Mutlu hesap vermek isterim
Dünya da defter kitap açık olarak imtihan olan insanlar İmtihan da; Kadın için erkek ve erkek için kadın ile mallar çocuklar ve kendisiyle tat alınan her türlü nimeti içerir.
Yaşamımız da, alınan oksijenden, sıhhat ve afiyet ile yenilen yiyecekler, içilenden sorumluyuz. Sonra o gün o nimetlerden muhakkak sorulacaksınız. ‘’ Dinden, münafıklar, müşrikler, dahil olduğu gibi, dinî gaflet eden fasık müminler de dahil olur. Yani bunlar, hep o nimetlerden sorumlu olacaklardır. Şükrünü bilen salih müminler sorumlu değil.
Doğru olan, hepsinden mümine ve kâfire genel olmasıdır. Çünkü Allah Teâlâ'nın lütfettiği şeylerin hepsi onun isyanına değil, itaatine sarf edilmesi vaciptir. Kıyamet Gününde Kula Beş Şey Sorulmadan Mahşer Yerinden Adım Atmasına İzin Verilmez.
İbn Ömer’den rivayet etti ki; İbn Mes’ud şöyle demiştir “Adem oğluna beş şeyin hesabı sorulmadan kıyamet gününde ayaklarını ileri atmasına izin verilmez.
1-Ömrünü nerede tükettin?
2-Gençliğini nerede çürüttün.
3-Malını nereden kazandın.
4-Nereye sarf ettin
5-Öğrendiklerinle ne kadar amel ettin?”
Zira Peygamber (s.a.v.)'in bu zikrettiklerinde her nimet dahil olur. Fakat kâfire olan soru, azarlama sorusudur, çünkü o şükrü terk etmiştir. Mümine olan soru, şereflendirme sorusudur, çünkü şükür ve itaat etmiştir.
Abdullah b. Mes’ud, yukarıda geçen hadis okuduğunda şöyle demiş: Her biriniz mehtaplı gecede ay ile baş başa kaldığı gibi Cenab-ı Allah da (kıyamet gününde) onunla baş başa kalacak ve ona şunları soracaktır: “Ey kulum! Bana karşı seni aldatan nedir? Öğrendiklerinle ne kadar amel ettin..
Elçilerime ne cevap verdin?”
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Biriniz, arada kendisini örten bir perde ve kendisine tercüme yapacak bir tercüman olmaksızın Allah’ın huzurunda duracak, Allah ona şöyle soracaktır:
-Sana mal vermedim mi? Evet, verdin.
-Sana elçi göndermedim mi? Evet gönderdin.
O adam sağına bakar, ateşten başka bir şey görmez. Soluna bakar, ateşten başka bir şey görmez. Bir hurma tanesinin yarısını vererek te olsa, bunu bulamadığı takdirde güzel bir söz söyleyerek de olsa, biriniz ateşten sakınsın.”
-Rasûlullah (s.a.v.)’in bu hususta şöyle buyurmuş: “Doğrusu Allah (kıyamet gününde) mümini yanına yaklaştırır. Rahmetiyle onu örter ve insanlardan gizler onu. Suçlarını itiraf ettirir. Ona: “Falan suçunu ikrar edip te artık mahvolduğunu anlayınca Cenab-ı Allah, ona: “Dünyada ben senin o günahını örtmüştüm. Bu gün ise bağışlıyorum” der; sonra onun hasenat defterini sağ eline verir. Kâfirlere ve dalkavuklara gelince onların şahitleri derler ki: “Rablerine yalan söyleyenler bunlardır. “Bilin ki, Allah’ın laneti haksızlık yapanlaradır.”
Safvan b. Muhriz şöyle demiştir.
-Kıyamet gününde ki gizli konuşma hakkında Rasûlullah (s.a.v.)’den ne duydun?
-Rasûlullah (s.a.v.)’in bu hususta şöyle buyurduğunu söyle miş: “Doğrusu Allah (kıyamet gününde) mümini yanına yaklaştırır. Rahmetiyle onu örter ve insanlardan gizler onu. Suçlarını itiraf ettirir. Ona: “Falan suçunu ikrar edipte artık mahvolduğunu anlayınca Cenab-ı Allah, ona: “Dünyada ben senin o günahını örtmüştüm. Bu gün ise bağışlıyorum” der; sonra onun hasenat defterini sağ eline verir. Kâfirlere ve dalkavuklara gelince onların şahitleri derler ki: “Rablerine yalan söyleyenler bunlardır.
“Bilin ki, Allah’ın laneti haksızlık yapanlaradır.”
Ebû Hüreyre’den rivayet etti ki; Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet gününde Cenab-ı Allah şöyle buyuracaktır: “Ey Ademoğlu! Seni ata ve deveye bindirdim. Seni kadınlarla evlendirdim. Seni lider yaptım, hayatın nimetlerinden yararlandırdım. Hani bunların şükrü nerede?”
Âmir eş-Şa’bî’den rivayet ettiler ki; Enes b. Mâlik şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’le beraberdik. Güldü ve bize sordu:
-Neden güldüğümü biliyor musunuz? Sebebini Allah ve Rasûlü daha iyi bilirler.
