İki şiirim/Hal ile ahvalim
Bazı insanlar insan ve ihsan odaklıdır. İnsanların derdine derman olur. Kimseden bir şey istemez. Herkes ondan yardım ve çare ister. O kişi elinden geldiğince etrafına ve kendisinden yardım isteyene fayda sağlar. Bunun için çırpınır. Ancak kendisine kimsenin yardımı olmaz. Çünkü Kimseden bir beklentisi yoktur. Ondan dolayı kimse o kişiyi düşünüp de “bu kişiye yardım edeyim, ihsanda bulunayım” demez.
Halk arasında “ağlamayan çocuğa, meme yok” derler.
İşte bu satırların yazarı bu gariban Ahmet Sandal'ın durumu aynen böyle.
İstemiyoruz. Sesimizi çıkartmadan bekliyoruz. Hiçbir kimse de bize bir şey vermiyor.
Haydi hayırlısı olsun.
Bize de fayda doğrudan Allah’tan gelsin. Biz aracı bir kul bulup da isteyemiyoruz. Aracı kulu da Allah bizzat kendisi bize ihsan eylesin ve yardımını öylece ulaştırsın. Yüce Rabbim’in bu Dünya’da sünnetullahı’dır ki, her şey sebeplerle meydana gelir. Bize yardım edecek sebebi de Yüce Rabbim halkeylesin.
İşte bu duygularla, işte şu düşüncelerle şöyle seslendim bir şiirimde:
KENDİ KENDİME SÖYLEŞİ
Benim hal ve ahvalim şudur her zaman.
Kim benden dilediyse yardım ve aman.
Elimden geldiğince oldum derman.
Ancak kendime derman olamadım.
Bir tek kendime derman olamadım.
Derdine çare için geldi bir çok insan.
Elbette çözüm bulmalı her gariban.
Buldum bir çoğuna çözüm ve ferman.
Ancak kendime ferman bulamadım.
Bir tek kendime ferman bulamadım.
Yamandı bu Dünya, ah, yaman mı yaman.
Geldi kapıma feryat ile, canı yanan.
Kendimce sundum hepsine bir imkan.
Ancak kendime imkan sunamadım.
Bir tek kendime imkan sunamadım.
İyiliği emreder bizdeki bu vicdan.
Zaten aynısını söyler akıl ve izan.
Bundan dolayı herkese sundum ihsan.
Ancak kendime ihsan sunamadım.
Bir tek kendime ihsan sunamadım.
Geri çevrilmez ki kapımıza vuran.
Yardıma muhtaçsa bir kul, bir can.
Hepsine oldum, sığınak ve liman.
Ancak kendime liman olamadım.
Bir tek kendime liman olamadım.
Ah, ah, Sandali ah, herkese buldun.
Bir tek kendine liman bulamadın.
Ancak kendine liman bulamadın.
Allah sana yardım etsin doğrudan.
Allah seni ayırmasın Hak Yolu’ndan.
Vesselam.
Bir şiirinde de aşağıda belirttiğim şu gerçekleri açıkladım.
O gerçek şudur ki, kalabalıklar arasında, koca koca şehirlerde yaşadığımız halde tek başınayız.
Kimseye dayanıp güvenme esasında tek başına bir varlıksın. Ne varsa sende var.
Hayatın acımasızlığı ve bu Dünya’nın zorluğu herkesin başında.
Hepimiz sanki ağzından alev saçan bir ejderhaya karşı koyar gibi mücadele içindeyiz bu çağda, bu asırda. İşimiz çok zor artık.
Eski insanlar bizim gibi zorluk yaşamadılar. Biz yalnızlık, gelecek kaygısı ve güvensizlik çağına düştük.
Herkes yalnız. Aileler eskisi gibi değil. Güçlü aileler yok denecek kadar azalmış. Aileler dağılmış ve güçsüzleştirilmiş.
Gelecekten emin değiliz. Kaygı sarmış her yanımızı. Kimse kimseye güvenmiyor artık. Halbuki Müslüman elinden ve dilinden emin olunan kişi idi. Ne oldu bize? Müslümanlığımızı yitirdiğimiz için mi bunlar geldi başımıza?
Allah bize akıl ve izan versin. O’na (cc) dönelim. O’ndan (cc) yardım isteyelim. İnanın başka gidecek kapımız yok.
Vallahi, Allah’a sığınıp da güvenirsen huzur ve emniyet içindesin.
Ben O’na sığındım ve güvendim. Huzuru ve şuuru bu duygu ve düşüncelerde buldum.
İşte bu duygu ve düşüncelerle aşağıdaki şiirimi yazdım.
TEK BAŞINA
Kendine güven, başarıya inan.
Yalnızca kendi gücüne dayan.
Her sabah cesaret üzere uyan.
Tek başına hayatı göze al.
Başka hayat sürecek bir küre yok.
Vakit çok az, sonsuz bir süre yok.
Sana senden başka bir çare yok.
Tek başına Dünya'yı göze al.
Sevdiklerinin her biri terk eder.
İşte o vakit insan net fark eder.
Bir tarafta sen, diğer tarafta keder.
Tek başına dertleri göze al.
Gün gelecek hiç kimse kalmayacak.
Gelip kapını hiç kimse çalmayacak.
Bu Dünya sana da yâr olmayacak.
Tek başına ölümü göze al.
Sen seni bıraksan, Allah bırakmaz.
Kendisine bağlananı hiç yakmaz.
Mü'min kul, başkasını hiç takmaz.
Tek başına huzuru göze al.
Tek başına bu şuuru göze al.
Vesselam….
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.