Nefisime hakim
Huzur toplumu İnsan nefsine ait, hastalıklar ile haramları tek tek terk ederek, günah ve düşmanlıktan uzaklaşarak, kuran ve hadisten öğrendiği yeni ve güzel davranışları sergilemeye, imanın öğrettiği ödev ve sorumlulukları ışığında dinini çevresine sevdirmeye, her konuda düzenli ve mantıklı olmaya, sorunlarını dışarıya belli etmeden, sabır namaz, dua ve zikirle geçirmeyi, etrafındaki kişilerin kalbini kırmadan, bütün işlerde esenliğe çıkmayı, fitne ve fesattan uzak, Yüce kitabımız ve hadislerdeki örnek insan yaşamlar ile rahata ermenin yolları anlatılmalı.
Kulluk görevi bilinci ile Müslümanlardanım sözüyle talip olduğu, cennet yurdunun güzel huy ve davranışlarıyla yüksek ahlaki bir birey olmalı. Vurdum duymaz değil İnsanın sözü hikmet, bakışı ibret ve susması ders olmalıdır.Pâdişâh II Bayezîd bir mecliste; Müslümanların Peygamber efendimizden gelen doğru inancı yıkmak için harekete geçen sahte şeyh ve tarikatların ayıklanarak şeyhlerin imtihana tâbi tutulmasını ve kapatılmasını istedi. Ahmed Şemseddîn hazretleri ile Osmanlı Sultânının da hazır bulunduğu imtihan heyetine reislik etti. Şemseddîn hazretlerinin, imtihan sırasında gösterdiği kemâl, dirâyet ve olgunluk hak ve doğru yolda bulunan şeyhler rahatlıkla geçirirken sahteleri mahcup ve perişan oldular. Dergâhları kapatıldı. ve yaptıkları işten men edildiler. Böylece halkın yanlış insan ile birlikte olup ahretini kaybetmesine ve inanç faktörü olan tarikatlerin yanlışlıkları sonucu itikattan uzaklaşmasının önüne geçildi. Ahmed Şemseddîn hazretleri: "Ey dostlarım kibirden sakınınız. Peygamber efendimiz Sallallahü aleyhi ve sellem; "Kalbinde zerre kadar kibir olan Cennet'e giremez." buyurdu. Kibir, Allah'ın kullarına hakâret, aşağılık gözü ile bakmaktır. Kendini herkesten üstün görmektir. Ebû Hâşim Sûfi hazretleri; "Dağı iğne ile kazıp yerinden yok etmek, kalpten kibri söküp atmaktan daha kolaydır." demektedir." "İnsanın kalbinde bir hevâ ağacı bitmiştir ki yedi dalı vardır. Her dal bir tarafa yönelir. Birincisi göze, ikincisi dile, üçüncüsü kalbe, dördüncüsü nefse, beşincisi ebnâ-i cinse (diğer insanlara), altıncısı dünyâya, yedincisi âhiretedir. Her dalın bir çeşit meyvesi vardır. Göze yönelen dalın meyvesi harama bakmaktır. Dile yöneleninki, başkasının ayıp ve kötülüklerini söylemek, gıybet etmektir. Kalbe yöneleninki, başkalarına kin ve düşmanlık etmektir. Nefse yöneleninki, şüpheli şeyler ile, haram ve mekruhları işlemektir. İnsanlara yöneleninki, onlardan üstün olmak, onları hor ve hakîr tutmak, aşağı görmektir. Dünyâya yöneleninki, uzun emel sâhibi olmak, aş, iş, mal ve makam hırsı ile dolu olmaktır. Âhirete yönelen dal ise, üzüntü ve pişmanlıktır. İnsanda hevânın, arzu ve isteklerin kökü bâkidir, kalıcıdır. Elbette devamlı tâze dallar verir. Ancak Allahü teâlânın emirleri yerine getirilir, yasaklarından sakınılırsa hevâ ağacı kalpten sökülüp atılır. Kötü huyları, ahlâkları gidip, güzel huylar ile süslenir. Bu ise bir rehberin yol göstermesi ile mümkün olur” demiştir.
