Uzun zamandır önünden geçerken bir akşam da burayı deneyelim dediğim bir mekân vardı; sonunda deneme fırsatı buldum ve sevdiğim bir dostumla beraber gittik. Beni takip eden okurlarım bilir, uzun zamandır yazı yazmamıştım; aslında yazmaya değer bir mekâna denk gelmemiştim diyebilirim.

Meyşef, tam Kavaklıdere’nin göbeğinde, çok yoğun insan ve taşıt trafiğinin olduğu Bestekâr ve Kennedy Caddelerinin kesiştiği noktada. İçeriye girdiğiniz anda bölgenin yoğunluğundan sıyrılıp sakin bir moda geçiyorsunuz.

Fonda hafif bir müzik eşliğinde hemen girişteki o dopdolu meze dolabı sizi tüm haşmetiyle karşılıyor. Ne seçeceğinize karar vermekte zorlanıyorsunuz gerçekten.

Size özellikle birkaç farklı lezzetten bahsetmek istiyorum. Üzerine nar taneleri ile servis edilen pancarlı kısır, müthiş lezzeti ile bizi etkiledi. Ayrıca zahter, özel sobası ile kiraz talaşı dumanına tutulan isli çiroz, karidesli kaburga sarma, kaşarlı kalamar ızgara, kremalı karides tava bu özel lezzetlere verebileceğim sıra dışı örnekler. Bu ziyafetin sonunu ise bal badem adında nefis bir tatlı ile sonlandırdık.

Garsonların tecrübeli, işinin ehli, ilgili ve güler yüzlü olmaları dikkatinizi çekiyor. Mutfağın açık mutfak olması bana her zaman ekstra bir güven vermiştir. Şeflerin ne kadar uyum ve ahenk içerisinde çalıştığına bizzat şahit oluyorsunuz.

Mekân iki katlı. Kışın alt katı, yazın da hem tavanı hem de yan camları açılabilen üst katı tavsiye ediyorum değerli dostlar.

Herkese ağız tadı, sağlık ve mutluluk dolu günler dilerim.