Neden boşanıyoruz?
Hz. Adem (as) zamanından günümüze kadar devam ede gelen ve Cennette de devam edecek olan nikâh, bu önemli mevkiine binaen İslâm hukukunda, bir akit, bir ibadet görünümündedir. Yani nikâh, bir yönüyle ibadete, bir yönüyle de muamelâta girmektedir. Toplumun temel taşı olan ailenin İslam'da çok özel ve önemli bir yeri vardır. Erkek ve kadın gelişigüzel bir araya gelip aile kuramazlar. Evliliğin-nikahın belli şartları ve merhaleleri vardır. (Veli izni, denklik, görüşme, şahitler, mehir, Allah adına nikah akdi, çevreye duyurulması v.b) Erkek kadını ailesinden Allah'ın bir emaneti olarak alır. İkisinin de birbirleri üzerinde hakları vardır ve bunlara riayet etmeleri gerekir. Erkekler reistirler, yöneticidirler, ailenin geçiminden sorumludurlar. İyi kadınlar da gönülden (Allah'a ve Allah'a isyan olmayan konularda) eşlerine itaat edenlerdir. (Nisa 34) İslam’da aile korunmuş ve sebepsiz boşanmalar kınanmıştır. Ailenin korunması, yıkılmaması için gereken tedbirler Kur'an'da ve hadislerde belirtilmiştir: Aileyi birlikte yaşatan, Ailenin sırları dışarı çıkmamalıdır.. Hoşlanılmayan durumlara sabredilmelidir. Allah'ın emir ve yasaklarına riayet etmemeleri durumunda hemen ayrılmamalı, barış için çaba sarf etmelidirler. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın.
Allah yücedir, büyüktür." (Nisa 34) Hala durum düzelmediyse iki taraftan hakem tayin edilir. Uzlaşı yolu aranır.
"Allah'ın en sevmediği helal" (Ebu Davud) olan boşanmanın kolayca (fevren, kızgınlıkla, sarhoşken, dalgınlıkla, şakayla, şartlı olarak, şartlarına uymadan, bir anda birden fazla söyleyerek) gerçekleşmeyeceğine en güzel delillerdir. Allah'ın ayetleri, Allah Rasulü'nün sünneti bellidir. Ailenin; çocukların, kadının korunması, zarara uğratılmaması esastır.
Yüce kitabımızdaki; Emirler uygulanmayacaksa veya keyfe, örfe uydurulacaksa, kitaplara inandım biadının, ne anlamı kalır. Keyfi ve fevri boşanmaların önüne geçilmelidir. Allah'ın dini anlaşılmayınca yanlış uygulamalar devam etmekte ve ardında olaylara aldatıcı oyun ve hilelerle evliliğin devam edebileceğini söyleyen fetva makamları aranır. Ayrıca dört eş konusu da; ilk eşin rızası aranır, mevcut nikah akdini yapana da yaptırana da ahret kaybı söz konusu (Tegabun ona göre) olur.
“Allah'ın bu konudaki emirleri uygulanmıyor veya tavsiye gibi görülüyorken; Allah adına, şahitler huzurunda gerçekleşen nikah akdini birden kesip bitirivermek erkek veya kadının ağzından çıkan bir söz... Sevgi, saygı, merhamet, anlayış, fedakarlık temelleri üzerine kurulması gereken yuvaların tehdit ve korkuyla sürdürülmesi, işkence, kötü huy ve davranışlar, Yılların emeğinin bir anda sıfırlanması ve en çok korunması gereken emanetlerin ve çocukların bir anda duygusal / psikolojik ve ekonomik olarak çökertilmesi toplum barışını yok etmekte, huzur ve güven ortamını da kaldırmak İslam inancına uyar mı?
Çocukların, kadınların ve eşlerin haksız yere mağdur edilmemeleri, erkeklerin pişmanlık yaşamamaları, ailelerin dağılmaması ve toplumun yara almaması için halkın Kur'an'a hadise göre hüküm ve hikmeti öğrenmesi, gerekmektedir.
Kadının hakkı olan mehrin yazılı anlaşmayla sağlama bağlanmadığı, herhangi bir boşama durumunda caydırıcılığı olmadığı ve boşanmanın da bu kadar kolay olduğu toplumlarda her zaman kadınların ve çocukların mağduriyetleri söz konusudur.Ailesinin yanına dönmelerin zorlaştığı, veli kavramının önemsenmediği, yeniden evlenmenin neredeyse imkansızlaştığı bu zaman ve ortamda Müslümanların kendilerine ve toplumlarına verdiği zarar düşmanların verdiği zarardan daha fazladır.
