyük önem taşıyor. Rönesans öncesi dünya şiirinin Tacı sayılan büyük Azerbaycan şairi Nizami Gencevi, Orta Çağ şiirimizin Güneşi Muhammed Fuzuli, İmameddin Nesimi’den başlayarak çağdaş Azerbaycan şairleri: Samet Vurgun, Resul Rza, Süleyman Rehimov, Osman Sarıvelli, İlyas Efendiyev, Ali Veliyev, Mirze İbrahimov... genç kuşak ediblerimiz İsa Hüseynov, Anar, Fikret Hoca, Çengiz Abdullayev, Elçin Efendiyev daha nice-nice yazar ve şairlerimizin edebi irsini İran ve dünya okurlarına severek tanıtıyor. Öztürk sadece bunlarla yetinmiyor – bilim dalında da aynı cesaretini sergiliyor. Azerbaycan dilçiliğinin yükselişinde, Güney Azerbaycan ve İran’da ilk defa Şimali Azerbaycan’da basılan ilmi-edebi kitapların tümünün arap alfabesine transfer edilerek bir ilke imza atmıştır. Böylece ana vatanın edebiyat, sanat ustaları, sahne korifeyleri, genel olarak edebi irsi Öztürk’ün yoğun uğraşları ve titiz çalışması sayesinde Güneyli kardeşleriimizin evlerindeki raflarda yerini almıştır.
Sırada tarihi görevi sayılan, Güneyli kardeşlerimizin acil ihtiyaçlarının daha önemlisi-ana dilinde tüm basın engellerini aşarak basın yaratmaktır. Ana dilin öğretilmesi ve doğma Azerbaycan Türk dilinde basındaki engellerin kaldıdlmasına yönelik çalışmalarına hız vermiştir.
2003. yıldan tam yedi yıl büyük sabr ve gayret sarf ederek doğma ana dilimizde, Tahran’da basılan Azerbaycan dilindeki Derginin tesisçisi, Genel Yayın Yönetmeni ve sorumlu müdürüdür. Bana göre sadece bunu başardığından dolayı Güneyli kardeşlerimizin onuru ve şerefi sayılmalıdır. Soytürk’ün hayali ve fikir ürünü sayılan “Xudaferin”(“Hudaferin”) Dergisi tüm Azerbaycan Türklerinin önünde yükselen birlik Abideyi hatırlatır. Ve bu muhteşem Abidenin mimari, yaratıcısı, tesisçisi, yazarı ve sorumlusu – cesaret ve kahramanlık reşadeti sergileyen kardeşimiz HÜSEYİN SOYTÜRK’DÜR.. Bizler kendisine ne kadar tezahüratlar yapsak yine, azdır. Çünkü o, Türk tarihinde misilsiz fedakarlıklar gerçekleştiren, büyük kahramanlarımız -Babekler, Köroğluların savaşçı ruhunu taşıyor ve yaptığı çalışmalarıyla halkımızın maneviyatında özel yeri vardır.
Devamı vardır
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.