Nesimi’ye taş atan hainler-siz kimsiniz?
Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Sayın İlham Aliyev, Nesimi’nin doğumunun 650. Yılı ile ilgili karar imzalamıştır. Zaten can Azerbaycan’da sanata, müziğe, edebiyata, resim, heykel, Güzel Sanat türlerine olağanüstü dikkat ve sevgi olduğunu hepimiz biliyor ve idrak ediyoruz. Bu anane hala Ulu Önder Haydar Aliyev dönemlerinde daha üst düzeyde yâd ediliyordu; Haydar Aliyev ve bütün siyaset ve devlet adamları ayda bir defe, deha müzisyen, besteci ve şef, Niyazi’nin denetiminde, Devlet Filarmonisinde Senfoni Orkestranın Konserine gidiyorlardı. Haydar Aliyev bunu titizlikle yapıyordu. Konserden sonra şef ve Orkestra müzisyenleri ile görüşüyordu ve istek ve taleplerini derhal icra ettiğinin canlı şahidiyim. Bu etkinlikte kendim de iştirak ediyordum. Ayrıca Devlet Tiyatrosu’nun tüm yeni temsillerinin prömiyerlerine mutlaka gidiyordu ve temsilden sonra aktörlerle de mutlaka görüşüyordu, bu güzel anane olmuştu. Sanat adamları ile devlet iç-içe yaşadığına şahidimdir. Sayın İlham Aliyev de ünlü şef Rauf Abdullayev’in doğumunun 80. Yılında Senfoni Orkestranın Konserinde iştirak ettiğini Az.TV-de izledim. Sayın İlham Aliyev ve Hanımı Mehriban Aliyev’a, Konser sonrası şef Rauf Abdullayev’i tebrik ettiler ve kendisini dinlediler. Ünlü şef Orkestra müzisyenlerinin maaşlarının artırılmasını talep etti. Kısa zaman diliminde Orkestra üyelerinin maaşları yükseltildi.
DEVLETİMİZ, SANAT VE SANATKÂRIN DOSTUDUR
Devletin sanat ve sanatkârlara dikkati daima yüksek olduğunun en bariz numunesi, Sayın İlham Aliyev’in Martın 1-de tanınmış sanat ustaları ile buluşması oldu. Örneğin, yetenekli aktör, Devlet Sanatçısı Afak Beşirkızı Musikili Komediye aktörlerinin düşük maaş aldığından sitem etti; üstün yeteneğe sahip, Devlet Sanatçısı, Hacı İsmayılov aktörlerin az maaş aldıkları, aktörlerin menzillere ihtiyacı vardır. Sayın İlham Aliyev’in Tiyatro temsillerine az geldiğinden sitem etti; Rus Dram Tiyatrosu Başrejisörü Şarovskiy de “Neden Tiyatromuz Akademik ismini taşımıyor türünden şikâyet edenler hemen olumlu cevaplarını aldılar.
Besteciler İttifakı Başkanı, dünya ünlü besteci Firengiz Alizade fevkalade önemli konuyu gündeme taşıdı: “Az. TV-de zayıf programları, özellikle Yönetim Kurulunu haklı olarak eleştirdi. Yönetim Kurulunda mutlaka tanınmış, ünlü besteci, yazar ve eleştirmenlerin olmasını ben defalarca köşe yazılarımda gündeme taşımışımdır. Az. TV, devletin resmi Kurumudur, fakat çok zayıf programlar sunulur; denetim hiç yoktur, ya da eğitimsiz, zayıf kişiler tarafından denetlenir. Sanat programları çok basittir, Azerbaycan dili resmi devlet dilidir, fakat Az. TV-de yöresel aksanlar öne çıkıyor ki, Azerbaycan dilimize darbe vuruluyor. Bunu defalarca yazdım, önerilerde bulundum; 1962-63 yıllarında, Tiyatro Üniversitesinde, ünlü sanat ustaları, Devlet Sanatçıları Rza Tahmasip ve Muhlis Cenizade denetiminde iki yıllık “Diksiyon” kursları açıldı ve onlarca usta Yorumcular eğitildi; S. Sanani, Rafik Hüseynov, Muhabbet Alekberli, Hicran Hüseynov, güzel sunucular Ordusu eğitildi…