Kaynak: Huzur toplumu - Bahattin Demiray CUMA BİZ MÜSLÜMANLARA NEDEN ÖNEMLİ!
Cuma, müminlerin bayramıdır. Cuma günü yapılan ibadetlere iki kat sevap verilir. Bugün işlenen günahlar da iki kat yazılır. Bilhassa Cuma gününü, günahlardan kaçarak ibadetle geçirmeye çalışmalıdır! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Cuma günü günah işlemeden selametle geçerse, diğer günler de selametle geçer.) [İmam-ı Gazali]
(Sevaplar içinde Cuma günü ve gecesinde yapılandan daha kıymetlisi, günahlar içinde de Cuma günü ve gecesinde işlenilenden kötüsü yoktur.) [Ramüz]
(Cumadan faziletli bayram yoktur ve o günkü iki rekat namaz, Cuma günü dışındaki bin rekattan efdaldır.) [Deylemi] (Günlerin en kıymetlisi cumadır. Cuma günü, bayram günlerinden daha kıymetlidir. Cuma, dünyada ve Cennette müminlerin bayramıdır.) [Riyad-un-nasıhin]
(Günlerin seyyidi yani efendisi cuma, ayların efendisi muharrem, ağaçların efendisi sedir ağacı, dağların efendisi Tur-i Sina, Habeşlilerin efendisi Bilal, İranlıların efendisi Selman, sözlerin efendisi Kur’an, Kur’anın efendisi Bekara, Bekara sûresinin efendisi Âyet-el-Kürsi’dir.) [Deylemi]
Halk arasında, gün kelimesi, gündüz olarak anlaşılıyor. Gün, 24 saatlik zamana denir. Yani geceyle birlikte gündüze, gün denir. (Cuma geceniz ve gündüzünüz) yerine, (Cuma gününüz) demek, hatta sadece (Cumanız) demek yeterlidir. Bayram ve diğer mübarek günler de böyledir.
(Ümmetimin bayramları içinde, cumadan daha kıymetli bayram yoktur ve o günkü iki rekât namaz, cuma günü dışındaki bin rekâttan efdaldir.) [Deylemî]
(Allah indinde günlerin seyyidi cumadır. O, Kurban ve Ramazan Bayramı günlerinden de kıymetlidir.) [Buhari]
(Cuma, fakirlerin haccıdır ve müminlerin bayramıdır ve gök ehlinin bayramıdır ve Cennette de bayram günüdür. Günlerin en iyisi, en şereflisi Cumadır.) [Ey Oğul İlmihali]
“Allahü teâlâ, Cuma gününü Müslümanlara mahsus kılmıştır. Cuma suresi sonundaki âyet-i kerimede mealen;
(Ey iman etmekle şereflenen kullarım! Cuma günü, öğle ezanı okunduğu zaman, hutbe dinlemek ve Cuma namazı kılmak için camiye koşunuz. Alışverişi bırakınız! Cuma namazı ve hutbe, size, başka işlerinizden daha faydalıdır. Cuma namazını kıldıktan sonra, camiden çıkar, dünya işlerinizi yapmak için dağılabilirsiniz. Allahü teâlâdan rızık bekleyerek çalışırsınız. Allahü teâlâyı çok hatırlayınız ki, kurtulabilesiniz!) buyuruldu.
Namazdan sonra, isteyen işine gider çalışır. İsteyen camide kalıp, namaz kılar, Kur’ân-ı kerim okur, dua ile meşgul olur. Namaz vakti alışveriş sahihtir, fakat, günahtır.”
