Heyecan sürüyor
Bütün dünyada bir ay boyunca Dünya Kupası heyecanı yaşanacak. Yaklaşık bir oy boyunca sürecek olan 21. Dünya Kupası heyecanını maalesef Türkiye olmayacak. Bu biraz benim canımı yaksa da biraz beni üzse de yine de büyük bir heyecana sahne olacağı kesin.
Bu sene Katar’da düzenlenen 21. Dünya Kupası maçları birbirinden çekişmeli ve heyecanlı maçlara sahne olacak kuşkusuz fakat ben eski dünya kupalarındaki kadar keyif alacağım düşünmüyorum. Göreceksiniz maçlar başlasın ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Bu Dünya Kupası’nda öyle maçlar oynanacak ki keşke hiç oynanmamış olsa, keşke hiç bu maça vakit ayırmasam dediğiniz anlar gelecek. Çünkü birçok dünya starı bu kupada sakatlıkları nedeniyle oynayamayacak. Hal böyle olunca takımlar neredeyse sıradan futbolcularla mücadele edecek. Bu durumda da ne heyecan kalacak, ne de iştah.
Neyse biz yine de güzel bir Dünya Kupası olsun ve futbolseverler keyif alsın diyelim. Ama pek keyif alacaklarını sanmıyorum benim içimden öyle geçiyor. Şimdiden bütün takımlara başarılar diliyorum, sakatlıkların olmadığı güzel bir ay olsun temennisinde bulunayım.
Dünya Kupası başlayınca Spor Toto Süper Lig’e yaklaşık bir ay ara verilecek. Bu ara ilk yarı olarak kayıtlara geçmiş oldu. Bu dönemdi takımlar kamp çalışmalarını yoğun şekilde sürdürecek, yeni transferlerini yapacaklar ve ikinci yarıya daha derli toplu ve daha iddialı hazırlanacaklar diye düşünüyorum.
Süper Lig’in heyecanına bir ay ara verince gözler Spor Toto Birinci Lig’e çevrildi. Bence bizim Birinci Lig’de oynanan maçların bazıları Dünya Kupası maçlarından daha heyecanlı geçecek bu sözümü de bir kenara yazın sevgili futbolseverler.
Spor Toto Birinci Lig’de 14’üncü hafta heyecanı yaşanıyor. Başkentin iki güzide temsilcisi Ankara Keçiörengücü ile Gençlerbirliği kendilerini bulmaya çalışıyor. Keçiörengücü iddialı şekilde yoluna devam ederken, Gençlerbirliği ne yazık ki ligde kalmaya çabalıyor.
Ankara Keçiörengücü bu sene kadrosuna yaptığı yeni takviyelerle bence ligin iddialı ekiplerinden biri olduğunu gösterdi. Zaman zaman oyundan düşse de gol yollarında becerikli forvetleri ile rakiplerini yenmesini biliyor. Benim geçen yıl izledim Keçiörengücü için takımın gol yükünü sırtlayan ve en iyisi olan Emeka Eze’nin yokluğu hala doldurulabilmiş değil.
Bu sene Emeka Eze Keçiörengücü’nde olsaydı bambaşka bir takımdan söz ediyor olabilirdik ama buna da şükür demek lazım. Çünkü takımın iskeleti korundu ve yeni gelen futbolcularla şimdilik iddialı şekilde yoluna devam ediyor. İnşallah sezon sonuna kadar bu şekilde devam ederler ve Süper Lig’e çıkarlar diye umutlu olalım.
Beni asıl üzen Gençlerbirliği’nin durumu. Efsane Başkan İlhan Cavcav bu durumları görseydi inanın kahrındın ölürdü. Bir takım düşünün bir zamanlar Süper Lig’i sallardı şimdilerde Birinci Lig’de ve kümede kalmaya çalışıyor.
Nereden nereye değil mi? Yani insan yüzyıl düşünse bunlar aklının ucundan geçmezdi. Koskoca Gençlerbirliği Futbol Takımı nereden nereye gelmiş. Yani düşmemeye oynayan bir takım deseler inanmazdım. Ama işte hayatın gerçekleri bunlar ve her türlü sürprize hazır olmamız gerekiyormuş.
Gençlerbirliği’nin en büyük sorunu transfer yapmaması. Eski oyuncuların alacakları nedeniyle transfer yasağı konan bir takım ne kadar başarılı olur ki? Ben düşünüyorum bir çıkış yolu bulamıyorum. Çünkü eldeki oyuncular ne kadar özverili olursa olsun yetenekleri bu kadar.
Hal böyle olunca takımın son sıralarda bulunmasına şaşırmamak lazım. Ortaya konulan futbol ilerisi için ümit vermiyor bana. Takımın başına dördüncü teknik adamı getiriyorsanız orada nasıl başarıdan söz edebiliriz? O takımda nasıl istikrar sağlanır ben size soruyorum?