AZ. TV YÖNETİMİ HİÇBİR TEDBİR ALMADI
Bunları tekrar-tekrar yazdım, fakat Az. TV Yönetimi hiçbir tedbir almadı. Branşında deneyimsiz, mesleği dışında kişiler müzik programlarını yönetiyorlar. Az. TV-de kohum-akrabalar dolmuş bölümlere, devletin resmi sanatsal, sosyal ve siyasi yönden önemli kurumu devlet tarafından adeta yönetilmiyor, denetimsiz bırakılmıştırtır. Aile bireyleri, akraba ve tanıdık kişiler Kurumun üst kademelerinde müzik eğitimi olmayan kişiler bile müziği denetliyor ve saire. Tesadüfî kişiler ekrana çıkıyor; muğam sanatımıza darbe vuruluyor; Fars müziği tebliğ ediliyor – bunları daha önceden yazdım ve sonunda Cumhurbaşkanı, Sayın İlham Aliyev’e ve Haydar Aliyev Fondünün Başkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Saygıdeğer, Mehriban Hanıma müracaat ettim ve Az. TV devlet Kurumundaki olumsuzlukları dile getirdim. Evet, bu önemli Kurumun, denetime alındığını işittim ve sevindim. Müzik ve sanat alanında en tanınmış kişilerin Yönetim Kuruluna ve birimlere getirileceğine umut ediyorum. Az. TV, artık devletimizin, özellikle Haydar Aliyev Fondünün denetiminde olacağından memnunum ve buraya, bölümlere üstün yetenekli kadroların getirileceğine inanıyorum. İleride bu Kuruma “burun sokan” olmayacak, çünkü elimde yeterli kadar bilgi vardır, gerektiğinde köşemde açıklayacağım. Çünkü Az. TV, Azerbaycan’ın dünyaya açılan penceresidir, birilerinin yazlığı ve bahçesi olmamalıdır.
Cumhurbaşkanımız sanat adamlarının tüm isteklerini yerine yetirmiştir: Rus Dram Tiyatrosu ve Müzikal Tiyatro – Akademik yüksek ada layık görüldüler. Aktörlere daireler verilmiştir; maaşları yükselmiş; Sinemacılar İttifakı, Besteciler İttifakı, Tiyatro Hadimler İttifakı ve başka sanat Kurumlarına devlet yüksek maddi yardımlar ettiğinden çok memnun kaldım. Sanat adamlarına Fahri adlar verilmiştir, yeni menzillere taşınmışlar. Bakü’de ünlü Misyoner, Azerbaycan halkının mukaddes evladı, Hayriyeci milyoner Zeynalabdin Tağıyev’in Heykeli yakınlarda layıklı mekânda yükselecektir.
Büyük mütefekkir, filozof şair İmameddin Nasimi, Orta Çağ döneminde Cihana yükselen sesiyle dünyaya haykırıyor ve şöyle der:
Bende sığar iki cihan,
Ben bu cihana sığmazım…
Etrafı eğitimsiz ve basit kişilerle sarılmış büyük şair, “En el-Hak” diyen fikir adamlarının sesini daha da yücelterek süfli düşünce ve felsefesinin en bariz devamcısı olmuştur; ender düşünce şairimizin önce başı kesilmiş, sonra derisi soyulmuştur.