-Kıyamet gününde Allah’ın, kutuyla yapacağı karşılıklı konuşma (yi düşündüm de onun) için güldüm. Kul, şöyle diyecek:
-Ya Rab! Beni zulümden korumayacak ve bana âmân vermeyecek misin? Olur, bunu yaparım. Ama ben şahsıma karşı ancak yine kendimden bir parçayı şâhit kabul ederim. Bugün sana karşı şâhit olarak sen ve kirâmen katibin melekleri şâhit olarak yeter.
Böyle dedikten sonra Cenab-ı Allah onun ağzını mühürler; onun vücut organlarına: “Konuşun!” der. Organları, onun yaptığı işleri anlatırlar. Sonra o, bu konuşmalarla baş başa bırakılır. Ve kul: “Siz çekilin bir tarafa. Sizin yerinize ben savunma yapacağım” der.”
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur, “Kıyamet günü olduğunda kâfire, dünyada işledikleri gösterilir, itirafı istenir; inkâr eder ve tartışır. Bunlar senin komşuların! Senin aleyhind şâhidlik ediyorlar, denir. O, “Yalan söylüyorlar” der. Bunlar senin ailen ve aşiretin! Aleyhinde şâhidlik yapıyorlar, denir. O, “Yalan söylüyorlar” der. Şâhidlere: “Yemin edin” denir. Yemin ederler. Sonra Allah o kâfirleri sorumlu tutar. Dilleri kendi aleyhlerinde şahitlik yapar ve Allah onarı cehenneme koyar.”
Peygambere (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet gününde ağızlarınızın üzerinde (konuşmanıza engel olacak) bağlar bulunduğu halde diriltileceksiniz. O zaman âdemoğlunun ilk konuşan yeri, baldırı ve avucu olacaktır.”
“İnsanın sorumlu olacağı ve cezalandırılacağı nimetler nedir? Çünkü hiçbir nimeti olmayan kimse yoktur, dersen, derim ki: O bütün himmeti lezzetlerini elde etmeye sarf edilmiş olan, ancak hoş yemek ve vakitlerini eğlence ve oyunla geçirmek için yaşayan; ilim ve amele, layık oldukları önemi vermeyen; nefsine onların zorluklarını yüklemek istemeyen kimselerin nimetleridir. Fakat Allah Teâlâ'nın sırf kulları için yarattığı nimeti ve rızıkları ile faydalanıp, onlarla ilim tahsiline ve gereğince güzel ameller yapmaya çalışmak için kuvvet alan ve şükrünü yerine getirmeye çalışan kimseler ondan hariçtir.
Ebubekir b. Ebi’d-Dünyâ… Rasûlul-lah(s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet gününde ilk olarak erkekle karısı davalaşacaktır. Vallahi kadının dili konuşmayacak ama, el ve ayaklan kocasına karşı yaptığı fesat ve bozgunculuk hususunda aleyhinde şahitlik yapacaklardır. Kocanın da elleri ve ayaklan, karısına yaptıkları hususunda onun aleyhinde şahitlik yapacaklardır. Sonra adamla hizmetçileri aynı şekilde çağırılır.. Aksine onların iyilikleri alınarak, haksızlık yapmış oldukları kimselere verilir. Mağdurların da günahları alınarak, kendilerine haksızlık yapmış olanların defterlerin kaydedilir.
Sonra zorlarlar, dövülerek getirilir ve “Bunları cehenneme sevk edin!” denir.”
Hz. Musa (A.S), Cenab-i Hakk a niyaz eyler; Ya Rabbi! Dostlarından birini bana göster, diyerek münacatta bulunur.
Allahü Teala, Musa Aleyhisselama; Ya Musa! Su dağa çık, orada bir mağara var, orada bir adam var. O mağarada bulunan adam benim dostumdur, buyurur. Hz. Musa (A.S.), dağa çıkar, mağaraya gider. Bakar ki, mağarada bir adam cansız, takatsiz bir vaziyette kerpiçten bir yastık edinmiş, yanında bir de seccadesi var. Bir de hırkası var. Başka hiç bir şeyi yok. Yoksul mu dersen yoksul!..
Hz. Musa (A.S.): Ya Rabbi! Bu zat midir senin dostun? der.
Cenab-i Hakk: Ya Musa; izzetim, celalim hakki için onu o sahip olduğu o bir hesaba çekmedikçe cennete koymayacağım!.. buyurur.
Resulullah zamanında bir genç Müslüman olmuştu.. Sonra da onu bir kadınla evlendirmişti. Kadının yanına girip de büyük bir çeyiz ve birçok nimet görünce, "ben bunları istemem" diyerek çıktı gitti. Peygamberimiz sebebini sorunca: "Sen bana "Sonra o gün nimetlerden muhakkak sorulacaksınız." diye öğretmedin mi? Ben onların cevabını vermeye güç yetiremem" dedi
Resul-i Ekrem (s.a.v.) hazretleri rivayet olunduğu üzere ashabıyla bir hurma yiyip, üzerine su içtiklerinde "Bizi doyuran, suya kandıran ve Müslümanlar olarak yaratan Allah'a hamdolsun." diye hamdederek buna işaret buyurmuştur.
Tatile çık... Bir ömür boyu mutsuz olmak istiyorsan nefsine uy gaflet ve cahillikle yaşa!... Dünya ve ahret saadeti istiyorsan ilim öğren, kuran ve hadislere uy!.
Selam ve duayla….
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.