“Kadınlar için erkekler üzerinde, erkekler için kadınlar üzerinde bulunan hukuka denk haklar vardır". "Allah'ın kimini kimine üstün kılmasından ötürü ve erkeklerin mallarından sarf etmelerinden dolayı, erkekler kadınlar üzerinde hâkimdirler" . Kadının Rahman suresi 70'e göre cennette güzel huylu güzel yüzlü kadınlar vardır. Ayetine uygun halde olması gerektiğini bilir. Yüce kitabımızda kocaların eşlerine "sağlam bir teminat" verdiğinden aile yuvasının önemine de dikkati çeker. Kocalara hitapla "Onlarla (kadınlarla) güzellikle geçinin. Eğer onlardan hoşlanmıyorsanız (sabredin). Hoşlanmadığınız bir şeyi Allah, çok hayırlı kılmış olabilir" (Nisa, 4:19) ayette, kocalara yapılan
emir ve tavsiyelerinde bulunur. Tarafların bir gereksinim olmaksızın, sırf nefsiniz hoşlanmadığı için ayrılmaya kalkmayınız ve muaşeretlerine ma'rufla (yatak ve infak hususlarında insaflı, sözde ve sohbette tatlı bulunmakla) sabredin. Ayette, gerek ahlâkî ve gerekse de fizikî yönleriyle hoşlanılmadığında bile, boşanmamaya ve iyi geçinmeye teşvik vardır. Bazı tavırları size hoş gelmez, sohbetlerinden bıkarsanız, olabilir ki Allah onda birçok hayırlar yaratmıştır. Allah c.c ayette. kocalarına karşı itaatkâr ve gıyaplarında iffetlerini koruyan kadınları övmüştür.
Hz. Peygamber (as), şu tavsiyede bulunur; "kadın dört şeyden dolayı nikahlanır; malı, soyu, güzelliği ve dini. Sen dinini tercih et ki, elin bereketlensin." Efendimiz (as), erkeklere hitaben; "bir kimse, hanımına buğz etmesin, kin tutmasın. Onda hoşlanmadığı huylar varsa, ona mukabil, memnun olacağı huylar da vardır" buyurur. İyi geçinmede çok önemli bir esas olan, toleranslı davranma, kusur aramama ve güzel tarafları göz ardı etmeme öğütlenmektedir. Bunun için, "güzel bakan güzel görecek, güzel gören de hayatından lezzet alacaktır"
Hz. Ömer, oğlu Abdullah'ın hanımını hayız halinde boşadığını Hz. Peygamber (as)'e bildirince. Peygamberimiz (as)'in çok kızdığı görülür. Karısını boşamış, sonra geri dönmüş ve akabinde tekrar boşamış bir kişinin durumu karşısında, "bazı kimselere ne oluyor ki, Allah'ın hükümleri ile oynuyorlar?" ifadesini kullanarak, yapılan işin kötülüğüne dikkat çeker. Ayrı bir olayda ise; bir defada üç talâkla karısını boşayan bir kişi, kendilerine haber verildiğinde, öfkeli bir şekilde kalkarak, "ben aranızda olduğum halde, Allah'ın kitabıyla mı oynanıyor?" diyerek, sitem eder ve rahatsızlığını belirtir.
Allah c.c. helal kıldıkları arasında en sevmediği şey boşanmadır (Hadis-i Şerif; Ebu Davud) İslam hukukunda boşama yetkisi, genel prensip olarak kocaya aittir. Evlilikleri ayarlayanların, kız ve erkek her iki tarafın, psikolojik özelliklerine varıncaya kadar denkliklerini araştırmaları gerekmektedir. Resûl-i Ekrem (as), şu sözleriyle boşanmanın ne kadar çirkin bir şey olduğunu anlatmaktadır. "Allah sık sık kadın değiştiren çeşnici erkeklerle, sık sık koca değiştiren çeşnici kadınları sevmez." "Herhangi bir kadın, gereksiz yere, kocasından boşanmayı isterse, Cennetin kokusu ona haram olur." "Hul' yapan (kocasından mal karşılığı boşanmasını isteyen) kadınlar münafıktırlar." "Evleniniz, fakat (kurduğunuz aile yuvalarını) talâk ile yıkmayınız. Zira ondan arş-ı ilâhî titrer; "İblis arşını suyun üzerine kurar. Sonra da çetelerini gönderir. Bunlardan rütbece en yakın olan (itibarca en büyük olanı), fitnece en büyük olanıdır. Biri gelip, 'şunu şunu yaptım' der. İblis 'hiçbir şey yapmamışsın' sözüyle karşılık verir. Sonra bir başkası daha gelir ve yaptıklarını anlatır; 'karısıyla aralarını ayırıncaya kadar peşlerini bırakmadım'. Bunun üzerine iblis, onu kendine yaklaştırır ve 'aferin sana (sen ne iyisin)' diyerek, iltifat eder." Her keyfî boşanma, boşayan için bir nedamet, boşanan için bir haksızlık ve aile fertleri içinde öyle bir huzursuzluk kaynağıdır ki, bazen bütün bir hayat boyu kanayan bir yara gibi vicdanında beyninde bitirememektedir.
Günümüzde "dar ve çekirdek aile"de aile içi kırgınlık ve geçimsizlikler de yeterli dayanışma ve rehberlikten mahrum kalındığından, boşanma hâdiselerinin artış kaydetmesi neden olmaktadır. Müslüman'ın hayat felsefesine göre kadın, istendiği zaman alınan, istendiği zaman da atılan bir eşya görme anlayışından uzaktır. O, daha başta evlenirken hanımının Cennetteki hurilerden bile güzel, ebedî hayat arkadaşı olduğunun bilincindedir. Bir toplum içindeki aileler zamanın şiddetli fırtınalarına karşı ne kadar dayanıklı olursa, toplum da o derece sağlam olmaktadır. Bu sağlamlığı temin eden birinci şart da, kutsal bir müessese olan ailenin İki rüknü (karı-koca) arasında olması gereken, kurdukları yuvayı ebedî yaşatma isteğidir. Bunun da tek kaynağı, eşler arasındaki karşılıklı sevgi ve saygıdır. Selam ve duayla...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.