ÜLKEMİZDE BAZILARI NESİMİ’YE SAYGISIZLIK EDİYOR
Şiirlerin el yazıları dünya devletleri kütüphanelerinde korunmaktadır. Fakat Azerbaycan’da ucuz ve basit düşünceli bir toy-düğün şarkıcısı, Afet Fermankızı (konuşmalarını videoda izledim ve “yazıklar olsun size”, dedim), mütefekkir şairimizin yukarıda, derin felsefi mazmun ve düşünce ifade eden, iki mısrasıyla başlayan bu deruni şiirini, “Rok” temposunda, ucuz ve basit meydan eylemcesine çevirmiş ve bunu da “halk seviyor” diyor ve ucuz maskara kafalı kişilerin arkasına sığınıyor. Sanat ve tiyatromuzun usta isimleri Üniversite arkadaşlarım –Devlet Sanatçıları, Şeyh, Abdul Muradov ve Nasimi rolünün usta yaratıcısı Rasim Balayev ve başkalarını aksakal nasihatlerini dinlemiyor. Ben şahsen bu kadının Azerbaycanlı olduğuna şüphe ediyorum. Nedenlerim vardır: kendisi “ben öğretmenim” diyor, fakat Nesimi gibi mütefekkir şairimizin yaratıcılığını öğrenmemiştir ve bilmiyor. Nasıl bir öğretmendir bu zavallı? Konuşmasını dinledim: 1). Bu şahsın psikolojik sorunları vardır, çünkü karşısındaki üstadı dinlemiyor, hep kendisi konuşuyor; 2). Ülke sahipsiz değildir. Ulu Önderimiz, ilk defa Nesimi’nin 600 yıllık Jübilesini JUNESSO’DA yaptı ve şairimizin irsini dünyaya tanıtmıştır. Onun deruni şiiri eğlence olamaz. 3). Yazarlar Birliği olaya el atmalıdır. Çünkü büyük şairimizin ruhuyla alay ediliyor. 4). Birileri bu “toy Şarkıcısı”nı büyük şairimizin felsefi mazmunlu ruhuyla alay etmesine vesile olmuştur. 5) Bu basit sesli kadın - öğretmen olamaz, çünkü halkımızın zengin edebi irsini bilmiyor, copçuklarımızı eğitemez. Ruhu da zayıftır, aklı da.
BU BELALI KADINA “YANLIŞ YOLDASIN, “DUR”, DEMELİYİZ
Mirze Alekper Sabir’in satirik şiirlerini seçmiş olsaydı, bu köşemde kendisini dünyaya tanıtacaktım. Örneğin, “İnanmıram, el çekin” şiiri kolaylıkla “Rok” yapıla bilir. Ünlü şarkıcı Mirze Babayev de bu şarkıyı güzel okuyor. Fakat Afet Fermankızı (Azerbaycanlı olamaz) Nesimi uzmanlarını dinlemiyor, onu savunan zavallılar da Nesimi şiirinin derin mefkûresini anlamakta acizler. O zaman devletimiz olaya el atmalıdır. Onun “Şov” sergilediği özel TV kapatılmalıdır, bana göre. Azerbaycan muğam sanatımızın, edebiyatımızın mağrur savunucusu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Mehriban Hanım Aliyeva’dan rica ederim, olaya el atsın. Bu “toy Şarkıcısı durdurmalıdır; Reyon İcra Hakimleri “toy Şarkıcısı”yı durdurmalıdır; çünkü Nesiminin 650. Yılı jübilesi günlerinde üstün zekaya, derin felsefi düşünceye sahip şairimizle alay ediliyor. Bu “zavallı”nın iğrenç, alay edici ifası sadece Ermenileri sevindirir ve onlara hizmet ediyor. Buna göre de bu zavallının Azerbaycanlı olduğuna şüphe ediyorum. Bu şarkı düşmanlarımızın da diline düşmüştür.
İkinci bir vatan haini ise Moskova’da, “Talış Cemiyeti” Başkanı Fexreddin Abbaszadedir. Ermenilerle birleşerek “Garabağ Ermenilerindir ve Rusya mutlaka Garabağı tanımalıdır”, diyor ekranlarda bu vatan haini.
Aslinde Rusya-Azerbaycan’a karşı, alttan-alttan tahribatla meşgul oluyor. Tüm felaketler - Rusların yürüttüğü işgalci siyaseti, topraklarımızın parsel-parsel Ermenilere peşkeş edilmesi ile ilişkilidir. Zaten Garabağ ve Hocalı soykırımı da 366. Rus Alayı tarafından yapıldığı hepimize Ay gibi bellidir. Örneğin, Moskova ve Petersburg’da PKK, YPK bürolarının kurulduğunu basından okuduk. Şimdi de Talış Cemiyeti kurulmuştur; yıllardır Azerbaycan’ın Cenup bölgelerinde yaşayan Talışları kışkırtmak, Azerbaycan’ı yeniden bölmek amacıyla yapıyor. Rusya baş belasıdır, son hamlesi Kırım Tatar Cumhuriyetini işgal etmiştir. Kıpçak Türk toprakları –Altay, şimdi Orenburg adlanır. Daha neler… neler verdır…
Devamı vardır:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.