(Cuma günü iyiliklerin hazinesidir ve güzel şeylerin menbaıdır.) [Ey Oğul İlmihali]
(Cuma günü geldiği için sevinen bir mümine, kıyamete kadar her gün, o kadar sevap verilir ki, adedini Allahü teâlâ bilir.) [Ey Oğul İlmihali]
(Cuma günü veya gecesi Duhan suresini okuyana Cennette bir köşk ihsan edilir.) [Taberani]
(Cuma gecesi Kehf suresi okuyan, Kıyamette, yerden göğe kadar bir nurla aydınlanır. İki Cuma arasında işlediği günahlar da affolur.) [Tergib]
(Cuma gecesi iki rekat namaz kılıp, her rekatta bir Fatiha, bir Âyet-el Kürsi, 15 İhlas okuyup selam verdikten sonra bana bin salevat okuyan, beni rüyada görür.) [Şir’a]
(Cuma günü sabah namazından önce, üç kere Estagfirullah elazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh okuyanın, kendinin ve anasının ve babasının bütün günahları af olur.) [Tergib-üs-salat] (Kul haklarını ve kazaya kalan farzları ödemek ve haramlardan vazgeçmek şarttır.)
(Allahü teâlâ, bugünden itibaren kıyamete kadar size Cumayı farz kıldı. Adil veya zalim bir imam, başkan zamanında küçümseyerek veya inkâr ederek Cumayı terk edenin iki yakası bir araya gelmesin! Böyle bir kimse tevbe etmezse, onun namazı, zekatı, haccı, orucu ve hiçbir ibadeti kabul olmaz.) [İbni Mace]
(Cuma namazı kılmak; köle, kadın, çocuk, hasta hariç, her Müslümana farzdır.) [Ebu Davud, Hakim]
(Bir Müslüman, Cuma günü gusül abdesti alıp, Cuma namazına giderse, bir haftalık günahları af olur ve her adımı için sevap verilir.) [Riyadun-nasıhin]
(Özürsüz üç Cumayı kılmayanın kalbi mühürlenir, yani iyilik yapamaz olur.) [Hakim]
(Cuma namazı kılmayanın kalbi mühürlenir, gafil olur.) [Müslim]
(Cuma namazı yolunda ayakları tozlanana Cehennem ateşi haramdır.) [Tirmizi]
(Cuma namazından sonra, yedi defa ihlas ve muavvizeteyn okuyanı, Allahü teâlâ, bir hafta, kazadan, beladan, kötü işlerden korur.) [İbni Sünni] [İhlas, Kul hüvallahü ehaddır. Muavvizeteyn, kul euzülerdir.]
Cuma Namazını kılıp dua ettikten sonra, Fatiha, Kâfirun, İhlâs, Felak ve Nas surelerini yedişer defa okuyan, bir hafta, kaza, bela ve sıkıntılardan kurtulur. (S. Ebediyye)
Allahü teâlâ, Cuma gününü Müslümanlara mahsus kılmıştır. Cuma suresi sonundaki âyet-i kerimede mealen; (Ey iman etmekle şereflenen kullarım! Cuma günü, öğle ezanı okunduğu zaman, hutbe dinlemek ve Cuma namazı kılmak için camiye koşunuz. Alışverişi bırakınız! Cuma namazı ve hutbe, size, başka işlerinizden daha faydalıdır. Cuma namazını kıldıktan sonra, camiden çıkar, dünya işlerinizi yapmak için dağılabilirsiniz. Allahü teâlâdan rızk bekleyerek çalışırsınız. Allahü teâlâyı çok hatırlayınız ki, kurtulabilesiniz!) buyuruldu. Namazdan sonra, isteyen işine gider çalışır. İsteyen camide kalıp, namaz, Kur'an-ı kerim, dua ile meşgul olur. (Riyadun-nasıhin)
Cuma günleri duanın kabul olacağı bir an vardır. Bu an, hutbe ile Cuma namazı içindedir diyenler çoktur. Hutbe dinlerken, dua kalbden olur. Ses çıkarmak caiz değildir. Bu an her şehir için başkadır. Cuma günü, gecesinden daha kıymetlidir. Gecesinde veya gündüzünde (Kehf suresini) okumak çok sevaptır. (Tefsir-i Mazheri)
