Korku ve negatif düşüncenin sağlığımıza zararları (4)
(Bu makaleler iyi okunup anlaşılırsa hayat kurtarabilir…)
Artık kesin olarak biliniyor ki, vücudumuzda ki tüm kimyasal reaksiyonlar yediklerimiz, içtiklerimiz, toksinlerle olan ilişkilerimiz, düşüncelerimiz, duygularımız ve başka insanlarla olan etkileşimlerimizle meydana gelir.
Bir önceki makale de okuduğumuz bilimsel çalışmalara ek olarak, duygu durumumuza göre vücudumuzda gelişen kimyasal reaksiyonlara iki örnekte ben vermek istiyorum.
Zaman zaman birçoğumuzun başına gelen, ancak sağlığımızla doğrudan ilgisinin olabileceğini pek düşünmediğimiz iki duygu durumumuz vardır. Herhangi bir nedenle korktuğumuz vakit yüzümüz bembeyaz olur. Aynı şekilde utandığımız veya mahcup olduğumuz vakit de yüzümüz kıpkırmızı kesilir…
Burada sorulması ve cevap verilmesi gereken bir soru var. Vücudumuz da düşünce, duygu durumumuz ve yapıp ettiklerimize göre kimyasal reaksiyonlar meydana geliyorsa, bilinçli olarak düşünce ve duygularımızı yönetmemiz halinde “vücudumuz kendi kendisini iyileştirebilir mi?”
Düşüncenin sağlığımız üzerinde ki gücünün en belirgin göstergelerinden birisi de “plasebo etkisidir.” Bu kavram Henry K. Beecher’in 1955 yılında “Kuvvetli Plasebo’ adıyla yayınladığı makalede bahsedilen araştırmalara dayanmaktadır.
Makalede bahsedilen çalışmanın sonuçlarına göre; tedavi sürecinde tüm hastaların % 35.2’si “iyileşeceklerine gönülden inandıkları için iyileşiyor.” Genel bir ifadeyle plasebo; hastanın kendisine gerçek bir tedavi uygulanmasa bile, “yapılanlar sonucu iyileşeceğine inandığı için iyileşebileceklerini anlatan tıbbi ve psikolojik bir terimdir…”
Tabi bunun tam tersi de mümkündür. Eğer bir insan “tedavisi yok denilen herhangi bir hastalığa yakalandığına inanarak korkuya kapılırsa, beyninin salgılayacağı düşünce kimyasallarıyla söz konusu hastalığa büyük oranda yakalanma ve ölme ihtimali olacaktır… (Bu konuda birçok bilimsel çalışma mevcut)
Özet olarak diyorum ki; ağzımızdan çıkan her sözün, duyduğumuz her sesin, gördüğümüz ve düşündüğümüz her şeyin beynimizde bir kimyasal karşılığı vardır. “Hasta olma endişesiyle (sağlık sisteminin en güçlü silahı olan) korkuya kapılıp kendimizde hastalık aratarak beynimizin gücünü aleyhimize kullanmak yerine, vücudumuza güvenip hasta olmayacağımıza veya iyileşeceğimize inanarak beynimizin gücünü lehimize kullanmayı” alışkanlık haline getirmeliyiz…
Yeni hafta sonunun yeni umutlara vesile olması dileğiyle…
Not: Özellikle bu konuda yazdıklarımı tanıdıklarınızla paylaşarak çoğaltmanızı (ilk defa) istiyorum. Çünkü ne kadar çok insana ulaştırırsanız o kadar çok insanın hayatına dokunabilirsiniz…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.