Kötülüğün Geldiği Yerler
Yeşillikler, toprağın özelliğini kapattığı gibi, tatlı sözler de insanın birçok hatasını örter. Erkeklerde hormonları duyguları inançları yönünde tahrik eden sözcükler olduğu gibi kadınlarda da hormonları duyguları inançları yönünde tahrik den itici sözler de bulunmaktadır. Bu sözler içinde ayet hadisle bakış, sevgi, saygı ile argo ve hiciv ederek, duygusal, cinsel birliktelikte kullanıldığı gibi, nefreti kalp kırmayı da oluşan sözcüklerde vardır.
Kadın erkek siyasetini bütün yönleriyle bilen, sadece bir bakışla sözle davranışla karşısındaki kadın veya erkeğin zihnini ele geçirip onun bilinçaltına hükmetmeye, parmağında oynatmaya ve yönlendirmeye dair her türlü bilgiyi kazandıkça, şeytanın vesvesesi ve kötü insanların etkisiyle emeline kullanma sonucunda, alet olma, akrabalıkların, arkadaşlıkların, komşulukların evliliklerin düşmanlığa dönüşmesine neden olabilir.
Edalı ve işveli tavırda ve hatta her susuşta, ses tonunu değiştirerek hayran bırakabildiği ve cazibe oluşturduğu gibi, varlık sahibi olması, makam ve yoksulluk anında da gurura kapılıp, kusur arama kınama,eleştirme, lâf götürüp getirme, hayra engel olma, öfke, saldırganlaşma sonucu kavga, nefret ile sıkılma, bıkma, uzaklaşma ve itibarsızlaştırmayı oluşturabilir. Karşı ailedeyken övme karşı tarafın aile saadetine zarar vermeyi, yerme ise evde huzursuzluk ve tatsızlığa neden olabilir. Bu yüzden, Yerinde söz söylemesini bilen, özür dilemek zorunda kalmaz. Tatsız çorbaya tuz, akılsız kafaya söz kâr etmez.
Allah'a ve Resulü'ne samimi ve içten iman eden, ilâhî izzete ulaşmak isteyen dünya meşguliyetlerinin en vazgeçilmezi olan mal eş ve çocuk işleri, onların bakımı, derdi ve zevki rıza ilahiyi kazanmadan alıkoymamalı. Eğlence, oyun, ziynet, süs ve övünmenin kaynağı olan mal eş ve evlat ile hiç meşgul olmayın demek değil, bunlar dünya imtihanının gereği olup, bunları verene karşı ibadet,zikir, amel, ve kulluktan alıkoymamalı. Her işi yaparken Allah ile beraber olup, Allah sevgisiyle, zikirle yüceltmek, isim, sıfat, emir ve nehiylerini, sevap ve azabı ile hükümlerini düşünüp, rızasına vesile olan namazla farz ve nafile ibadetlerle, Cuma ve cemaatten, oruç, zekat, hac, cihad, ile samimi olarak ona bağlanmaktır..
Kur'ân okuma, va'z ve nasihat, tehlil (lâilâhe illallah), tesbih, (sübhânellah) ve tahmid (elhamdülillah) gibi sırf Allah'a yaklaşmak için yapılan ve daima Allah'ı anıp Allah için Allah'a layık güzel işler yapmaya, Yüce yaratıcımızda bizleri itaatlerden gaflet ettirmesin.
Mal ve evlat ile uğraşacağım diye Allah düşüncesinden kulluktan gaflet ederse çok zarara uğramış, dünyayı ahirete tercih etmiş ve sonunda sonsuzluğun alemi olan cennet ve rızasından mahrum kalmış hüsrana uğramış kimseler olunur.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Dünya sevgisi bütün günahların başıdır.) [Beyheki, İbni Ebiddünya] (Dünyaya meyledenin emeli uzun olur, sonunu getiremez, bitmez tükenmez ihtiyaca düşer; öyle bir meşgale kaplar ki mihnetinden kendini kurtaramaz.) [Deylemi] (Ahireti isteyip onun için çalışan, geçim sıkıntısı çekmez, zengin olarak sabahlar, zengin olarak akşamlar. Dünyayı talep edip onun için koşan geçim darlığı çeker, fakir olarak sabahlar, fakir olarak akşamlar.) [İbni Neccar] (Ahiret işi sana kolay gelir, dünya işi zor gelirse, bil ki sen iyi hâl üzeresin. Ahiret işi zor, dünya işi kolay gelirse, bil ki durumun kötüdür.) [Beyheki] buyrulmaktadır.
Sevgili Peygamber Efendimiz Muhammed aleyhisselam Peygamber olarak gönderilince, şeytanlar İblisin başında toplanıp üzüntülerini bildirdiler. Bunun üzerine İblis onlara, (Bunlar dünyayı sever mi?) dedi. Onlar, evet deyince, (Öyleyse üzülecek bir şey yok. Onlara haksız kazanç sağlatırım. Lüzumsuz masraf yaptırır, lüzumlu yere de harcatmam. Zaten her kötülük bu üç şeyden meydana gelir) dedi.
Dünya işlerinin bozuk gitmesinden ve hâlinizi toparlayamadığınızdan hiç sıkılmayın! Çünkü dünya işleri, üzülmeye değmez, sabır-şükür imtihanımdır demek gerekir. Bu dünyada olan her şey geçecek, yok olacaktır. Allahü teâlânın razı olduğu şeylerin arkasında koşmak gerekir. Güç olsa da, kolay gelse de, bunları yapmaya çalışmalıdır
Dünyalık için ne kadar üzülünürse o nispette ahret sevgisi kalpten çıkar. Ahret için ne kadar üzülünürse, o nispette dünya sıkıntısı kalpten çıkar. Dünyada herkes misafirdir. Yanındaki şeyler emanettir. Misafirin gitmekten, emanetin ise geri alınmaktan başka çaresi yoktur.
Dünya, bineğinin cezbesine kapılıp sevmekle meşgul olmamalı, ahrete Allah’ın rızasını kazanacak ibadet ve amellerle bir an önce saadet diyarına götürmeye çalışılmalıdır! Maksadımıza ulaştıran bineğin iyi, sağlam olması istenir. Onun için Allahü teâlânın bize verdiği akıl, sağlık, mal gibi nimetleri yerinde kullanmalıdır! Selam ve duayla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.