Bir hadis-i şerifte, (Cuma günlerinde bir an vardır ki, müminin o anda ettiği dua red olmaz) buyuruldu. Bazıları, bu an, ikindi ile akşam ezanları arasındadır, dedi. (Riyadun-nasıhin)
Cuma günü, ruhlar toplanır ve birbirleriyle tanışırlar. Kabirler ziyaret edilir. Cehennem, Cuma günü çok sıcak olmaz. Âdem aleyhisselam Cuma günü yaratıldı. Cuma günü, Cennetten çıkarıldı. Cennettekiler, Allahü teâlâyı Cuma günleri göreceklerdir. Cuma günü kabir azapları durdurulur. Bazı âlimlere göre, müminin azabı artık başlamaz. Kâfirin Cuma günü ve Ramazan ayı hariç, kıyamete kadar azabı devam eder. Cuma günü ölen müminler, hiç kabir azabı görmez. (S. Ebediye)
Cuma günü denince, gecesi de anlaşılır. Ramazan ayı denince de, geceleriyle birlikte bir ay anlaşılır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:(Cumartesi günleri Yahudilere, pazar günleri nasaraya verildiği gibi, Cuma günü, Müslümanlara verildi. Bugün, Müslümanlara hayır, bereket, iyilik vardır.) [Riyadun-nasıhin]
(Üzerine güneşin doğduğu günlerin en kıymetlisi Cuma günüdür.)
(Âdem aleyhisselam Cuma günü yaratılmıştır. Cuma günü Cennete götürülmüştür. Cuma günü dünyaya gönderilmiştir. Cuma günü kıyamet kopacaktır. Cuma gününde öyle bir saat vardır ki, o saatte bütün dualar kabul olur.)
(Cuma günü, bayram günlerinden, Arefe ve Aşûre gününden daha kıymetlidir.)
(Allahü teâlâ, Cuma günü ölen mümine kabirde azap etmez.)
(Cuma günü kırk defa salevat getirenin kırk yıllık günahını Allahü teâlâ affeder.)
(Cuma gecesi iki rekât namaz kılıp her rekâtında bir Fatiha ve yetmiş İhlâs okuyarak selâmdan sonra yetmiş kere istigfar okuyan, Allahü teâlâya yemin ederim ki ümmetimin [imanlı olanlardan] hepsi büyük günah işleyerek ölse, bu namazı kılan, onlara şefaat eder, Allahü teâlâ da onun şefaati ile [Müslümanların] hepsini Cennete koyar.)
(Kim, Cuma günü gusleder, güzel elbiselerini giyer, güzel koku sürünür, mescide gelip cemaatin omuzlarına basmadan oturursa, bir haftalık günahları affolur.)
(Her kim Cumaya gelip cemaatin omuzlarına basarak ilerlerse Kıyamette o kimseden Cehenneme giden bir köprü yapılır. Halk onun üzerinden geçerler.)
(Güzel bir abdest alıp Cumaya gelerek sessizce hutbe dinleyenin, bir önceki Cumadan bu Cumaya ve üç gün sonrasına kadar, yani toplam on günlük günahı affolur.)
(Cuma günü bir defa İhlas-ı şerif okuyan, Kadir gecesini idrak etmiş gibi olur.)
(Cuma namazına yetişen kimseye bin şehit sevabı verilir.)
Riyad-un-nasıhin kitabındaki hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Cuma, dünyada ve Cennette müminlerin bayramıdır.)
([Mazeretsiz] Cuma namazını kılmayanların kalblerini, Allahü teâlâ mühürler. Gafil olurlar.)
(Cuma günlerinde öyle bir an vardır ki, müminin o anda ettiği dua reddedilmez.)
(Bir mani yokken, üç Cuma namazını kılmayanın kalbini, Allahü teâlâ mühürler [iyilik edemez olur].)
Cumanız Mübarek olsun!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.