Japonyalı köylü kadınların Safranbolu ziyareti
Japonya ülkemizden kırsalda üretim yapan ve çalışan 14 kişiyi ülkesinde misafir etmek, tarımsal konularda bilgi ve tecrübelerini arttırmak istediğini bakanlığımız makamlarına iletir. Bakanlığımız da 2010 yılında yaptığı Kadın Çiftçiler Yarışıyor Bilgi Yarışmasında bölgelerinde birinci olan 30 yaşını geçmemiş 10 kadın ve 4 teknik personeli gönderme kararı alır. Beni de bu guruba mihmandarlık yapmam için görevlendirir.
Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı Türkiye Ofisinin (JİCA) bu ziyaretin planlanmasında ve gerçekleştirilmesinde çok büyük katkıları olduğu için, kendilerine teşekkür ve şükranlarımı sunmak isterim.
Bu program kapsamında, sebze ve meyvelerin satıldığı küçük bir pazar yerini ziyaret etmiştik. Pazar yerine ürünlerini getiren kadınların ayrı stantları var. Fakat stantlarının yanında durmuyorlar. Sabah ürünlerini bırakıp gidiyorlar. Akşam satılmazsa geri alıyorlar. Marketlerde olan ödeme gibi tek noktadan ödeme yapılıyor. Satılan ürün kimin standının ürünüyse para o kişinin hesabına aktarılıyor. Pazar yerindeki kadınlarla sohbet ederken kendilerine dedim ki, buradan kazandığınız paraları ne yapıyorsunuz?
Aile bütçesine katkı olsun diye eşinize mi veriyorsunuz?
Çocuklarınızın eğitimli için mi kullanıyorsunuz?
Ya da işletme giderleri için mi harcıyorsunuz? Verdikleri cevap beni çok şaşırttı.
Dediler ki, biz buradan kazandığımız paralarla her yıl bir ülkeyi gezmeye gideriz. Geçen sene nereye gittiniz diye sordum. Dediler ki Safranbolu’ya gittik.
Çok şaşırmış ve aynı zamanda da çok mutlu olmuştum. Çünkü benim ilçeme (Eflani) 30 km mesafede bilinen Safranbolu’ya gitmişlerdi ve gezmişlerdi.
Bütün bunlar yaşanırken benim memleketimde yaşayıp ta, Safranbolu’yu görmeyen insanlar, hatta Karabük’ te, Safranbolu’ da, Eflani’de yaşayıp ta Safranbolu’nun tarihi ve turistik yerlerini görmeyen kadınlarımız genç kızlarımız aklıma geldi.
Ankara’ya çok yakın ilçelerde köylerde yaşayıp ta, Ankara Kalesi’ni, TBMM’sini, Hacı Bayram-ı Veli Camii ve Türbesini, Anıtkabir’i ve Atakule’yi görmeyen kadınlarımız genç kızlarımız aklıma geldi. İçim yandı ve burkuldu.
Belediyelerimiz çok az sayıda kadın ve genç kızlarımızı zaman zaman gezilere getirmektedir. Bu güzel etkinliği yapan beleyiyelere teşekkür ediyorum. Bu etkinliğin yaygınlaşarak artması gerekiyor.
Ama kırsalda, köylerde yaşayan kadınlarımızın da ülkemizin güzel yerlerini, tarihi ve turistik yerlerini gezmeye görmeye ve onore edilmeye ihtiyaçları var. Bizim köylerimizde yaşayan kadınlarımızın Japonya’da yaşayan köylü kadınlardan neleri eksik?
Kendi imkanları ile gezmek isteseler aile bütçeleri yetersiz, paranın harcanacağı daha öncelikli yerler var denilebilir, doğrudur da. Fakat Ziraat Odalarımızın, Kooperatiflerimizin, Tarım Bakanlığımızın, Meslek Odası ve Derneklerimizin, Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) ve bu birliğe bağlı alt birliklerin imkanları bu amaçla kullanılabilir. Kendilerini bu konuda göreve davet ediyorum.
Eğer Japon devleti benim ülkemin kırsalında yaşayan köylü kadınlarımızın tüm masraflarını karşılayarak 21 gün süreyle ülkesini gezdiriyor ve tanıtıyorsa, benim ülkemde kullandığı mazotun yarıdan fazlasını vergi olarak ödeyen, çoğu zaman yoksulluk içinde geçinen, ciddi fedakarlıklarda bulunan, kadın ve genç kızlarımızı ülkemizin ve hiç olmazsa kendi bölgelerinin tarihi, turistik ve manevi değeri olan yerleri belli bir proje ve program dahilinde gezdirebilir tanıtabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.